Saraydan ahkâm kesmezdi en azından.
Ulan kurtuluş savaşını başlatan bir adamdan bahsediyoruz. Size ölmeyi emrediyorum diye cepheye koşan, trablusgarpta milli mücadele başlatan asilma olasılığına rağmen samsuna koşan bir adam lan bu. Saraydan kitap yasaklamaya benzemez.
sakarya savaş'ında kalbine kurşun yemiş insan hakkında ancak bu kadar konuşulabilirdi.
anlıyoruz trol filan olacaksınız dikkat çekeceksiniz ama bu aralar insanların sinirleri hassas. biraz anlayışlı olun becerebiliyorsanız. bu dikkat çekmek isteyen arkadaşa biriniz mesaj filan atın amacına ulaşsın, boş işlerden sıyırsın kendini.
Mustafa Kemal olaylar bu noktaya gelmeden tedbir alırdı. Muhtemelen 1999 da imralıya değil mezara koyar sonra da bakın Amerika demokrasinin beşiği ama orada da idam var diyerek konuyu unuttururdu.
Yıllarca bütün hükümetler sopanın ucundaki havuç gibi AB üyeliğini kullandı. Bakın bugün bu haldeysek bu durumun sebebi gerektiğinde çizgiyi çekemediğimiz içindir. Demiyorum ki her Can'ımız sıkıldığında bir yere asker sokalım ama Kürt devleti güya kırmızı çizgimizdi peki ne oldu adamlar adını ne koyarsanız koyun gitti kuzey Irak'ta kürt devleti kurdu. Şimdi de Suriye'de kantonlar var. Yıl olmuş 2016 ama biz şimdi şimdi diyoruz esas tehlike sınırımızda kurulan kürt devletidir. 1999 dan bugüne hadi onu da geç 2002 den bugüne sürekliliği olan bir askeri güvenlik bürokrasisi varken biz rest çekemedik şimdi de ey Avrupa bakın bu pyd terörist.
ülke dört biryandan doğrudan işgal edilmişken, tüm ordusu boşaltılmışken, her bir taraf kan ağlıyorken, üstelik kendisi sarayda üst düzey bir paşa iken ve hiç umursamadan gayet hoş bir hayat sürmeye devam edebilecekken, her şeyini geride bırakarak, bütün makam , mevkii, zenginlik ve rahatını geride bırakarak, can güvenliğini hiçe sayarak, kaçmamış ve en büyük taşın altına bizzat elini koymuş adam,
şurada kıçı kırık bir terör örgütünden kaçacak öyle mi?