Biraz palavra kokan önerme. Neden derseniz Atatürk yaşarken çok partili demokrasiyi istemiş hatta en yakın arkadaşlarına serbest cumhuriyet fırkasını kurdurmuştur. Kız kardeşi makbule Atadan'ı bu fırkaya kaydettirerek desteklediğini göstermiştir. Diktatör olurdu derseniz ikinci bir siyasi parti kurduran ilk dikdatördür de diyeceksiniz.
dünyayı iyi takip ettiği için ne olması gerekiyorsa o olurdu. Dönemi kral ve diktatörlük dönemiydi çünkü, amerika demokrasisi ekonomik olarak zirvede değildi ve başta zenci kanunları gibi çokeksiği vardı. başarılı görünen muasır medeniyet almanya ve italya ve rusya gibi tek admlıkla yönetiliyordu. ingiltere ve fransa zaten emperyalist sömürgecilerdi. Türkiyede imparatorluğu kaybetmiş yeni kimlik arıyordu. Günümüze göre olağanüstü koşulların olağanüstü lideriydi. Ardınadan gelen salaklar adının etrafında farip bir mit oluşturdular. Bürokrat mantığıyla Atatürkün uzak görüşlülüğünü anlamaktan acizdiler.
onun amacı, ülkeyi demokratik ve çağdaş bir ülke yapmaktı. ama, isteseydi, atatürk onun da hakkını verir, asla, cahil, küfürbaz, işbirlikçi, ben merkezci, hasta ruhlu bir diktatör taslağı olmazdı.
atatürk zaten diktatördü denilerek eksikliği giderilmesi gereken önerme. ahmet kuyaş 'ın deyimiyle o bir "bon dictateur" idi(iyi niyetli diktatör). tabi bu analizleri yaparken dönem koşullarını düşünmek lazım ki o sıralar faşist yönetimler çok modaydı ve yükselişteydi.
içki içen bir diktatör olurdu. hocaları keser şapka takar kuran hz muhammedin yazdığı kitap derdi. ismet inönü gibi bir şerefsiz bulup başbakan ederdiki menderes gibi biri çıkarsa assın. batı taklidi bir ülke olurduk. (bkz: vals)