Su an atatürk lider olsaydi, hani cok dillendirilir ya atam kalksa yerinden simdi ülkenin basinda olsa falan. iste o gerceklesmis olsa, israil gibi bir ülkeye asla özür diletemezdi. bu basari ve gurur tayyip erdogan'in başarısıdır ve haklı gururudur.
israil'in kurulma kararı birinci dünya savaşının hemen ardından alındı. lakin atatürk ve bir avuç türk vatanseveri sevr antlaşmasını yırtıp atınca israil'in kurulması da otomatikman 25-30 sene gecikti.
atatürk'ün sağlığında bir israil devleti kurulamadı...
düşünün, o'nun sağlığında götlerine güvenip devlet dahi kuramadılar, ne özründen, ne mavi marmarasından bahsediyorsunuz siz?
obama başkanlık süresince yani 5 yılı doldurmuşken ilk defa israile geliyor ve ne hikmetse bu ziyaretten hemen sonra israil bizden özür dileyip tazminatları ödeyeceğini beyan ediyor.
atatürk olmayaydı baban kim olurdu dangalaklığının karşısında durduğu zannederek aynı dangalaklığa imza atmaktır. ne atatürkmüş arkadaş yarısı gelsin anamı siksin babam olsun tadında diğer yarısı da sikti gitti içimizde kaldı havasında. 100 yıl geçmiş aradan untun gitsin lan. kendinize yazık.
obama'nın baskiyla özür diletmesi daha bir taşşaklı olduğumuzu gösterir. koca amerika baskani araciligiyla israil'e baski yapiyorsun. bu büyük bir güctür. Bundan 10 sene önce amerika birak israil'e gidip özür dileyin demeyi türkiye'yi zerre siklemezdi. üstüne bize özür diletirdi. 15-17 yasinda cocuklar icin bazi seyler bilinmiyor olabilir. ama yasi biraz büyük olanlarin, mavi marmara olayi 10 sene önce olmus olsa, amerika'nin yogun baskisiyla üzerine bizim özür dileyecegimizi cok iyi bilir.
Yani obama araciligiyla özür diletmek, anlasildigi gibi daha dogrusu anlasilamadigi gibi kötü degil, cok daha iyi olandir.
evet diletemezdi.Çünkü atatürk "mavi marmara" gibi zırvalıklarla uğraşmazdı.çünkü atatürke israil saygısızlık bile yapamazdı.çünkü atatürk "özür dilenmesini" beklemeden yapılan yanlışı adamın götüne sokardır.
doğru çünkü özür beklemez israil'in üstüne yürürdü. 9 vatandaşın öldürülüyor, yıllarca kedi gibi bekliyor, ve özür için sen diploması yapıyor ve telefonda söylenen üzgünüz lafını abartıyorsun. hani bu özrün gerçekliği resmi olarak yazılı bir özür mü var, yada kameralar önünde dünyanın huzurunda bir özür mü var...
özür için diplomasi yürütülmesini alkışlıyor, bir üzgünüz lafına resmen methiye düzüyorsunuz. şakirt şekilciliği mide bulandırıyor artık, bari atatürk'ü karıştırmayın.
daha farklı bir olayı ise anektod şeklinde açıklayayım da seni doğuran anan evladının salaklığından utansın.
anektod 1
--spoiler--
19 Mayıs 1934 yılında bir darbe yapan Bulgar Ordusu, kurdurduğu geçici hükümet sayesinde Hitler Almanyasının safında yerini almış, Bulgaristan Türkleri arasında yaygınlaşan Turan Gençlik ve Spor Cemiyetleri Birliğine karşı polis takibatına geçip işkence ile öldürmeler çoğalmıştı. Ayrıca Bulgar köylerinden teşkil ettikleri çetelerle toplu katliama başlamak üzereyken, Türk istihbaratı bu haberi Atatürke iletir. Atatürk de, o sıralarda Trakyada askerî tatbikat yapmakta olan 3. Ordu Komutanı Salih Omurtak Paşaya, biraz Bulgar sınırını ihlâl ederek Bulgarlara gözdağı vermesi konusunda talimat verir.
Yağmurlu bir gecede akşamdan Bulgar sınırını sapa bir yerden geçen askerimizin öncü birlikleri, sabah ortalık aydınlandığında Filibe yakınındaki Hacıilyas (Pırvomay) kasabasına varmışlardır. Önce kendi askerleri sanan Bulgarlar, hava iyice aydınlanınca, Filibeye doğru ilerleyen birliklerin Türk askeri olduğunu fark etmişler ve olay Bulgar kralına iletilmiş.
Telefona sarılan Kral III. Boris, Atatürkle yaptığı görüşmede, Ekselansları acaba Bulgaristana harp mi ilân ettiniz? diye sorar telâşla.
Atatürk, Neden böyle bir şey yapalım ki! deyince,
Kral Boris:Askerleriniz Filibe önlerinde ve Sofya yönünde ilerliyorlar! diye cevap vermiş.
Atatürk Yolu şaşırmışlardır, Kral Hazretleri, şimdi olayı tetkik eder, Haşmetmeaplarına malûmat arz ederim diyerek teselli etmiş ve Salih Omurtak Paşaya: Maksat hâsıl olmuştur, geri dönün, talimatı gönderilmiştir.
Bu gözdağı üzerine, Kral hemen duruma el koymuş ve kitle halinde yapılması plânlanan Türk katliamı da durdurulmuştur. O zamanki Turancı liderlerden, cemiyetin Genel Başkanı Varnalı Ömer Kâşif Beyden, Bulgaristanda bu olay için Bulgar köylerinden ırkçı Rodna Zaştita (Vatan Savunması) çetelerinin hazırlandığını ve her Türk köyünün katliamı için büyük hendekler kazıldığını dinlemiştim. Salih Omurtak Paşa olayını da bizzat bu orduda albay olarak görev yapan ve öncü birliklerde yer alan, yazar Emine Işınsunun babası merhum Tümgeneral Aziz Zorlutuna (eşi merhume şaire Halide Nusret Zorlutuna idi) Paşadan dinlemiştim. (Sunuş bölümü syf.26-27)
Ahmet Şerif ŞEREFLi
BULGARiSTANDAKi TÜRKLER (1879-1989)
--spoiler--
anektod 2
--spoiler--
Başbakan ismet inönü davet edildiği Rusyadan Bulgaristan yolu ile dönüyordu. Yine o sıralarda Bulgaristanla aramız iyi değildi. Bulgar komitacıları Sofyada Türk sefaretini sarmıştı Bulgar hükümetinin elçiliğimizce dikkati çekildi. Bulgar hükümeti taraf olarak umursamadı. Bunun üzerine durum Ankaraya bildirildi, ilgililer toplanıp aralarında müzakere etti. Bir çare araştırdı. Tatminkâr bir tedbir bulunamadı. Atatürke danışmaya karar verdiler. Atatürk sordu?
- Siz ne düşünüyorsunuz?
- Bulgaristanı iktisaden tazyik edeceğiz. Şiddetle muhtaç olduğu bazı maddeleri satmamakla tehdit edeceğiz .
Atatürk güldü ve
- Telefonu bana verin, dedi.
Donanmaya emir verdi.
Ertesi sabah Yavuz Zırhlısı izmitten Varnaya gitti. Yüz bir pare top attı. Evlerin camları kırıldı. Herkes yataktan heyecanla fırladı. Hükümet telaşlandı. Gemi komutanı Türkiye Başbakanı ismet Paşayı almaya geldiğini söyledi. Bulgar hükümeti ismet Paşayı Sofyadan Varnaya zırhlı trenle ihtimam ve muhafaza altında getirdi. Bando ile merasim yaparak Yavuza uğurladı.
Kaynak: Tarihi gerçekler ışığında belgelerle Mustafa Kemal ATATÜRK sh: 229
Avni Altıner, Her yönü ile Atatürk cilt II sh: 412
--spoiler--
tamam mı fikir yoksunu, bilgisiz, cahil arkadaşım?