Atatürkümüzün Köpeğinin adı Foks tur. Foks Anıktabir de G.Krm. Komutanlığınca Cumhurbaşkanı Sezer Eşliğinde 2002 de Atatürk ve Kurtuluş savaşı müzesinde mumyası sergilendi.
atatürk düşmanına bile saygı duyan bi adamdır diyenlerin (ki doğrudur, belli kişiler tarafından sevilen başka başka insanların adlarını buraya yazarak içini rahatlattığı başlık!
atatürk'ün yolundan gitmk bu mu merak etmekteyim? bu mu senin yapabildiğin?
buraya yorum yazan kaç kişinin siteye girip konuyu ciddi anlamda okuduğun merak etmekteyim.
ulan gerzek yazının başında kocaman puntolarla "BU TOPRAKLAR YA KEMALiZMLE NEFES ALACAK YADA SONSUZA DEK YOK OLACAK" yazıyor. yani bu blog kemalist bi arkadaş tarafından yapılmış. celallenme hemen. git senin gibi düşünen beyinsiz kemalist arkadaşının, sırf atayı bu kadar yüceltek için götünü yırtıp nasıl ata'yı rezil ettiğini gör. ve kemalistler cidden bu ülkenin iltihaplı yarasıdır lafını edenlere kızma. kızma çünkü bu;
atatürk için fikir yürütülemez, asla ve asla araştırmalarla yeniden düşünülemez, sadece önceden belirlenmiş, çizilmiş metinlerle ezberletilmiş, gerçek Atatürk'ü ülkesinden halkından koparıp, onu gerçeklerden uzaklaştıran, ilah yapan, tanrı yapan, kutsal yapıp adamın her hakkını kendilerine saklayan, yerine de sadece kendi çıkarlarını koyan Kemalistlerin tablosu!
gurur duy kendinle. gurur duyun kendinizle!
Mustafa Kemal'in Foks'tan önceki köpeğinin adı "Alber"'dir. 1. Dünya Savaşı yıllarında da yanında "Alp" adında bir başka köpeği daha vardır. foks köpeklerinden sadece biridir ve en sevilendir. hadi bütün alp'ler için de kıçını yırt. ee hadi??? yesin o göt hadi bunu yapmayı hadi.
atanın elini ısırdığı için çiftliğe götürülmüş ve "sahibi ısıran köpekten hayır gelmez artık" diye ata'nın izniyle öldürülmüştür. hatta öldükten sonra anıtkabirde içi doldurulmuş halde duran foks'un fotoları nette mevcuttur.
ve evet bir köpeğinin adı da Trikopis'dir. hatta bu haberden sonra galeyana gelen halk benim atam öyle şey yapmaz diye kalkıp yere atınca kendini, "aslında oyle bi kopek yoktur foks'a ev halkının bu isimle seslendiği" açıklamasını yapmak zorunda kalan gazetecilerimiz de mevcuttur.
böylesine olaylar sürekli yaşanmaktadır. yunanlar bi dönem sokak köpeklerine kemalis demiş, bi dizide köpeğinin adı huseyın olması alevılerı kızdırmış, alevıler bı donem yavuz sultan selım'ın yavuz'unu kopeklerıne ısım olarak takmıştır. ermeni rahip'in köpeğine atatürk ismini koyması adamın 8 yılına mal olmuştur. bu işten tek yaralanan o rahiptir. *
herşey bi yana başlığı açan adama laf sokacam diye, "yok abi asıl adı "al hadji"dir. al hadji, al alabildiğin kadar içine... taa ki rahatlayana kadar" tadında yazmak nasıl bi ruh hali içinde olduğunuzun zavallığıdır. ,
acıyorum lan size yeminle!
not: bana değil bebeğim git bu başlığın doğduğu blog'da bi bok yapmış gibi yalan da olsa doğru da olsa bunu yazacak kadar kendinden geçmiş kemalist arkadaşına anlat derdini.
düşmanının bayrağını bile çiğnetmeyen bir adamın bu yazılanı yapması düşünülemez bile. savunmak değil amacım atatürk'ü sadece hatırlatma olsun diye yazayım dedim.
zaten kimse de böyle bir iddiaya inanacak kadar saf, salak değildir.
"atatürk karşıyakada iplikçizade köşkünde konaklayacaktı. şimdilerde karşıyaka evlendirme dairesinin karşısında, yalıdaki 380 numaralı çağlayan apartmanının olduğu yerde bulunan bu köşkün güzelliği dillere destandı. girişte kadınlı, erkekli muazzam bir topluluk birikmişti. atatürk onları selamlayarak köşke yöneldiğinde yüzü asıldı. kaşlarını çattı. çünkü, geçeceği yerde boylu boyunca bir yunan bayrağı seriliydi. karşılayıcılara bunun nedenini sordu. onlar da, yunan kralı konstantinin 1921 yılında izmir e geldiğinde bu köşkte ağırlandığını; yere serilen türk bayrağını çiğneyerek içeri girdiğini anlattılar.
atatürkün yanıtı kısa ve kesindi: yunan kralı hata etmiş. çünkü, bayrak bir milletin onurudur. ben bu hatayı tekrarlamam diyerek, yerdeki bayrağı kaldırttı. köşkün bembeyaz mermerlerinde ilerleyerek, içeri girdi"
bu kadarı da ibneliktir, şerefsizliktir.yalan atanı gördüm de bu kadarını görmedim, atatürk'ün köpeğinin adı trikopis'miş.
ulan ne alıp veremediğiniz var bu adamla, bu milletle be?
o kadar başarılı bir insan olması dokunuyor mu size, ya da inanmak mı istemiyorsunuz bir şeylere?
oku bak yazıyorum, anlamayacağını bile bile:
mustafa kemal'in tek köpeğinin ismi foks'tu ve başka da köpeği olmadı.
olsaydı da emin ol adını trikopis ya da başka bir düşman olarak koymazdı, sizin yaptıklarınız gibi.
ama doğru, kime anlatıyorum ki ben?
kimsin ki sen?
ohoooo...
trikopis değil fox'dur.
insan en değerli varlığına bir rum tohumunun adını verebilir mi? köpekten bahsediyoruz! insanın en sadık dostu, yeri geldiğinde malı canı koruyan bir varlık. tutup ona nasıl bir rum ismi konulabilir.
çeşitli kaynaklarda "fox" olduğu söylenen isim.
ama bu başlıkta adının "trikopis" olduğu iddia edilmiştir.
maden ortam iddia ortamı. o zaman benim iddiam ise, ismi ne olursa olsun okunuşunun "al hadji" olduğu şeklindedir.
al hadji, al alabildiğin kadar içine... taa ki rahatlayana kadar...
ben ne atatürk´ün köpeği olduğunu ne de onun isminin trikopis olduğunu biliyorum.
soru : latife hanım a atfedilen bu hikayelerin aslı nedir- latife hanımı geç hz. peygambere atfedilen - üstelik hadis, yani dinsel değeri olan peygamber sözleri- yüzde 80´i uydurmadır. latife hanım, dolayısıyla atatürk´le ilgili bu şekil "hurafeler" üretildiğini düşünmek pekala da mümkündür.
soru: ipek çalışlar kimdir, neyi araştırmıştır...bu konular araştırılmadan bu konular hakkında fikir yürütmek ne derece doğru olur? dünya içeriğindeki yanlışlar açıklanmış olan bir sürü kitapla doludur...
mustafa kemal konusunu, bildiğimi sanıyorum. ben paşa´nın trikopis diye bir köpeğinin olduğunu ilk defa duyuyorum. bundan ne falih rıfkı atay bahseder, ne turgut özakman, ne mustafa kemal in o 900 sayfalık nutkunda tek kelimeyle değinilir, bu konuya...mustafa kemal in "trikopis" isminde köpeği varmış....bak sen...
gidip mynet ten blogspot tan bedava site açıp, saçma sapan birşey yazsam acaba birileri inanırmı diye kendime sormuş olsam, bu başlıktan sonra "evet" cevabı veririm.
trikopis'in de anlattığı tc devletinin resmi kaynaklardan edinilen anılarında
---spoiler---
Büyük Taarruz esnasında Gazinin yanında bulunan arkadaşları, Yunan Kuvvetleri Komutanı General Trikopisin Başkomutan Çadırına nasıl getirildiğini şöyle anlattılar:Kaynakwh webhatti.com: ATATÜRK Ve Trikopis
Trikopis, diğer esir kolordu ve tümen komutanları ile birlikte Gazinin huzuruna çıkarıldıkları zaman, hepsi çok heyecanlı ve bitkin halde imişler. Gazi, bunları oturtmuş, kendilerini teselli için bu gibi yenilgilerin tarihte örnekleri olduğunu, sevk ve idareyi eksiksiz yapmış iseler vicdanen rahat olabileceklerini söylediği zaman, Trikopis:
-Askeri görevimi tamamen yaptığıma eminim. Fakat asıl görevimi maalesef yapamadım, diye intihar edemediğini anlatmak isterken, Gazi:
-O size ait bir düşüncedir, diye sözünü kesmiş ve harita üzerinde:
-Şurada bir tümeniniz vardı. Niçin onu şuraya almadınız. Filan yerdeki kuvvetlerinizi falan yere sürseydiniz daha iyi olmaz mıydı? Gibi bazı eleştiriler yapmış, Trikopis:
-Ben öyle hareket etmek için emir verdim. Fakat (yanındaki Kolordu Komutanını göstererek) bu yapamadı, demiş.
Bu görüşmeler olurken esir komutan yavaşça yanında bulunan subaylarımızdan birine:
-Bizim ile konuşan bu general kimdir? diye sormuş, subay:
-Başkomutan Mustafa Kemal, deyince adam hayrete düşmüş:
-Şimdi anladım biz niçin mağlup olduk! Bizim Başkomutan izmirde vapurda oturuyordu, diyerek derdini dökmüş.