elinden geleni yapardı elbet ama ab kapılarında köpek olmaz tavrını ortaya koyar ve eğer ab ye girmemiz türkiye için gerçekten faydalı olacaksa bunun için uğraşırdı.
atatürk ab için hiç birşey yapmazdı. çünkü yaşasaydı zaten avrupayı türkiyenin köpeği yapacağından kimsenin kuşkusu yoktur sanırım. ab üyesi ülkelerin hangisinden böyle bir lider çıkmıştır ki.
atatürk fenerlidir demek gibi bir şeydir. yazılı bir kaynak var mı bunu kanıtlayan, atatürk zamanında avrupa ülkelerinin bir topluluğu yok muydu? vardı elbette, peki niye katılmadı da, tüm sınır komşuları dahil herkeslepakt imzaladı. nutuk ta belirtmiştir zaten, "eğer avrupa birliği kurulursa kesin girilmelidir. bir kıbrıs, bir ermenistan buna engel olamaz. avrupa ne derse yapılmalıdır, medeniyete giden yol buradan geçer. onlar doğrusunu bilir."*
atatürkçülüğü bazı kesimlerinin nasıl anladığına en güzel örneklerden biridir. atatürk hiç bir zaman başka bir ulusa özenmedi, iyi gördüklerini aldı, uyguladı. bizim zamanımızda ise adeta bir lale devri yaşanmakta, modernlik yanlış anlaşılmaktadır. avrupalı gibi giyinince modern olunmuyor, bunu hala anlayamadık. bazıları da anlamamakta ısrar ediyor ya, asıl sorun burada.
atatürk'ün modernleşme için örnek aldığı ülkelerin tümü avrupa ülkeleridir ve bu ülkelerin bir kısmı modernleşme çabaları başlamadan kısa bir süre önce ülkemizi işgal eden ülkeler arasında bulunmaktadır. atatürk bu ülkelerle savaştığı halde bu ülkeleri örnek alma yürekliliğini gösterdiği halde günümüzde halen daha batının modernliğini ve demokrasisini tu kaka gösteren zihniyet devam etmektedir.
avrupa'nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti kurtarmak için mutlaka avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. halbuki, hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?...
tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.
dünyanın en büyük uluslararası topluluğuna türkiye'nin katılması için yapılan öneri karşısında m.kemal atatürk şöyle dedi;
- başvurmayı düşünmüyoruz, fakat davet ederlerse katılırız.
topluluk "başvurma zorunluluğunu" uygulamaktan ilk kez vazgeçti ve 43 üyenin oy birliği ile türkiye'nin topluluğa davet edilmesine karar verdi.
bu davet üzerine türkiye 1932 yılında millet cemiyetine katılmayı kabul etti..
evet,, atatürk acaba girmek için elinden geleni yapar mıydı?
dogru oldugunu dusunmedigim soylemdir. bir kere mustafa kemal ataturkbatililasma taraftari degildi. muasirlasmak icin bati'nin bir cok degerini almak gerekiyordu. bu batililasmadan ziyade cagdaslasma cabasiydi. bundan otesi, yani tum insanligin almasi gereken bati degerlerinin fazlasini almak, batililasmaktir. bunu ataturk hicbir zaman yapmamis ve yeglememistir.
(...)Türkiye bir maymun degildir. Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlasacak, ne batililacacaktir. O, sadece özlesecektir...*
ordaki güzellikleri burada da uygulamak isteyecek ama asla onların köpeği olmayacak, hatta onları kapımızda köpek edecek uygulamalar yapardı, ah benim atam hayatta olsaydı....
mustafa kemal atatürk gibi büyük bir liderin, muhasır medeniyetler seviyesine yükselme hedefini, sadece batılılaşma olarak anlayan zihniyetlerin cümlesi/fikridir.
atatürk eğer bu günleri görebilseydi, tüm umutlarını ab'ye bağlamak gibi bir politika gütmeyeceğinden emin biri olarak, kendisinin, türkiye'nin milletler cemiyeti'ne üye olma sürecinde, "biz, milletler cemiyeti'ne girmek için hiçbir başvuruda bulunmayız. ancak davet gelirse, düşünürüz." şeklindeki sözleriyle açıkladığı tutumunu hatırlatmak isterim. akabinde de, bilindiği üzere, milletler cemiyeti, topluluğa üye olmak için öne sürdüğü "başvuru" şartından vazgeçmiş ve türkiye'yi topluluğa almıştır.
bu ülkenin düze çıkması için sadece ve sadece, körü körüne avrupa birliği'ne bel bağlayanların, dışardan birilerinin ülke içine öyle veya böyle müdahale edip bu ülkeyi istenilen yola sokacağını düşünenlerin de ataları ingiliz muhipleri ve amerikan mandacılarıydı zaten..
Ataturk yasiyor olsaydi avrupa birligi dahilindeki ulkelerin pabuclarini dama atardi eminim. zaten Ataturk yasiyor olsaydi biz ab ye girmeye calismazdik. ab bizi uye yapmaya calisirdi , biz naza cekerdik. fransayi filan geri isterdik mesela. sinirlarimizi alabildigine genisletirdik. budur.
'Ulusumuzun kabahati, efendiler, merkezi hükümetin icraatıyla Avrupa'nın namusuna aşırı güven göstermiş olmasıdır. işte bu kabahatten dolayı kendi kıymetini, niteliğini, erdemlerini unutturmak derekesine düşmüştür''. (Mustafa Kemal Atatürk)
atatürk ab'yi köpek ederdi. onların köpeği olmazdı. ortada bir üyelik olacaksa onları bize üye yapardı. tek hedefi tam bağımsız bir türkiye kurmak olan bir devrimci asla ab için bişey yapmazdı.
muhtemelen atatürk'ün kemiklerini sızlatan düşünce.
hayatını tam bağımsız, gerçekten demokratik ve emperyalizmin yaklaşamadığı bir türkiye cumhuriyeti kurmak için feda eden büyük önder, türk toplumunu benliğinden vazgeçirmeye, kimliğinden koparmaya çalışan, neye ve kime hizmet ettiği bilinmeyen bir kuruma girilmesini kesinlikle istemezdi.
eğer mustafa kemal atatürk şu an yaşıyor olsa idi ab için tıpkı eskiden de söylediği gibi şu sözü söylerdi.
"şartlarımızı kabul ederlerse neden olmasın"
birileri gibi kul,köpek olmazlardı.
atatürk'ün avrupayla falan işi olmazdı. o, bağımsız ve çağdaş bir türkiye istemişti, yaptı da. atatürk yaşıyor olsaydı şuanki bağımlı ve çağdaş olmayan, hoşgörüsüz halimizden çok daha iyi bir yerlerde olacağımız su götürmez bir gerçekti. ama varsayımları bırakıp gerçeklerle uğraşmak lazım. çünkü siyaset gerçek ve ciddi bir iştir. bu ülkede son 3-4 senedir çıkan tüm olumlu ve çağdaşlık gerektiren kanunların hepsi avrupa birliği istiyor diye çıkmıştır ve çıkmaya da devam etmektedir. işte atatürk olsa o kanunları ab için değil halkının refahı ve ülkenin ferahı için çıkartırdı, üstelik bunlardan 30-40 sene önce.
usta sen bu devlet meselelerini bırak da tıraşı kısa kesip çırağa da söyle bakkaldan bi' samsun 216 kap gelsin seslerinin berber dükkanlarında yankılanışını hatırlatan söz öbeği.
atatürk'ün emeli ülkemizi muhassır medeniyetler seviyesine yükseltmekti. eğer yaşasaydı avrupa birliğine girmeye çalışmaz, avrupadan üstün bir devlet haline geleceğimiz için avrupa'nın bizi kendi birliği içerisine almaya çalışmasını sağlardı. avrupaya bizim şartlarımızı sunardı avrupa kabul ederse girerdik avrupa birliğine. şartları sunan avrupa olmazdı.
elinden geleni ardına koymazdı dense daha anlamlı olacak önermedir. mustafa kemal ülke bağımsızlığını ön şart olarak koşmuştur. ab gibi ülkenin ekonomisinden tutunda askeri gücüne bile karışacak, dış politikasına yön verecek, etkileyecek, yeri geldiğinden sus otur yerine diyecek bir topluluğa katılmayı bırakın, şu an ab kapısında süründürülen, taviz üzerine taviz verdirilen türkiye cumhuriyeti'ni hemen bu durumdan kurtarmak için elini taşın altına sokardı.
x- biliyor musun lan atatürk yaşasaydı ab ye girmek için elinden geleni yapardı.
y- yapma ya
x- he lan, walla bak
y- bi siktir gitsene sen
x- neden ki
y- nedeni çok, içimden geldi
x- niye kızıyorsun ki oğlum, yalan mı konuştum sanki alla alla
y- ab ye bir sana iki diyorum başkada bişi demiyorum.
x- ee atatürk ne diyor peki?
y- o dediğini yaptı zaten, anlayana koçum ...
yanlış bir önermedir. atatürk ab için degil, türkiye için elinden geleni yapardı eger suan hayatta olsaydı. ve eminim ki türkiye için yapacağı sey türkiye'nin ab'ye girmek için ıkınmasına yardımcı olmak olmazdı. kurtuluşumuz ne zaman avrupalıların elinde oldu ki simdi olsun.
kemalizm bir batılılaşma projesi olduğuna ve avrupa birliği de modern avrupa'nın en kapsamlı siyasi ve ekonomik birlik projesi olduğuna göre, doğru olan cümledir. cumhuriyetin ilk yılları, ulusal bağımsızlığın batı dünyasıyla yakın ilişkiler ve ittifaklar kurularak pekiştirildiği, batı referanslı reformların yapıldığı yıllardır. ab projesi de, geçmişten bugüne uzanan bir projedir ve elbette türkiye de bu sürecin içerisinde yer alacaktır.
