nefret ettigim, pahali gereksiz sasali. sigara icebilmeniz icin icerideki cafelerden birine oturmaniz gereken yada guvenlik duvarini asip disari cikmaniz gereken. zenginler icin yapilmis bir yer.
edit: birilerinin sahiplerine oranin havaalani oldugunu hatirlatmasi gerekir sanirim. orasi sadece insanlarin sikilmesi gereken bir yer degildir.
Güvenliğinden geçerken insanın kemerinden ayakkabısına kadar soyunmasını sağlayan x ray cihazına sahip havaalanı.Ancak,gerçekten temizliği,kalitesi,ve iç mekan dizaynı olarak ferahlığıyla avrupa da sayılı havalimanlarından.6 saat boyunca hiç sıkılmadan beklemeyi buna borçluyum sanırım..
ankara üzerinden yurt dışına çıkış yapacağım zaman istanbula inen uçaktan sonra iç hatlardan dış hatlara geçişimin yaklaşık 40 dk sürdüğü, (yani ank-ist uçuşu) kadar ve o uzun yolu yürürken binlerce küfür ettiğim....güvenlik kapısına geldiğimde kendimi tuttuğum ve gümrükten geçip free shoplara daldığımda kendimi unuttuğum gereksiz büyük ve bunaltıcı bir havaalanı... ankarada ki yeni havaalanını örnek alsınlar tekrar bir düzenleme yapmayı düşünürlerse gerekli merciler..
an itibarı ile wireless inden yararlandığım havalimanı. yanlız elimde bavulla iç hatlardan dış hatlara gitmek eziyet oldu. herşeye rağmen modern görüntüsü ile takdirimi kazanmıştır.
kesinlikle ve kesinlikle ya tok gidilmesi ya da yanda yiyecek bir şeyler götürülmesi gereken havalimanı. zira yemeğe verilen para rahatlıkla bir iç hat bilet fiyatını geçebilir.
güvenliği ile insanı bezdirmekte üzerine yok bu mekanın.
daha girer girmez üzeriniz, üzerinizde unuttuğunuz her şeyi keşfeden bir xray'den geçirilerek aranır. bu xrayler silah tabanca vs. değil, kolonyalı mendil, p, vs. gibi her şeye ötmek üzere tasarlanmış oldugundan, her seyinizi çıkarttığınızdan emin olmalısınız.
ardından biletinizi alır, ana bagajınızı verdikten sonra el bagajınızla ikinci kontrol noktasından geçersiniz, burasının soyunduruculuğu "daha hafif olur" diye ümit ederken, görevlinin "burası daha beter" ikazıyla tekrar sıkılmaya başlıyorsunuz.
bu sefer ayakkabınız dahi çıkartılıp xrayden geçiriliyor.
anlamadığım şeyler var tabi ki. bu cihazlar neden bu kadar yetersiz, anlamıyorum. dilerlerse dort tarafı çevrili xray kabininden geçeyim ama bu kadar soyunma dökünme yaşamayayım istiyorum.
hadi kemerleri vs. çıkartmayı da anlıyorum da, ayakkabı çıkartmak ne oluyor? galoşlarla hastanecilik oynamanın hangi avrupa ülkesinde ya da amerika'da yeri var? gitmedim, bilmem ama filmlerde görmüyoruz bunları en azından. hayatımız da film olduğundan...
bir de thy'nin ahlaksızca bulduğum bir tavrı var; bagajlı yolcular için girişlerin yapıldığı ikinci kısmında sıraya girmek için labirent düzenlenmiş. yani resmen dalga geçiliyor, "siz daha adam gibi sıraya dahi giremezsiniz" deniyor. düzeltilmesi lazım en kısa zamanda.
3 yıl önce kafeteryasından aldığım bir adet ay çöreği ve bir fincan çaya yanında hediye edilen portakal suyuyla birlikte 17 lira ödediğimden, lokmalarımı boğazıma düğümlemiş, ben de hiç iyi bir hatıra bırakmayan havalimanıdır.
uçaktan havalı bir şekilde indiğim , taksii diyerek el sallayarak bindiğim taksicinin sormuş oldugu soruyla , taksicisinden kazık yediğim liman.
- abla kısa yolda gidersek uzun sürer
uzun yoldan gidersek kısa sürer
anlayan anlatsın.