(izmir işgali sonrası) istanbulda düzenlenen gösterilere tepki duyan işgalci güçler, 28 Mayıs 1919 günü, 67 Türk devlet adamını Maltaya sürgün eder. Mustafa Kemalde, Anadoluyu işgalci emperyalist güçlere karşı örgütlemek amacıyla 16 Mayıs 1919 günü, istanbuldan ayrılıyordu. 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Samsuna varan Mustafa Kemal, şu açıklamayı yapar:
Ortada Türkün barındığı bir Anayurdu kalmıştı onu da parçalamak istiyorlardı. Osmanlı Devleti, Padişah, Halife bunlar manasız sözlerdi. Bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da milli egemenliğe dayalı, kayıtsız şartsız bir Türk Devleti kurmak; Ya istiklâl Ya Ölüm!
Türkiyenin her tarafından işgalci emperyalist güçlere karşı Kuvayı Milli Dernekleri, direniş örgütleri kurulur. Bunlar daha sonra ulusal düzeyde birleştirilir. 23 Temmuz 1919da Erzurum ve 4 Eylül 1919da açılan Sivas Kongrelerinde, bağımsızlık savaşı için önemli kararlar alınır. Sivas Kongresine Askeri Tıp Okulunun öğrencisi Hikmet Boran, asker sivil bütün tıp öğrencileri adına ismail Fazıl Cebesoy ve ismail Hami Danişment de katılmıştır.
19 yaşındakı tıp talebesi Hikmet Boran, Mustafa Kemal Paşaya,
Delegeleri bulunduğum Tıbbıyeliler beni buraya bağımsızlık yolundaki çalışmalara katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem, manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddederim. Mustafa Kemali, vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz der.
Mustafa Kemal, şu karşılığı verir:
Evlat, müsterih ol. Gençlikle övünüyorum. Gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz.
Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklâl ya ölüm!
Gençler, vatanın bütün istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır.