Teknoloji çağında, milyonlarca kaynaktan bilgiye ulaşabilecek imkanları avucunun içindeyken bile dünyadan habersiz yaşayan, ilkokul mezunu sümüklü bir ibnenin, kafasına fes geçirip manyak manyak konuşan bir delinin bile kandırabileceği kadar tiptir. Bu tipler Gidip kendini cinci hocalara siktiren adamların, o kafayı nasıl yakaladıklarını merak ettiğimiz dangalakların bir gelişmiş versiyonu, tek marifetleri diğer ibnelerin kahvede, hamamda konuştukları saçmasapan iddiaları bu tip platformlarda yazmak.
Dilipak gibi kenevir tüketirler bunlar. Hadi ingiliz ajanıydı diyelim peki neden ingilizlere ülkeyi vermedi? Neden Musul sorununda kanlı bıçaklı oldu? Sizin o fesli dondurmacının yalanlarını teker teker çürüteceğiz.
bizzat ingiliz gizli servisi tarafından fonlanan birtakım orospu çocuklarının videolarını ve yalanlarını seyredip ulu öndere iftira atan tiptir.
ben çok şey yazarım çizerim, ama siz sözlük okurlarına "şunu mutlaka okuyun, paylaşın" diye tavsiyede bulunmam. ama bu yazacaklarımı lütfen iyi okuyun ve özümseyin...
haber şöyle devam ediyor;
"ingiltere'yi cezalandıracağım. ingiltere kimle karşı karşıya olduğunu bilmiyor. ingiliz sömürgeleri içinde bir ihtilali başlatma gücü elimde.bizleri 'asiler' ve 'maceracılar' olarak göstermek faydasız. biz gerçek türkiye'yi temsil ediyoruz.tüm olanlar müttefiklerin suçudur..."
tarihi tekrar hatırlatayım.
1 mayıs 1920...
ankara'daki tbmm açılalı daha 1 hafta olmuş ve tbmm'nin açılması münasebetiyle mustafa kemal paşa ile röportaj yapılmış.
elimizde ordu yok.
top yok, tüfek yok, süvarimize vereceğimiz kılıç yok.
para hiç yok...
ülkenin 4 yanı işgal altında, bir avuç vatansever ankara'da buluşup, ingilizlerin istanbul'u işgal ederek dağıttığı meclisi mebusanı yeniden toplamış.
ve o tbmm'yi toplayan adam elindeki tüm imkansızlıklara rağmen ingilizlere "sizi cezalandıracağım" diyor.
bu adam ingiliz ajanı öyle mi???
geçelim...
devam ediyorum...
ingilizler istanbul'da kendilerine bağlı bir hilafet ve kendilerine bağlı bir hükümet ile hem islam dünyasını hem de osmanlı devleti'nin kalan topraklarını yönetmeye çalışırken, öte yandan mustafa kemal önderliğindeki milli mücadele de 23 nisan 1920'de büyük millet meclisi'ni açarak ingilizlerin bütün planlarını suya düşürüyordu.
esasen ingilizler mustafa kemal'in samsun'a çıkmasının ardından gerçek niyetini anlamışlar ve mustafa kemal ve onunla birlikte hareket edenleri sürekli suikastler ile ortadan kaldırmak, yahut tutuklatıp istanbul'a geri getirmek için uğraşmışlardır.
yukarıdaki belgeler, milli mücadeleyi örgütlemeye çalışan mustafa kemal ve arkadaşlarına karşı ingilizlerin ilk suikast girişimlerine dair belgelerdir.
bak sen şu ingilizlere ya, kendi ajanlarına suikast(!) yapmayı planlamışlar...
devam edelim...
ingilizlerin mustafa kemal'e suikast için gönderdikleri en bilinen kişi de mustafa sagir'dir.
bu mustafa sagir de, yukarıda suikast belgesinde gördüğünüz ingiliz muhipleri cemiyeti başkanı sait molla iti tarafından yönlendirilmiştir.
fakat ingilizlerin mustafa kemal'e suikast için gönderdiği mustafa sagir yakalanmış, itiraflarda bulunmuş lakin istiklal mahkemeleri tarafından mayıs 1921'de idam edilmiştir.
mustafa sagir'den başka hint müslümanı bir başka ingiliz ajanı da bupsy paury'dir, fakat paury açığa çıkınca kaçmayı başarmış, mustafa sagir gibi olmamıştır.
tabi bu iki suikast olayının patlamasından sonra da ingilizler bu emellerinden vazgeçmemiş, mustafa kemal ve yanındaki komutanlarımızı ortadan kaldırmak için başka tetikçiler, suikastçılar göndermeye devam etmişlerdir.
öyle "mustafa kemal ingiliz ajanıydı" deyip ortaya bir laf atıp kaçmak yok...ortaya bir laf atıyorsan bunu belgeler ile destekleyeceksin, aksi halde vatan haini bir orospu çocuğusun...
biz belgelerle devam edelim...
sevgili gençler...
ingilizlerin anadolu'daki milli mücadeleyi bitirmek için istanbul'da kurdukları bir istihbarat örgütü bile vardı. black jumbo adı verilen bu örgüt, ingiliz istihbaratı mi6'nın istanbul merkezli, türk kurtuluş savaşına ve milli kuvvetlerin istihbari faaliyetlerine karşı olarak kurmuş olduğu casus ve kontrespiyonaj ağına verilen addı.
(bkz: ingilizlerin istanbul daki örgütü black jumbo/#40620495)
black jumbo casusları genelde müslüman osmanlı vatandaşlarından oluşurdu.
tabi bunların dışında rum, ermeni, yahudi üyeleri de vardı.
black jumbo'yu binbaşı john bennet yönetiyordu.
john bennet kusursuz türkçe konuşuyordu. bir müslümandan ayırt edilemezdi, sırf bunun için sünnet bile olmuştu.
john bennett'i fatih tezcan, mustafa armağan, kadir mısır püskülü gibiler iyi tanırlar.
hani atatürk'ün samsun'a gidişinde vize veren ingiliz subayı. bu vize verme işleminden dolayı da atatürk'ü ingiliz işbirlikçisi yapar bu mallar. halbuki istanbul'dan ayrılacak herkese ayrılma iznini veren kişi john bennett'ti...
john bennet'in üstünde ise albay nelson bulunmaktaydı.
bennet'e bağlı ajanlar ve black jumbo üyesi diğer casuslar işte bu albay nelson'a bağlıydı.
albay nelson'un bilinen adı ise ramiz bey'di.
işbölümüne gelince, istanbul'daki işleri john bennet, anadolu'daki faaliyetleri ise albay nelson idare ediyordu.
bu arada konumuzla pek alakalı değil ama, black jumbo mensubu olan ingiliz ajanlardan biri wilfred dunderdale'ydi.
kim bu wilfred dunderdale?
wilfred dunderdale, ingiliz yazar ian fleming'in yarattığı james bond karakterinin esin kaynağı olan casus...
yani meşhur james bond bile kurtuluş savaşımızda bizimle uğraşmış, ama başedememiş işte...
(bkz: james bond un kurtuluş savaşında ajanlık yapması/#40612452)
işte, black jumbo tüm bu suikast planlarında başarısız olunca, john bennett işi kendisi yapmak istemiş, anadolu'ya geçerek atatürk'ü kendisi öldürmek istemiş, lakin karakol örgütü ve mim mim grubu'nun istihbaratları sonucunda bu girişim de başlamadan bitmişti.
ingilizler tarafından defalarca suikast girişiminde bulunulan ve tüm bunlara rağmen ingilizlere meydan okuyarak "sizi cezalandıracağım" diyen bir adama ingiliz ajanı, ingiliz casusu diyorsunuz ya.