iki cilt halinde yayınlanmış birincisine (bkz: benim tutkularım var) ikincisine (bkz: ulusal giz) adı verilen ata'yı ata'nın ağzından dinleme fırsatı veren kitaplardır.
benim tutkularım var, hem de pek büyükleri; fakat bu tutkular, yüksek makamlarda bulunmak veya büyük paralar elde etmek gibi maddî emellerin doyumuyla ilgili bulunmuyor. ben bu tutkularımın gerçekleşmesini, vatanıma büyük faydaları dokunacak, bana da gerektiği gibi yapılmış bir görevin canlı iç rahatlığını verecek büyük bir fikrin başarısında arıyorum. bütün yaşamımın ilkesi, bu olmuştur. ona çok genç yaşımda sahip oldum ve son nefesime kadar da onu koruyacağım.
benim planlarımı, düşüncelerimi samimi olarak aktaran bu yazıları okuduktan sonra kuşku duymam ki, ulusum kendi kendine durumu düşünmek ve yargılamak için gerekli belgelere sahip bulunacaktır. eğer sizlere anlattığım düşüncelerde olanların dünyadan ne kadar anlamadıklarını olaylar kanıtlamamış olsaydı, sözlerimin gerçekliği zor anlaşılabilir diye bir süre daha beklemeye gerek görürdüm. fakat sanıyorum ki, bu gibi beklemelere ne benim, ne de türk ulusunun hiç ihtiyacı kalmamıştır. ................................................................................................................................................................................gazi mustafa kemal
"ben de bir insandım. sizden tek farkım lider özelliklere sahip olmamdı." diye içimden gelen cümleyi nakşetmek istedim buraya.
bir lider ama insan olan bir lider... bunu anlamak bu kadar zor değildir aslında "düş"ünen beyinler için. "düş" görenler mi? kabustalar farkında değiller...
ruşen eşref'e verdiği resmi üzerine bunları yazmıştır. benim tutkularım var, 137. sayfa:
''her şeye rağmen, muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletimin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.''
bu gençlik ne yazık ki yok olmaya yüz tutmuş durumda. ancak kurtuluş mücadelesi döneminde bile bir umudun peşine düşülebilmişse ve küllerinden bir büyük zafer doğmuşsa bu umut yitirilmemelidir.