atatürk ve din

entry67 galeri5 video2
    42.
  1. müslümanların 1400 yıllık monarşik, teokratik hakimiyetine son verebilmiş bir din anlayışı vardır. sene olmuş 2013 hala din din din diye gezenler var. garip.
    0 ...
  2. 41.
  3. 40.
  4. 39.
  5. Özellikle günümüzde hemen her çeşit ideoloji grubuna mensup kişilerin kendince kıyısından köşesinden biraz bilgisi olmasına karşın malum Atatürk'ünde birbiriyle ters gibi görünen ve Atatürk'ün düşünce dünyası ve yararcılık anlayışı bütünüyle incelenmedikçe pekde anlaşılamayacak olan bir konu bu.Konuyu derinlemesine merak edenler ve pek çok boyutuyla karşıt iki görüş tarafından irdelendiği bir tv programı izlemek isteyenler için:

    0 ...
  6. 38.
  7. ''Baylar,bütün insanlığın görgü,bilği ve düşünüşte yükselip olgunlaşması, Hıristiyanlıktan, Müslümanlıktan, Budizm'den VAZGEÇEREK yalınlaştırılmış ve herkes için anlaşılacak bir duruma getirilmiş arı ve lekesiz, evrensel bir dinin kurulması ve insanların,şimdiye dek,kavgalar pislikler,kaba istek ve eğilimler arasında bir bataklıkta yaşadıklarını kabul ederek, bütün gövdeleri ve usları zehirleyen kötülük etkenlerini ortadan kaldırmaya karar vermesi gibi koşulların gerçekleşmesini gerektiren ''Birleşik Dünya Devleti'' kurma düşünün tatlı olduğunu yadsıyacak değiliz.''

    Mustafa Kemal Atatürk (NUTUK-SYF:350)
    1 ...
  8. 37.
  9. şimdi atatürk müslüman olmasa ne farkedecek? yaptığı icraatları hiçe mi sayacaksınız yobazlar? siktirip gidecek misiniz ülkemizden? eğer öyleyse, umarım atatürk müslüman değildir ve bu ortaya çıkar. hem atamla övünmek için bir sebebim daha olur.
    0 ...
  10. 36.
  11. neden ikisi? diye sormaktan kendimi alamadığım ikili önermesi...

    neden "atatürk ve ismet paşa" değil
    neden "süleyman ateş ve din" değil
    0 ...
  12. 35.
  13. atatürk Türkiye cumhuriyeti içinde insanların istediği gibi istediği dinde ibadet edebilmesi için ortam hazırlamıştır. Bu bakımdan atatürk ve din iç içedir.
    1 ...
  14. 34.
  15. milletin dininin kaydını tutam tüm yavşaklara gelsin...

    (bkz: çikita muz)
    1 ...
  16. 33.
  17. 32.
  18. şu söylemi ile her şeyi açıkça ifade etmiştir;

    '' Bir dinin kabul edilebilir olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. ''
    1 ...
  19. 31.
  20. 30.
  21. birbirlerinden çok farklı şeylerdir. birbirlerini ne tanırlar ne severler.
    2 ...
  22. 29.
  23. Atatürk, 1930lu yıllarda, kayıp kıta mu'yu ve mayaların&kızılderililerin türklerle ilişkisini araştırması için tahsin bey'i meksika'ya yolladı. tahsin bey, j.churchward'ın kayıp kıta ile ilgili 4 kitabını dikkatle okuyup, bir takım incelemeler yaptıktan sonra 14 rapor halinde Atatürk'e sundu. fakat, din ve tanrı inanış biçimlerini anlattığı raporda(14. rapor), kendi görüşlerini de katınca, ortaya farklı bir tablo çıktı. çünkü tahsin bey, sunduğu raporlarda, islamiyetin tamamen mu'daki inanıştan etkilendiğini düşünüyordu. ve islamiyetteki bütün kavramların kökeninin mu olduğunu söylüyordu. 14. rapor, tahsin bey'in Atatürk'e gönderdiği raporlar içinde en çok tartışılan ve hakkında en çok spekülasyon yapılan rapordur.

    Atatürk'ün ölümünden yıllar sonra, tahsin bey'in islam dininin tanrısal kaynaklı olmadığını kanıtlamaya çalıştığı 40 sayfalık 14. raporunu altın bulmuşçasına sahiplenenlere churchward'ın 4 kitabını okumalarını öneriyorum.tahsin bey'in 14. rapor'unda yazılanları sorgulamadan ve Atatürk'ün bu raporda yazılanları nasıl karşıladığına bakmadan, bu raporda yazılanları "inançsızlığını" kanıtlamak için kullanmak bilim dışı, hatta gülünç bir yaklaşımdır!

    demiştim bundan yıllar önce
    0 ...
  24. 28.
  25. "Millî ahlâkımız, medenî esaslarla ve hür fikirlerle beslenmeli ve takviye olunmalıdır. Bu çok mühimdir; bilhassa dikkatinizi çekerim. Tehdit esasına dayanan ahlâk, bir fazilet olmadıktan başka itimada da lâyık değildir."
    (bkz: Mustafa Kemal Atatürk)
    - tehtid esasına dayanan ahlak.. - * *
    0 ...
  26. 27.
  27. atatürk'ün kendisi dindar bir insan değildir amma velakin yüzyıllardır osmanlı topraklarında arapça okunan cuma hutbesinin türkçe okunması konusunda emir vermiştir ki halk bu hutbeyi anlasın. ve aynı zamanda elmalılı hamdi yazır'a bizzat bütçe ayırtarak kuran ı kerim'in türkçeleştirilmesi ve tefsiri konusunda da çok kararlı adımları vardır. bu ülkede cuma hutbesini anlayabiliyorsak kuran ı kerim'i okuyabiliyorsak dilimizden, bunu atatürk'e borçluyuz. hem atatürk ne kadar namaz kılmaz, oruç tutmazsa da ramazan'da içki içmeyen bir şahsiyetti. ramazan'da yanında bir hafız taşıyıp, istediğinde yasin veya bakara suresi okuturdu. dincilerin sevmemesinin sebebi ise atatürk'ü, dinci kesime yapılan atatürk dönemindeki yanlışların, o yanlışları yapanlar tarafından atatürk'e yüklenmesidir. halbuki atatürk ve çevresi atatürk'ün bunları duyduktan sonra çok üzüldüğünü ve o işkenceleri yapanları cezalandırdığını söylemişlerdir. kaldı ki, kaç tane osmanlı padişahı içki içmemiştir ki? di mi sözlük?

    bürüt: gücüne gidenler var.
    2 ...
  28. 26.
  29. yine bizim col bedevileri toplandi galiba .

    neyse size bazi istatistikler vermek istiyorum.

    osmanlida turk demek bir hakaret ti. osmanli padisahlari farsca ve arapca yazarlar ve konusurlardi. kesinlikle turkce mektup gondermezlerdi. cunku turkce utanilacak bir dildi.

    istanbulun avrupa yakasinda yabancilar yasardi ve baya zengilerdi.. anadolu yakasiysa musluman turkler yasardi ve fakir halktan olusurdu.

    bu rituelerin tabularin ve batil inanclarin o kadar kolesi olduki halk.. kendi ulkesinde fakirlik ve cahiligin esirine dustu.

    dusunun lan kendi padisahiniz turkce yazmak konusmaktan utanirmis.. hala padisah halife kici opmek isteyenlere duyurulur.
    4 ...
  30. 25.
  31. ramazan ayında cumhurbaskanlığı köşkündeki saz heyetini göndertip kuran'ı kerim okuturdu sevgili atatürk. islamiyet'i kesinlikle kullanmamış ve kendine rant edinmemiş kendisini islami bir kişilik gibi gösterip insanları sömürmemiştir. islamiyet'i yaşanması ve anlanılması gereken çerçeveye oturtmuştur. nihayettir ki arapca üzerinden asırlarca sömürülen bu insanları düşünmüş ve elmalı hamdi'ye devlet bütcesinden ödenek vererek kur'an ı sadeleştirtmiş ve türkçeye çevirttirmiştir.

    nevzat yalçıntaş program sırasında atatürk'le ilgili küçük bir anekdota yer vererek "suudiler 1926 yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. atatürk sıranın hazreti muhammed'in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek, ‘eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim' demişti. bunun üzerine suudiler hazreti muhammed'in kabrine dokunamamıştı. ama bu telgraf yok edildi" dedi.

    iki mustafa'yı da seviyoruz....

    Muhammed Mustafa s.a.v buyurmuşlardır ki '' ilim çin de olsa gidin alın''

    Mustafa kemal atatürk demiştir ki '' hayatta en hakiki mürşit ilimdir.''
    0 ...
  32. 24.
  33. atilla ilhan, mustafa kemal atatürk ün din hakkındaki görüşlerini şu programında açıklamaya çalışır;

    http://video.google.com/videoplay?docid=-5878174509587872972&ei=F7iuS4OyHJLF-Qb9kJnnBg&q=attila+ilhan#

    üstadın belirttiği üzere mustafa kemal in din hakkındaki derin bilgisi, devlet anlayışını hazreti peygamberin anlayışından alması konusunu kapsayan mevzu bahis yazı, mustafa kemal in 1923 de anadolu gezisinde halktan insanlarla yaptığı görüşmelerde tutulan gazete tutanaklarıyla birebir aynıdır. üstad din konusundaki atatürk ün düşüncelerini ilk okuduğunda şaşkınlıkla karşıladığını ve heyecanlandığını söylüyor. çünkü yıllarca atatürk ün din hakkında söylediklerinin bir çoğunun sansürlendiğini, saklandığını vurguluyor. bu da atatürk e yıllarca "dinden uzak bir insan" imajı çiziyor.

    ama üstadın programında bahsetmediği bir nokta var, atatürk ün böyle bir söylemde bulunması demek değildir ki, islamın ve peygamber in doğruluğunu savunuyor ve buna boyun eğiyor. atatürkün bu konuşmalarının tarihi çok önemli, cumhuriyet halk partisini kurmadan önce, halkla müzakereler yaptığı, yani halkın desteğini almaya çalıştığı dönemler. atatürk elbette halkın yüzyıllarca hüküm sürmüş bir şeriat düzeninden ve islam yaşantısından bir anda kopup, laik bir yaşama adapte olamayacağını, bunun ötesinde kurmaya çalıştığı çağdaş yaşam anlayışına, eğer dine karşı bir hoşgörü göstermezse, bazı islamcı kesimlerin çok sert bir şekilde karşı çıkacağını, engellemeye çalışacağını biliyordu. aynı şeyi tbmm yi ilk açtığında da yapmıştır; cuma namazından sonra kuranı kerim eşliğinde ve kurban kesilerek açılmıştır ilk meclis. ayrıca cumhuriyetin başlarında "devletin dininin islam" olduğu yasasını koymuştur atatürk. bütün bu "dine hoşgörü" davranışlarının sergilenmesi, islamcı kesimin, yeni yönetim düzeninin ve devrimlerin önünde engel teşkil etmemesi için yapılmış bir tavizdir -kanaatimce.

    10 nisan 1937 de laiklik, anayasaya eklendi. cumhuriyetin kurulmasıyla aradan geçen bu süre zarfında yapılan reformların bir çoğu, bence devleti ve halkı laiklik ilkesine hazırlamak amacıyla yapılmıştır;

    halifeliğin ve dini eğitim sisteminin kaldırılması; 3 mart 1924

    islami mahkemeleri kapama ve islami kanunları kaldırma 1924-1937

    cinsiyetler arası eşitliği tanıma 1926-1931

    arap alfabesinin kaldırılması 1 kasım 1928

    zaten atatürk ün laiklik ilkesini getirmesinin bu kadar gecikmesinin nedeni, adaptasyonda herhangi bir sıkıntı yaşanmaması için öncelikli altyapının hazırlanması gerekliliğiydi benim görüşümce.

    ayrıca tbmm de yaptığı son konuşmasını şu sözlerle bitirmiştir;

    " ...bizim devlet idaresindeki ana programımız, cumhuriyet halk partisi programıdır. bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette, bizi aydınlatıcı ana hatlardır. fakat bu prensipler, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutulmamalıdır. biz ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."

    atatürk ün bu sözleri, kendi dönemi içerisinde yapabildiği bütün devrimleri yaptıktan sonra, hiç bir koşul ve engele takılmaksızın, hür ve gerçek düşüncesini belirttiği asıl düşüncelerdir -benim düşünceme göre- ve bu yüzden cumhuriyet halk partisi ilkelerinin esaslarından bahsettiği son meclis konuşmasını, bu sözleriyle bitirmiştir.
    1 ...
  34. 23.
  35. takiyedir. dinin en büyük değer olduğu bir toplumda kafanızdaki rejimi oturtmak istiyorsanız fazla tepki çekmeden yavaş yavaş bunu yapmanız lazım. birden bunu yapmaya kalkarsanız aşırı tepki alır, hayal ettiğiniz her şey yerle bir olur.

    bu takiyenin bile farkında olmayan yazarlarımıza bakıyorum, "copy paste" sanatının inceliklerini "bak ama böyle demiş, çok dindar biriymiş" şeklinde önümüze sunuyorlar. ah be gözüm şu resmi tarihi anlatan kitaplardaki peri masallarını bıraksanız da gerçek tarihi öğrenseniz artık.
    0 ...
  36. 22.
  37. atatürk imanlı bir insandı.
    günlüklerinde de yazdığı üzere her fırsat bulduğunda eve hafız çağırtıp kuran okuturdu. aynı zamanda elmalı hamdı yazır tefsirini de yaptırmıştır.

    aynı zamanda laik, cumhuriyetçi, güzel ahlaklı, samimi bir insandı.

    (bkz: atam izindeyiz)
    1 ...
  38. 21.
  39. atatürk hilafeti kaldırmayı böyle ifade eder: ''biz halifeliği insanların bir kişinin arkasına takılıp körü körüne bağlanmasını önlemek için kaldırdık'' der.
    0 ...
  40. 20.
  41. Ufak bi hesaplama.
    Müslüman Türklerin Anadolu'ya girişi: 1071
    Hilafetin kaldırılması : 1924
    Geçen süre : 853 yıl
    Yaklaşık 800 yıl bu topraklarda birleştirici unsur olan din mefhumu , bir anda vicdanlara hapsedilmek istenmiş. Sebep ise sömürüye açık olması. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde din elden gidiyor denirken , bugün de laiklik elden gidiyor yaygarası kopartılıyor.
    Fark göremiyorum. Ya siz ?
    3 ...
  42. 19.
  43. atatürk, hilafeti kaldırırken, dini birilerinin tekelinden çıkarmayı, insanları dini sömürgüden kurtarabilmeyi amaçlamıştır. bunun nedenini günümüzde gayet açık ve net görebiliriz. atatürk, birilerinin dediğinin aksine asla din düşmanı değildir. dinin, islamiyetin emrettiği gibi, sadece kul ile allah arasında yaşanması gereken bir olgu olarak kalması için bu şekilde davranmıştır. dini sömürüye ve dinin ne kadar hassas bir olgu olduğuna, cumhuriyetin kuruluş yıllarında ve hilafetin kaldırılması esnasında rast geliriz."din elden gidiyor" çığırtkanlığıyla yapılan ayaklanmalar, aslında atatürk karşıtı hareketlerdir ve insanlar dini sömürüyle galeyana getirilmek istenmiştir.
    atatürk, laikliği getirirken, dinin kimsenin tekeline girmemesini, din alet edilerek siyaset yapılmamasını amaçlamıştır. bunun ne kadar tehlikeli bir olay olduğunu, toplumun ve devletin bundan nasıl büyük bir zarar göreceğini kendisi bizzat tecrübe etmiştir. bunu yaparken kendisi bolşeviklikle ve din düşmanlığı ile suçlanmıştır. ancak kendisi daima din ve vicdan özgürlüğünü savunmuş, kimseyi dini, ırkı, inancı ile yargılamamıştır.
    ancak günümüzde dahi atatürk, radikal dinci diye tabir ettiğimiz kesim tarafından "deccal"olarak adlandırılmakta, bir çok şeyh, müridlerine atatürk'ü bir düşman olarak anlatmaktadır.
    bugün bile açık ve net olarak görebilmekteyiz ki, dinin siyasallaştırılması, belirli bir kesimin tekeline hapsolması, toplumumuza ne kadar zarar vermektedir. dini duygularla oynayıp, din temelli siyaset yaparaktan ülke büyük bir çıkmaza ve iç çatışmaya sürüklenmektedir. insanlar sokaklara dökülüp mitingler düzenlemektedir. "tehlikenin farkında mısınız?" sloganı, rejimin tehlike altına girdiğinden çok, ülkenin din sömürüsü ile nasıl bir sorunla karşı karşıya kalacağını anlatmak olarak algılanmalıdır. bu millet, 751 senesinde islamiyet ile tanışmış, ve o günden beri bu dine inanmaktadır. ve asla da bir zarar görmemiştir. asıl tehlike, islamiyete inanmak değil, onu yanlış yorumlamaktır. yıllarca bölünmek istenen bu ülke, şu anda dini tekeline almış ve sömürmeye başlamış bir kaç kişi tarafından hızla iç çatışma ve bölünmeye doğru götürülmektedir. insanların dini duyguları ile oynamak, onları dinen sömürmek en büyük dinsizliktir. asıl tehlikenin bu olduğunun lütfen farkına varalım. 1071'den beri bu topraklarda kimse kimseyi dininden veya inancından ötürü yargılamadı. ne bir iç çatışma yaşandı, ne de bir bölücülük hareketi. kaldı ki ispanya'dan ve diğer avrupa ülkelerinden sürülen sefarad yahudilerine bile kucak açtı bu millet.
    1 ...
  44. 18.
  45. bizim devlet idaresindeki ana programimiz,
    cumhuriyet halk partisi programidir.
    bunun kapsadigi prensipler,
    idarede ve siyasette
    bizi aydinlatici ana hatlardir.
    fakat bu prensipleri,
    gökten indigi sanilan kitaplarin dogmalariyla asla bir tutmamaliyiz.
    biz ilhamlarimizi gökten ve gaipten degil,
    dogrudan hayattan almis bulunuruz.

    mustafa kemal atatürk

    bu kadar nettir atatürk'ün dinle ilgili fikirleri. bu konuşma da can dündar'ın mustafa belgeselinden atatürk'e ait gerçek ses kaydıdır.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük