obama'nın nobel barış ödülünü alması ile eşdeğer mantık hatasıdır. bir asker adına 'barış ödülü' verilmesi. bir de bize gazinin askerliği çok sevdiği öğretilmiştir. çok sevdiği mesleğinden istifa ederek büyük fedakarlıkta bulunmuştu hazret hani. sanki o kadar insan canından feragat ederek fedakarlık yapmadı da, utanmadan bunu söylüyorlar. neyse konu bu değil.
şimdi kimse çıkıp ''yurtta sulh cihanda sulh'' demesin. öyle olsaydı her politikacı adına barış ödülü tertip etmek gerekirdi. ayrıca kenan evren'in bu ödülü alması ayrıca ironiktir. ancak en temel mantık hatası dediğim gibi atatürk adına barış ödülü verilmesi..
bu: ''hilal cebeci roman ödülü'',''eınsteın güzellik yarışması'' vs. vs. kadar saçma...
askerlerin savaşma isteği ile yaşadığını sanan beyinsizlerin bulabileceği bir hatadır. hayır askerlik yapmamış adamlar askerler hakkında yorum yapıyor onu anlamıyorum. hangi asker savaşmak ister. git bir tane subayla tanış emrindeki askerlerden bazıları çatışmada ölmüş olan, bakalım psikolojisi mi kalmış adamın ama anca konuşup bok atın.
savaşçı veya askerin barış ödülü alması şaşılacak bir durum değildir aslında barış için savaşmak (birdaha savaş olmasın diye savaşmak)barışın en iyi temsilcisidir kısacası burada mantık hatası yoktur...
bir ulusun yaşamı tehlikeye girmedikçe savaş cinayettir diyecek kadar savaşa karşı olan büyük lider adını barış ödülüne verilmeside gayet normaldir. kendisi yurtta sulh cihanda sulh diyerekte bunu kanıtlamıştır. oruç başına vurmak böyle bir şey herald yazar kardeşim.
savvy? lüzumsuz, bir alaylı söyleyiştir tabii bu. anlamayanın anlamadığı, anlamayacağı ve anlamayacağını da bildiği apaçık ortada. (bkz: nato mermer nato kafa) nefes tüketmek, boğaz hırpalamak yapılacak iş değil burada. çünkü dinleyip dinlemediğini bile bilmiyoruz zati. hangi insan ne kadar bigâne olmuş? kendisi ne kadar büyük de, başkalarını küçük görebilecek denli ileri gidebilmiş? bunlar cevaplanması gereken sorular. yoksa nafile yere yormayalım kendimizi.
zaruri olmadıkça savaş cinayettir diyen, büyük taaruzu gerçekleştirmeden önce, son dakikaya kadar işi müzakere ile bitirmeye çalışan ama savaştan başka çaresi kalmayan birisi için düzenlenen ödüldür. çanakkale savaşlarında ölen anzakların ailelerine yazdığı mektubu hatırlatmaya gerek yok herhalde. mantık hatası yoktur. şimdi abilerinizin kucağına gidebilirsiniz.
yurd disinda hic bir kiymeti harbiyesi olmayan hatta kabul edenlerin uzerinde kara bir leke gibi duran , mandelanin red etmesiyle zaten sayginligini yitiren kendimiz calip kendimizin oynadigi baris odulu.
askeri yaşamı vatanı savunmak ve kaybedilen toprakları, kendi milletine ait olanı geri almakla geçen bir komutanı, obama vb işgalci dallamarla karşılaştıranların asla çözemeyeceği durumdur.
dedesi dersim'de veya zilan'da türk avına çıktığı sırada yaraklara gelip gebertilmiş yaratığın hazeyanları.
dersim de ölenler de çok sikimizdeydi falan ya, utanacağız atatürk'ümüzden falan.
Atatürk'ün yaptığı savaşların hepsi anayurt işgaline karşıdır. Gidip başka ülkenin toprağını ele geçirmek için ya da kaynaklarını ele geçirmek için bir savaş içerisinde bulunmamıştır. işgalci emperyalistlere karşı vatan toprağını savunmuş verdiği yüce savaş sonrası yunanistan ve rusyanın yönetimi daha ılımlı şekillerde mecburi değişmiş, ingiliz hükümeti düşmüştür. Bir takım embesil orospu evladı şakirt ve kürtçülerin savunduğunun aksine barış savaşın tezatı değildir. Biri sona erince diğer başlar. Savaş olmadan barış olmaz. Barış bir savaşmama halidir. Ülkelerin verdiği moladır. Bunu uzatmak da kaynakların doğru kullanımı ve eğitimle mümkün olabilir. Dolayısıyla Atatürk gibi bir kurtarıcı / kurucunun sadece nefsi müdafaa savaşı verip bu noktada kalması, başka ülkelere göz dikmemesi, eski düşmanlarını bile affetmesi bile barış kelimesinin içini doldurur. Tarikat artığı köpekler ve Mezopotamya maymunlarının anlmadığı kısım budur.