atatürk ün ingiliz valisi olmak istediği iddiası

entry178 galeri4
    51.
  1. 52.
  2. "ben diyimde bu salaklar nasıl olsa inanırlar zaten anlattıklarımızın hepsine inandılar enayiler" şelinde düşünülmüş bir yazıdır
    0 ...
  3. 53.
  4. 54.
  5. gerçek olabilicek iddiadır. hatta ne olabilecegi gerçektir.
    atatürk her daim ingiliz ve batı hayranlıgıyla tanınmıştır.
    1 ...
  6. 55.
  7. Cengiz Özakıncı'nın şu yazısında: http://www.guncelmeydan.c...ngiz-ozakinci-t26702.html Atatürk hakkındaki bu iddiaya direk olarak yer verilmemekle birlikte ingilizler hakkındaki bazı olumlu açıklamalarının sebepleri işlenmektedir. Okumakta fayda var. Yazının konuyla ilgili önemli bir kısmı şöyle:
    ingiliz yönetiminde, Osmanlı'ya karşı takınılacak tutum konusunda kararsızlığa yol açan asker-sivil çatışmasını, daha bu görüşler ingilizlerin kafasında belirmeden önce görmüş olan Mustafa Kemâl, ingiltere'nin Osmanlı'ya karşı izleyebileceği her iki politikaya karşı da hazırlıklıydı. iki eğilimden hangisi ingiliz politikasına egemen olursa olsun, Mustafa Kemâl'in kafasında Osmanlı'nın devlet olarak varlığını ve Mütareke anında elinde bulunan toprakların bütünlüğünü savunacak iki tasarı hazırdı. Şayet ingiltere, Anadolu'yu Yunan, Ermeni ve Kürtlere paylaştırarak Osmanlı devletini ortadan kaldırma politikasını uygulamaya koyacak olursa, Anadolu'da silahlı direniş başlatılacak; yok eğer Churchill ve Montagu'nun Osmanlı Devleti'ni Rus yayılmasına karşı ingiliz güdümünde yaşatma politikası uygulamaya konulacak olursa; bu durumda ingilizlerle barışçıl görüşmeler yapılarak Osmanlı'nın siyasal bağımsızlığı olabilecek en üst düzeyde sağlanmaya çalışılacaktı. işte Mustafa Kemâl'in, bir yandan Anadolu'da silahlı direniş hazırlanmasına çalışırken öte yandan ingiliz dostluğundan sözetmesi, sonuçta her ikisi de ülke bütünlüğünün korunması amacına yönelik tasarıların ingilizlerin henüz kesin tutum belirlemedikleri bir dönemde her an uygulanabilir durumda tutulması gereğinden kaynaklanıyordu. ingilizlerin Osmanlı'ya ne yapılacağına ilişkin kararsızlığı Nisan 1919'a dek sürecek; Savaş Bakanı Churchil'in görüşünü dinlemeyen Başbakan Lloyd George 15 Mayıs 1919'da izmir'i Yunanistan'a işgal ettirmekle Anadolu'yu Türk yönetiminde bırakmamaya karar verdiğini somut olarak gösterince; Mustafa Kemâl hemen ertesi gün karargahıyla birlikte Anadolu'ya hareket edecek ve silahlı direnişi tek odakta toplama çalışmalarına başlayacaktı.
    Bu yazı Bütün Dünya Dergisi Nisan 2010 sayısında yayınlanmıştır.
    0 ...
  8. 56.
  9. yeterki türk milleti atatürk'ü sevmesin ne belgeler çıkar ortaya . Durmadan yeni yeni belgeler çıkarılırken gerçek belgeler örtbas ediliyor. Hey yavrum hey. Ama ataturk'ün suud kralının Kabeyi yıktırma planına karşılık çektiği telgraf gösterilince inanılmıyor. Yok öyle bir belge . Tabi yok hatta allah yukardan var diye seslense senin için yine yok.

    buyrun bu konuda benden daha fazla bilgiye sahip olan yazar kardeşimin entrysinden takip edin.

    (bkz: (#7542682))

    edit : ataturk düşmanlarının içi yanıyor içi. Basın eksilere.
    1 ...
  10. 57.
  11. ne yapsakda atatürk ü kötülesek diye götünden ter akıtan pensilvanyacıların yeni yumurtasıdır.
    (bkz: bi bitmediniz amına koyayım)
    3 ...
  12. 58.
  13. kadir mısıroğlu gibi adamlara inanacak kadar cahilseniz doğrudur. o kadar cahiseniz gecede 40 bin kez ilişkiye giren şeyh ya da aynı anda hem odada hem de mağaranın birinde bütün peygamberlerle beraber sofra kuran gavsıazam hikayelerimiz de var...

    geh bili bili bili bili...
    2 ...
  14. 59.
  15. çanakkale´de "anafartalar kahramanı" olarak ingilizleri püskürten bir adamın, sonradan "çanakkale geçilmez" lafının ortaya çıkmasına vesile olduktan sonra, geriye püskürttüğü devletin valisi olmasını istemesi iddiasıdır.

    biz böyle iddialara ağzımızı bırakıp kıçımızla gülüyoruz.

    pennsylvania´daki "amerikan uşağı", mustafa kemal paşayı ingiliz valisi yapmak istedi diye, paşa değerinden hiçbir şey kaybetmez.

    kardeşim, bana sadece şunu söyleyin - abd´de yaşayan kaç türk´ün korumasını abd kuvvetleri yapıyor?...abd o adamı "niye" koruyor?...ben de gittim abd´ye , bana kimse gelip "selaaammmm, biz abd devletinin polis teşkilatıyız, türkseniz bizim sizi koruma programımız var, koruyalım abi !" demedi.

    yani bunun arkasında bir yamukluk olduğu oradan belli, bizim nurcular da acayip ayar oluyolar, ben bunu sorunca...niyekine?...gayet de mantıklı bi soru. abd pensilvanyalı´yı, niye koruyor?
    2 ...
  16. 60.
  17. gayet normal bir istektir. memleket elden gitti gibi bir düşünceye kapılan "asker"in bu eğilimle hayatını kurtarmak istemesi kadar normal bir şey olamaz.
    biri de köy ağası olmak istiyordu garibim. ne masum istek bunlar ya rabbim!
    0 ...
  18. 61.
  19. mustafa kemal atatürk ingiliz valisi olmak istemiş. demek ki kıt kafalı ingilizler buna yanaşmayınca atatürk de türkiye cumhuriyeti nin lideri oldu.
    2 ...
  20. 62.
  21. 63.
  22. " Ya istiklal, ya ölüm" sözü bu iddiaları çürütmek için yeterlidir.
    5 ...
  23. 64.
  24. orospu çocuklarının ısıtıp ısıtıp dillendirdiği geçersizliği belgelerle kanıtlanmış iddia/ yalan.
    2 ...
  25. 65.
  26. (bkz: ne yapsam da bok atsam)

    (bkz: hemen sözlüğe girip atatürk e bir şeyler demeliyim)

    edit: cumhuriyet savundu laikliği savundu hemen eksi vermeliyim kesin kemalist bu, kesin ateist diyerek eksi vermek de vardı unutmuşum.. ama yeter mi bir eksi? asla. devam gençler. bak sizin kanaldan bir şeyler daha vardı: duman satanistmiş, mor ve ötesinin vokali gaymiş.
    1 ...
  27. 66.
  28. yanlış iddiadır. atatürk'ün kendi el yazması mektubunda 'size türkiye'yi vereyim bunun karşılığında siz de beni manchester united'da ilk onbirde oynatın' yazmaktadır.
    3 ...
  29. 67.
  30. Olmak isteseydi olurdu. saçmalığın daniskası önermedir.
    0 ...
  31. 68.
  32. böyle bir iddiayı atamızın düşündüğünü sanmıyorum fakat aklından geçmişse vardır bir bildiği.
    0 ...
  33. 69.
  34. Mustafa Kemal, 14 Kasım 1918’de ingiliz Daily Mail gazetesi yazarı Ward
    Price ile Pera Palas’ta görüşmüştür. Lord Kinross, bu görüşmeyi
    şöyle anlatmaktadır: “Mustafa Kemal… Pera Palas
    otelinin müdürüyle haber göndererek gazeteciyi kahve içmeye
    çağırdı. Ward Price de Genelkurmayın istihbarat servisindeki
    albaya danıştıktan sonra çağrıyı kabul etti. Mustafa
    Kemal onu üniformasıyla değil de, sırtında jaketatay ve başında
    fesle karşıladı. Ward Price, Mustafa Kemal’i yakışıklı
    ve erkek tipli buldu. Elini kolunu oynatmadan, sakin ve ölçülü
    bir sesle konuşuyordu.”

    Mustafa Kemal bu görüşmede
    Price’e, “Bu böyle olmaz vatanı baştan başa değiştirmek
    lazım, yenileştirmek lazım” demiştir.

    Price, 1939 yılında
    istanbul’a gelmiş ve Cumhuriyet gazetesine bir demeç vermiştir.
    Price demecinde, 1918’de Mustafa Kemal’le yaptığı
    görüşmeyi kastederek, “O zamanlar doğrusu bu laflara
    pek dikkat etmemiştim. Mesleğimin her zaman hatırlayacağım
    büyük hatası, bu emsalsiz dehayı o zaman keşfedememiş
    olmamdır” demiştir.

    Ancak Price, bu demeçten
    tam 18 yıl sonra 1957 yılında “Ekstra-special Correspondant”
    yani “Çok Özel Gazeteci” adlı kitabında, Mustafa
    Kemal’in 1918’deki görüşmede kendisine, “Eğer ingilizler
    Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa, ingilte-
    re yönetiminde bulunan tecrübeli Türk valileriyle çalışmak
    gereğini duyacaklardır. Böyle bir yetki çerçevesinde
    hizmetlerimi sunabileceğim uygun bir yerin mevcut olup
    olamayacağını bilmek isterim” dediğini iddia etmiştir.

    Price, bu görüşme sırasında Albay Refet Bele’nin de orada
    olduğunu belirtmiştir. Price, ayrıca Mustafa Kemal’in böyle
    bir göreve istekli olduğunu, kendisinin bu öneriyi ingiliz
    askeri istihbaratından Albay Hoywood’a bildirdiğini, ancak
    ingilizlerin bu öneriye o sırada fazla önem vermediğini ileri
    sürmüştür.

    Price’ın, “Mustafa Kemal ingiliz valisi olmak
    istiyordu!” iddiasını “doğru” kabul edecek olursak şöyle
    yorumlayabiliriz: işgal istanbul’unda direniş planları yapan
    Mustafa Kemal, bütün vatanseverlerin ingilizler tarafından
    tutuklanıp Malta’ya sürgün edildiği bir ortamda ingilizlerin
    hedefi olmaktan kurtulmak için, “strateji gereği” ingiliz taraftarıymış
    gibi görünmek amacıyla Price’e böyle bir öneri
    sunmuş olabilir. Ya da daha güçlü bir olasılıkla, ulusal direnişi
    örgütlemek için bir şekilde istanbul’dan Anadolu’ya
    geçmeye çalışan Mustafa Kemal, “ingiliz valisi” olarak kolayca
    Anadolu’ya geçmeyi düşünmüş olabilir. istanbul’dan
    Anadolu’ya geçmek için “ingiliz vizesine” ihtiyaç duyulan
    bir ortamda zeki ve taktikçi Mustafa Kemal’in böyle bir plan
    yapmış olması muhtemeldir. Sadi Borak’ın dediği gibi, “Bir
    görevle Anadolu’ya geçerek orada ulusal direnişi körüklemek
    kararında ve azminde olan taktisyen Mustafa Kemal’in
    bu yola da başvurmasını doğal karşılamak gerekir.” Prof.
    Andrew Mango da aynı kanıdadır: “…Mustafa Kemal…
    Belki de ingilizlerin desteğiyle askeri bir yönetici olarak
    Anadolu’ya dönüp Ermenilere ve Yunanlılara toprak verilmesini
    önlemek için çalışmayı düşünmüştür. Türklerin çoğu
    için de en acil tehlike buydu.”

    Ancak, Mustafa Kemal’in
    hareket tarzı, yönetimi ve Price’ın çelişkili ifadeleri dikkate
    alınacak olursa, onun ingilizlere böyle bir teklif yapmasının
    olanaksız olduğu görülmektedir.

    Şöyle ki:
    a. Görüşmenin tarihine bakılacak olursa (14 Kasım 1918)
    Mustafa Kemal istanbul’a geleli daha bir gün olmuştur ve
    henüz kafasında Anadolu’ya geçmek değil, istanbul’da siyasi
    yollara başvurarak çözüm aramak vardır.

    b. Price’ın bu iddiası güvenilmezdir. Çünkü Ward Price, 1918
    yılında Daily Mail gazetesine ve 1939’da Cumhuriyet gazetesine
    verdiği demeçlerde “Mustafa Kemal’in ingiliz valisi
    olmak istediğinden” söz etmezken, 1957 yılında yayınlanan
    “Çok Özel Gazeteci” adlı kitabında “Mustafa Kemal’in ingiliz
    valisi olmak istediğini” iddia etmiştir.

    c. Price, Mustafa Kemal’le yaptığı görüşme sırasında Refet
    Paşa’nın da orada olduğunu ileri sürmüştür, ancak 14
    Kasım’da henüz Mustafa Kemal, Refet Paşa ile görüşmemiştir.

    d. Mustafa Kemal, Price ile istanbul’da görüşmesinden daha
    bir hafta kadar önce (3-8 Kasım 1918) Adana’dan Sadrazam
    ve Harbiye Bakanı Ahmet izzet Paşa’ya gönderdiği
    telgraflarda açıkça ingiliz karşıtlığını ortaya koymuş, emrindeki
    orduya “ingilizlere ateşle karşılık vermeyi emrettiğini”
    belirtmiştir: “…ingilizlerin her dediğine boyun eğilecek
    olursa onların ihtiraslarının önüne geçmeye imkân kalmayacaktır.”
    “…iskenderun’a her ne sebep ve bahane ile asker
    çıkarmaya girişecek ingilizlere ateşle engel olunmasını
    7. Ordu’ya emrettim.” “…ingilizlerin elde edeceği sonucu
    onlara kendi yardımımızla bahşetmek, tarihte Osmanlılık
    için ve özellikle bugünkü hükümetimiz için kara bir sayfadır.”
    “… ingilizlerin iğfalkar hareketlerini, ingilizlerden
    ziyade haklı görenlerle işbirliği yapmaya yaradılışım müsait
    değildir.” Bir hafta önce “ingilizlere ateşle karşılık ver-
    mekten” söz eden Mustafa Kemal’in bir hafta sonra “ingiliz
    valisi olmaktan söz etmesi” ne kadar inandırıcıdır? Price,
    eğer o günlerde Mustafa Kemal’in daha birkaç gün önce
    Adana’dan Harbiye Bakanlığı’na gönderdiği “ingiliz karşıtı”
    bu telgrafları bilseydi, bu gülünç dedikoduyu şüphesiz ki
    kitabına koymazdı.

    e. Price’nin bu iddiasını çürüten en somut olaylardan biri
    Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında yaşanmıştır.
    21 Mayıs’ta Mustafa Kemal, Samsun’da güvenlik
    durumunu görüşmek üzere ingiliz Güvenlik Yüzbaşısı L.
    H. Hurst ve iki meslektaşıyla buluşmuştur. ingiliz subaylar
    Mustafa Kemal’e açıkça, Osmanlı hükümetinin ülkeyi yönetemediğini
    bu nedenle en azından birkaç yıl için yabancıların
    korumasına ve müdahalesine ihtiyaç olduğunu söylemişlerdir
    ve Türkiye’nin ingiliz mandası altına girmesini
    teklif etmişlerdir. Mustafa Kemal, sorunların çözüleceğini
    söyleyerek bu teklifi kesin bir tavırla reddetmiştir. Soruyorum;
    Mustafa Kemal, gerçekten ingiliz valisi olmak isteseydi,
    ingilizlerin Samsun’da kendisine yaptıkları bu teklifi
    geri çevirir miydi?

    f. Yerli ve yabancı tarihçiler de Price’nin bu iddiasının gerçeği
    yansıtmadığı düşüncesindedirler. Prof. Sina Akşin, “Bu
    olayı ciddiye almak çok zordur. Vatana ciddi hizmetlerde
    bulunmaya hazırlandığı ve en az Harbiye Nezaret’i ne göz
    diktiği bir sırada Mustafa Kemal’in böyle süfli bir teklifi,
    araya otel müdürünü ve bir gazeteciyi koyarak yapması,
    inanılacak şeylerden değildir. Böyle bir görüşmenin yapıldığı
    kesinlikle kanıtlansa bile, önerinin ciddi olarak yapılmadığına
    hükmetmek gerekir” derken, Doğan Avcıoğlu ve
    Sadi Borak da Mustafa Kemal’in ingiliz karşıtlığına dikkat
    çekerek, bu iddianın inandırıcı olmadığını belirtmişlerdir.393
    Yabancı tarihçilerden Prof. Andrew Mango, Price’nın iddia-
    sını, “Yorum farkları ve unutkanlık olabileceği noktası göz
    ardı edilmemelidir” diyerek sorgularken, Lord Kinross, bu
    görüşmenin nedenini, Mustafa Kemal’in dolaylı yoldan ingilizlerin
    ağzını arama isteğine bağlamıştır. Grace Ellison’ın
    1928’de yayınlanan “Turkey Tuday” adlı eserinde, Sir
    Alexander T. Waugh’ın 1930 yılında yayınlanan “Turkey
    Yesterday, Today and Tomorrow” adlı kitabında ve Prof.
    Bernard Lewis’in 1961’de yayınlanan “The Emergence of
    Modern Turkey” adlı çalışmasında gazeteci Ward Price’nın
    iddiasına yer vermemeleri, bu iddiayı ciddiye almadıklarını
    göstermektedir.

    g. Ciddi tarihçiler, gazeteci Ward Price’nın “iddiasını” doğrulamazken
    ve dikkate almazken ülkemizdeki “Vahdettinperest
    ikinci Cumhuriyetçi liboşlar” ve “Atatürk paranoyasına
    yakalanmış yobazlar”, Price’nın iddiasına dört elle sarılmışlardır.
    Bu iddiayı son olarak gazeteci yazar Taha Akyol,
    “Ama Hangi Atatürk” adlı kitabında ve Mustafa Armağan,
    “Kim Hain Kim Kahraman” adlı bir yazısında gündeme getirerek,
    sözüm ona, “Mustafa Kemal’in de ingilizci olduğunu”
    kanıtlamaya çalışmışlardır!

    Şimdi bu çevrelere, onları
    hayal kırıklığına uğratacak bir gerçeği hatırlatalım: ingiliz
    gazeteci Ward Price, istanbul’da sadece Mustafa Kemal’le
    görüşmemiş, aynı zamanda Osmanlı hükümeti temsilcileriyle
    ve dahası –sıkı durun– Padişah Vahdettin’le de görüşmüştür.
    Price, 11 Kasım 1918’de Sadrazam Tevfik Paşa
    ile görüşmüş, Tevfik Paşa, Price’e, “Amacımız ingiltere ile
    eski dostluğu canlandırmaktır” demiştir.

    Price, 17 Kasım
    1918’de de Ayan Meclisi Başkanı Ali Rıza Bey’le görüşmüş,
    Ali Rıza Bey de kendisine, “ingiltere ile samimi bir ittifakı
    arzu ederiz” demiştir.398 Price, 24 Kasım 1918’de Padi-
    şah Vahdettin’le görüşmüş, Vahdettin, ingiliz gazeteciye,
    “ingiliz milletine kuvvetli sevgi ve hayranlık duygularımı
    babam Sultan Abdülmecit’ten miras aldım. Ermenilerin
    öldürülmeleri…. Kalbimi yaralamıştır. Adalet çok geçmeden
    yerini bulacaktır… Şimdi bu sebepten memleketim ile
    Büyük Britanya arasında öteden beri mevcut dostane münasebetleri
    yenileyip kuvvetlendirmek için elimden geleni
    yapacağım… Diyebilirim ki Türk milleti ingiltere’ye karşı
    aynı duygularla, hem de umumiyetle çok daha kuvvetle
    duygulanmaktadır.” demiştir.

    Vahdettin’in Ward Price’e
    yaptığı bu açıklamalar, 6 Aralık 1918’de Daily Mail gazetesinde
    yayımlanmıştır.400 Mustafa Kemal’le yaptığı görüşmeden
    tam 40 yıl sonra yazdığı anılarında “Mustafa Kemal
    ingiliz valisi olmak istemişti!” diyen Ward Price’ı çok seven
    “Vahdettinperestler”, aynı Price’ın Vahdettin’in “ingiliz
    severliğini” olanca açıklığıyla ortaya koyduğunu biliyorlar
    mıdır acaba? Yoksa biliyorlar da saklıyorlar mıdır, nedir?...

    bu da yalan iddianın linki; http://www.sinanmeydancom...rdu-Yalan%26%23305%3B.htm
    0 ...
  35. 70.
  36. bilinen tarihi komplo söylemlerinden biridir. tarih bu, isteyen istediği tarafa çekebildiği için kime inanılacağı şaşırılıyor bazen. ama sadece hikayelerden ibaret saçmalıklar olarak kalıyor.
    0 ...
  37. 71.
  38. tarihte izmir'deki türk ve rum nüfusu ile ilgili belgeleri kendi lehine çeviren devlet ile bu iddiayı ortaya atan devlet aynı olduğundan dolayı itibar etmek gereksizdir.
    0 ...
  39. 72.
  40. türkiye devletinin kurucusu dünyanın en önemli liderlerinden biri. isterse ingiltereye vali de olurdu.
    0 ...
  41. 73.
  42. istese atatürkistan kurabilcek birinden bahsettiklerini bilmeyenlerin iddiasıdır.
    edit: zoruna giden olmuş. boruna gitsin yavrum.
    1 ...
  43. 74.
  44. rahmetli atatürk için yakıştırma yapılmayan tek bu kalmıştı.
    bu da yapıldı.

    bu ülke de, insan olmak gerçekten zordur.
    1 ...
  45. 75.
  46. (bkz: bekvkthü)

    veya

    (bkz: bsgçk)

    idamla yargılanan ve istese hem makam hemde mal mülk sahibi olabilecekken bu kuş beyinli insanlar için canını ortaya koyan adama atılan en son iftira.

    tabi ya, bok at izi kalsın.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük