Cengiz Özakıncı'nın şu yazısında: http://www.guncelmeydan.c...ngiz-ozakinci-t26702.html Atatürk hakkındaki bu iddiaya direk olarak yer verilmemekle birlikte ingilizler hakkındaki bazı olumlu açıklamalarının sebepleri işlenmektedir. Okumakta fayda var. Yazının konuyla ilgili önemli bir kısmı şöyle:
ingiliz yönetiminde, Osmanlı'ya karşı takınılacak tutum konusunda kararsızlığa yol açan asker-sivil çatışmasını, daha bu görüşler ingilizlerin kafasında belirmeden önce görmüş olan Mustafa Kemâl, ingiltere'nin Osmanlı'ya karşı izleyebileceği her iki politikaya karşı da hazırlıklıydı. iki eğilimden hangisi ingiliz politikasına egemen olursa olsun, Mustafa Kemâl'in kafasında Osmanlı'nın devlet olarak varlığını ve Mütareke anında elinde bulunan toprakların bütünlüğünü savunacak iki tasarı hazırdı. Şayet ingiltere, Anadolu'yu Yunan, Ermeni ve Kürtlere paylaştırarak Osmanlı devletini ortadan kaldırma politikasını uygulamaya koyacak olursa, Anadolu'da silahlı direniş başlatılacak; yok eğer Churchill ve Montagu'nun Osmanlı Devleti'ni Rus yayılmasına karşı ingiliz güdümünde yaşatma politikası uygulamaya konulacak olursa; bu durumda ingilizlerle barışçıl görüşmeler yapılarak Osmanlı'nın siyasal bağımsızlığı olabilecek en üst düzeyde sağlanmaya çalışılacaktı. işte Mustafa Kemâl'in, bir yandan Anadolu'da silahlı direniş hazırlanmasına çalışırken öte yandan ingiliz dostluğundan sözetmesi, sonuçta her ikisi de ülke bütünlüğünün korunması amacına yönelik tasarıların ingilizlerin henüz kesin tutum belirlemedikleri bir dönemde her an uygulanabilir durumda tutulması gereğinden kaynaklanıyordu. ingilizlerin Osmanlı'ya ne yapılacağına ilişkin kararsızlığı Nisan 1919'a dek sürecek; Savaş Bakanı Churchil'in görüşünü dinlemeyen Başbakan Lloyd George 15 Mayıs 1919'da izmir'i Yunanistan'a işgal ettirmekle Anadolu'yu Türk yönetiminde bırakmamaya karar verdiğini somut olarak gösterince; Mustafa Kemâl hemen ertesi gün karargahıyla birlikte Anadolu'ya hareket edecek ve silahlı direnişi tek odakta toplama çalışmalarına başlayacaktı.
Bu yazı Bütün Dünya Dergisi Nisan 2010 sayısında yayınlanmıştır.
yeterki türk milleti atatürk'ü sevmesin ne belgeler çıkar ortaya . Durmadan yeni yeni belgeler çıkarılırken gerçek belgeler örtbas ediliyor. Hey yavrum hey. Ama ataturk'ün suud kralının Kabeyi yıktırma planına karşılık çektiği telgraf gösterilince inanılmıyor. Yok öyle bir belge . Tabi yok hatta allah yukardan var diye seslense senin için yine yok.
buyrun bu konuda benden daha fazla bilgiye sahip olan yazar kardeşimin entrysinden takip edin.
kadir mısıroğlu gibi adamlara inanacak kadar cahilseniz doğrudur. o kadar cahiseniz gecede 40 bin kez ilişkiye giren şeyh ya da aynı anda hem odada hem de mağaranın birinde bütün peygamberlerle beraber sofra kuran gavsıazam hikayelerimiz de var...
çanakkale´de "anafartalar kahramanı" olarak ingilizleri püskürten bir adamın, sonradan "çanakkale geçilmez" lafının ortaya çıkmasına vesile olduktan sonra, geriye püskürttüğü devletin valisi olmasını istemesi iddiasıdır.
biz böyle iddialara ağzımızı bırakıp kıçımızla gülüyoruz.
pennsylvania´daki "amerikan uşağı", mustafa kemal paşayı ingiliz valisi yapmak istedi diye, paşa değerinden hiçbir şey kaybetmez.
kardeşim, bana sadece şunu söyleyin - abd´de yaşayan kaç türk´ün korumasını abd kuvvetleri yapıyor?...abd o adamı "niye" koruyor?...ben de gittim abd´ye , bana kimse gelip "selaaammmm, biz abd devletinin polis teşkilatıyız, türkseniz bizim sizi koruma programımız var, koruyalım abi !" demedi.
yani bunun arkasında bir yamukluk olduğu oradan belli, bizim nurcular da acayip ayar oluyolar, ben bunu sorunca...niyekine?...gayet de mantıklı bi soru. abd pensilvanyalı´yı, niye koruyor?
gayet normal bir istektir. memleket elden gitti gibi bir düşünceye kapılan "asker"in bu eğilimle hayatını kurtarmak istemesi kadar normal bir şey olamaz.
biri de köy ağası olmak istiyordu garibim. ne masum istek bunlar ya rabbim!
edit: cumhuriyet savundu laikliği savundu hemen eksi vermeliyim kesin kemalist bu, kesin ateist diyerek eksi vermek de vardı unutmuşum.. ama yeter mi bir eksi? asla. devam gençler. bak sizin kanaldan bir şeyler daha vardı: duman satanistmiş, mor ve ötesinin vokali gaymiş.
yanlış iddiadır. atatürk'ün kendi el yazması mektubunda 'size türkiye'yi vereyim bunun karşılığında siz de beni manchester united'da ilk onbirde oynatın' yazmaktadır.
Mustafa Kemal, 14 Kasım 1918de ingiliz Daily Mail gazetesi yazarı Ward
Price ile Pera Palasta görüşmüştür. Lord Kinross, bu görüşmeyi
şöyle anlatmaktadır: Mustafa Kemal Pera Palas
otelinin müdürüyle haber göndererek gazeteciyi kahve içmeye
çağırdı. Ward Price de Genelkurmayın istihbarat servisindeki
albaya danıştıktan sonra çağrıyı kabul etti. Mustafa
Kemal onu üniformasıyla değil de, sırtında jaketatay ve başında
fesle karşıladı. Ward Price, Mustafa Kemali yakışıklı
ve erkek tipli buldu. Elini kolunu oynatmadan, sakin ve ölçülü
bir sesle konuşuyordu.
Mustafa Kemal bu görüşmede
Pricee, Bu böyle olmaz vatanı baştan başa değiştirmek
lazım, yenileştirmek lazım demiştir.
Price, 1939 yılında
istanbula gelmiş ve Cumhuriyet gazetesine bir demeç vermiştir.
Price demecinde, 1918de Mustafa Kemalle yaptığı
görüşmeyi kastederek, O zamanlar doğrusu bu laflara
pek dikkat etmemiştim. Mesleğimin her zaman hatırlayacağım
büyük hatası, bu emsalsiz dehayı o zaman keşfedememiş
olmamdır demiştir.
Ancak Price, bu demeçten
tam 18 yıl sonra 1957 yılında Ekstra-special Correspondant
yani Çok Özel Gazeteci adlı kitabında, Mustafa
Kemalin 1918deki görüşmede kendisine, Eğer ingilizler
Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa, ingilte-
re yönetiminde bulunan tecrübeli Türk valileriyle çalışmak
gereğini duyacaklardır. Böyle bir yetki çerçevesinde
hizmetlerimi sunabileceğim uygun bir yerin mevcut olup
olamayacağını bilmek isterim dediğini iddia etmiştir.
Price, bu görüşme sırasında Albay Refet Belenin de orada
olduğunu belirtmiştir. Price, ayrıca Mustafa Kemalin böyle
bir göreve istekli olduğunu, kendisinin bu öneriyi ingiliz
askeri istihbaratından Albay Hoywooda bildirdiğini, ancak
ingilizlerin bu öneriye o sırada fazla önem vermediğini ileri
sürmüştür.
Priceın, Mustafa Kemal ingiliz valisi olmak
istiyordu! iddiasını doğru kabul edecek olursak şöyle
yorumlayabiliriz: işgal istanbulunda direniş planları yapan
Mustafa Kemal, bütün vatanseverlerin ingilizler tarafından
tutuklanıp Maltaya sürgün edildiği bir ortamda ingilizlerin
hedefi olmaktan kurtulmak için, strateji gereği ingiliz taraftarıymış
gibi görünmek amacıyla Pricee böyle bir öneri
sunmuş olabilir. Ya da daha güçlü bir olasılıkla, ulusal direnişi
örgütlemek için bir şekilde istanbuldan Anadoluya
geçmeye çalışan Mustafa Kemal, ingiliz valisi olarak kolayca
Anadoluya geçmeyi düşünmüş olabilir. istanbuldan
Anadoluya geçmek için ingiliz vizesine ihtiyaç duyulan
bir ortamda zeki ve taktikçi Mustafa Kemalin böyle bir plan
yapmış olması muhtemeldir. Sadi Borakın dediği gibi, Bir
görevle Anadoluya geçerek orada ulusal direnişi körüklemek
kararında ve azminde olan taktisyen Mustafa Kemalin
bu yola da başvurmasını doğal karşılamak gerekir. Prof.
Andrew Mango da aynı kanıdadır: Mustafa Kemal
Belki de ingilizlerin desteğiyle askeri bir yönetici olarak
Anadoluya dönüp Ermenilere ve Yunanlılara toprak verilmesini
önlemek için çalışmayı düşünmüştür. Türklerin çoğu
için de en acil tehlike buydu.
Ancak, Mustafa Kemalin
hareket tarzı, yönetimi ve Priceın çelişkili ifadeleri dikkate
alınacak olursa, onun ingilizlere böyle bir teklif yapmasının
olanaksız olduğu görülmektedir.
Şöyle ki:
a. Görüşmenin tarihine bakılacak olursa (14 Kasım 1918)
Mustafa Kemal istanbula geleli daha bir gün olmuştur ve
henüz kafasında Anadoluya geçmek değil, istanbulda siyasi
yollara başvurarak çözüm aramak vardır.
b. Priceın bu iddiası güvenilmezdir. Çünkü Ward Price, 1918
yılında Daily Mail gazetesine ve 1939da Cumhuriyet gazetesine
verdiği demeçlerde Mustafa Kemalin ingiliz valisi
olmak istediğinden söz etmezken, 1957 yılında yayınlanan
Çok Özel Gazeteci adlı kitabında Mustafa Kemalin ingiliz
valisi olmak istediğini iddia etmiştir.
c. Price, Mustafa Kemalle yaptığı görüşme sırasında Refet
Paşanın da orada olduğunu ileri sürmüştür, ancak 14
Kasımda henüz Mustafa Kemal, Refet Paşa ile görüşmemiştir.
d. Mustafa Kemal, Price ile istanbulda görüşmesinden daha
bir hafta kadar önce (3-8 Kasım 1918) Adanadan Sadrazam
ve Harbiye Bakanı Ahmet izzet Paşaya gönderdiği
telgraflarda açıkça ingiliz karşıtlığını ortaya koymuş, emrindeki
orduya ingilizlere ateşle karşılık vermeyi emrettiğini
belirtmiştir: ingilizlerin her dediğine boyun eğilecek
olursa onların ihtiraslarının önüne geçmeye imkân kalmayacaktır.
iskenderuna her ne sebep ve bahane ile asker
çıkarmaya girişecek ingilizlere ateşle engel olunmasını
7. Orduya emrettim. ingilizlerin elde edeceği sonucu
onlara kendi yardımımızla bahşetmek, tarihte Osmanlılık
için ve özellikle bugünkü hükümetimiz için kara bir sayfadır.
ingilizlerin iğfalkar hareketlerini, ingilizlerden
ziyade haklı görenlerle işbirliği yapmaya yaradılışım müsait
değildir. Bir hafta önce ingilizlere ateşle karşılık ver-
mekten söz eden Mustafa Kemalin bir hafta sonra ingiliz
valisi olmaktan söz etmesi ne kadar inandırıcıdır? Price,
eğer o günlerde Mustafa Kemalin daha birkaç gün önce
Adanadan Harbiye Bakanlığına gönderdiği ingiliz karşıtı
bu telgrafları bilseydi, bu gülünç dedikoduyu şüphesiz ki
kitabına koymazdı.
e. Pricenin bu iddiasını çürüten en somut olaylardan biri
Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919da Samsuna çıktığında yaşanmıştır.
21 Mayısta Mustafa Kemal, Samsunda güvenlik
durumunu görüşmek üzere ingiliz Güvenlik Yüzbaşısı L.
H. Hurst ve iki meslektaşıyla buluşmuştur. ingiliz subaylar
Mustafa Kemale açıkça, Osmanlı hükümetinin ülkeyi yönetemediğini
bu nedenle en azından birkaç yıl için yabancıların
korumasına ve müdahalesine ihtiyaç olduğunu söylemişlerdir
ve Türkiyenin ingiliz mandası altına girmesini
teklif etmişlerdir. Mustafa Kemal, sorunların çözüleceğini
söyleyerek bu teklifi kesin bir tavırla reddetmiştir. Soruyorum;
Mustafa Kemal, gerçekten ingiliz valisi olmak isteseydi,
ingilizlerin Samsunda kendisine yaptıkları bu teklifi
geri çevirir miydi?
f. Yerli ve yabancı tarihçiler de Pricenin bu iddiasının gerçeği
yansıtmadığı düşüncesindedirler. Prof. Sina Akşin, Bu
olayı ciddiye almak çok zordur. Vatana ciddi hizmetlerde
bulunmaya hazırlandığı ve en az Harbiye Nezareti ne göz
diktiği bir sırada Mustafa Kemalin böyle süfli bir teklifi,
araya otel müdürünü ve bir gazeteciyi koyarak yapması,
inanılacak şeylerden değildir. Böyle bir görüşmenin yapıldığı
kesinlikle kanıtlansa bile, önerinin ciddi olarak yapılmadığına
hükmetmek gerekir derken, Doğan Avcıoğlu ve
Sadi Borak da Mustafa Kemalin ingiliz karşıtlığına dikkat
çekerek, bu iddianın inandırıcı olmadığını belirtmişlerdir.393
Yabancı tarihçilerden Prof. Andrew Mango, Pricenın iddia-
sını, Yorum farkları ve unutkanlık olabileceği noktası göz
ardı edilmemelidir diyerek sorgularken, Lord Kinross, bu
görüşmenin nedenini, Mustafa Kemalin dolaylı yoldan ingilizlerin
ağzını arama isteğine bağlamıştır. Grace Ellisonın
1928de yayınlanan Turkey Tuday adlı eserinde, Sir
Alexander T. Waughın 1930 yılında yayınlanan Turkey
Yesterday, Today and Tomorrow adlı kitabında ve Prof.
Bernard Lewisin 1961de yayınlanan The Emergence of
Modern Turkey adlı çalışmasında gazeteci Ward Pricenın
iddiasına yer vermemeleri, bu iddiayı ciddiye almadıklarını
göstermektedir.
g. Ciddi tarihçiler, gazeteci Ward Pricenın iddiasını doğrulamazken
ve dikkate almazken ülkemizdeki Vahdettinperest
ikinci Cumhuriyetçi liboşlar ve Atatürk paranoyasına
yakalanmış yobazlar, Pricenın iddiasına dört elle sarılmışlardır.
Bu iddiayı son olarak gazeteci yazar Taha Akyol,
Ama Hangi Atatürk adlı kitabında ve Mustafa Armağan,
Kim Hain Kim Kahraman adlı bir yazısında gündeme getirerek,
sözüm ona, Mustafa Kemalin de ingilizci olduğunu
kanıtlamaya çalışmışlardır!
Şimdi bu çevrelere, onları
hayal kırıklığına uğratacak bir gerçeği hatırlatalım: ingiliz
gazeteci Ward Price, istanbulda sadece Mustafa Kemalle
görüşmemiş, aynı zamanda Osmanlı hükümeti temsilcileriyle
ve dahası sıkı durun Padişah Vahdettinle de görüşmüştür.
Price, 11 Kasım 1918de Sadrazam Tevfik Paşa
ile görüşmüş, Tevfik Paşa, Pricee, Amacımız ingiltere ile
eski dostluğu canlandırmaktır demiştir.
Price, 17 Kasım
1918de de Ayan Meclisi Başkanı Ali Rıza Beyle görüşmüş,
Ali Rıza Bey de kendisine, ingiltere ile samimi bir ittifakı
arzu ederiz demiştir.398 Price, 24 Kasım 1918de Padi-
şah Vahdettinle görüşmüş, Vahdettin, ingiliz gazeteciye,
ingiliz milletine kuvvetli sevgi ve hayranlık duygularımı
babam Sultan Abdülmecitten miras aldım. Ermenilerin
öldürülmeleri . Kalbimi yaralamıştır. Adalet çok geçmeden
yerini bulacaktır Şimdi bu sebepten memleketim ile
Büyük Britanya arasında öteden beri mevcut dostane münasebetleri
yenileyip kuvvetlendirmek için elimden geleni
yapacağım Diyebilirim ki Türk milleti ingiltereye karşı
aynı duygularla, hem de umumiyetle çok daha kuvvetle
duygulanmaktadır. demiştir.
Vahdettinin Ward Pricee
yaptığı bu açıklamalar, 6 Aralık 1918de Daily Mail gazetesinde
yayımlanmıştır.400 Mustafa Kemalle yaptığı görüşmeden
tam 40 yıl sonra yazdığı anılarında Mustafa Kemal
ingiliz valisi olmak istemişti! diyen Ward Priceı çok seven
Vahdettinperestler, aynı Priceın Vahdettinin ingiliz
severliğini olanca açıklığıyla ortaya koyduğunu biliyorlar
mıdır acaba? Yoksa biliyorlar da saklıyorlar mıdır, nedir?...
bilinen tarihi komplo söylemlerinden biridir. tarih bu, isteyen istediği tarafa çekebildiği için kime inanılacağı şaşırılıyor bazen. ama sadece hikayelerden ibaret saçmalıklar olarak kalıyor.
tarihte izmir'deki türk ve rum nüfusu ile ilgili belgeleri kendi lehine çeviren devlet ile bu iddiayı ortaya atan devlet aynı olduğundan dolayı itibar etmek gereksizdir.