mustafa kemal hayatında iki dönem vardır , tek başına iktadarı ele aldığı dönem (ikinci meclisin açılmasıyla başlar) ve öncesi (öncesinde dini söylemleri ve kullandığı görülmüştür)
hatta bir rızanur hatıratından aynen şöyle diyor " biz bu milleti cepheye yunan gelip başınaza şapka takacak diyerek cepeheye sürdük" diyor.
bir de gördük ki şapka kimler getirdi milletin başına.
Atatürkün suçu laikliği getirmesi ıran gibi güzelim şeriattan uzak kalmamız . Din adı altında sömürülen insan tüccarı kadın tüccarı çocuk tecavüzcüsü dolu bir dolu sözde dindar kesim gibi olmamizi engellemiştir . Ne ayıp etmiştir oysa .!
tek tarafli bakarak bir cok eksik ve yanlis bulursun.birde basarilarini yazsaniz,konussaniz keske.dune kadar susan sizler bu gun avaziniz ciktigi kadar bagiriyorsinuz.ama hep tek tarafli olarak,isinize geldigi gibi.bu da kisiliginizi yansitiyor.objektif olmayi deneyin.
mustafa kemal hakkında neden bu kadar muhalif tavırlar içerisinde bulunduğumuzu anlamk isteyenler için kaynakları ile birlikte sesli anlatışmış bir video herkes izlesin lütfen. http://archive.org/details/MUSTAFAKEMAL_BELGESEL
bu ümmet ecdadı osmanlıyı bu kadar sahip çıkmışken neden mustafa kemal hakkında böyle düşünsün ?
Aklımda Kalanlar Genel başlık halinde yazacağım;
1.Lozan ihaneti
2.Halifeliğin kaldırılması (islam alemin hala bir lideri yoktur)
3.Şapka inkilabı (şapka bir yahudi simgesidir)
4.harf inkilabı (1928 öncesinde yazılan bir mezar taşını okuyamayan bir nesil, bir anda toplum hafıza kaybına uğradı)
5.Kemalizm dayatması
6.idam mahkemeleri ( örnek bir karar iskilipli atıf hoca dan idam kararının verilmesini , davanın daha sonra görülmesini karar verilmiştir)
7.Mustafa Kemalin filistin hezimeti (bunu kimseler bilmez ve hiçbir tarihçi yazmadı ben filistinli bir yazarın kitabından okudum)
''atatürk inançsız olması dolayısıyla...'' söz öbeğinden sonra, konuya yaklaşımı itibariyle objektif davranmadığı anlaşılan ve bu yüzden yazısının devamı okunmayan kişinin değersiz düşüncesini paylaşma girişimidir.
atatürkün hiçbir kusuru yoktu o tam anlamıyla kusursuzdu. hiçbir insanin başaramadığını o başardı. türklerin geleceğinin devam etmesini sağladı. atatürk olmayan parayla, askerle, ekonomiye ve tek başına türkiyeyi kurtardı böyle büyük bir liderin hiç bir kusuru olamaz.
Uludağ sözlükte dinime bağlıyım deyip sonra da izmirli veya Atatürk' ü seven her kıza namussuz damgasını yapıştıran yavşakların olmasına sebebiyet vermiştir.
Din din diye sayıklarlar ama milletin anasına, bacısına namussuz damgası yapıştırmada bir numaradır.
(bkz: şakirt)
"atatürk ilke ve inklaplarına bağlı devlet" anlayışının, %99'u müslüman olan dolayısıyla muhafazakar iktidarların başa gelme ihtimalinin bir hayli yüksek bulunduğu ülkemizde darbelere zemin hazırlaması....ah ah üstadım, canlı tanıkların ömürleri vefa etse de anlatsalardı kemalist cuntaların ettikleri eziyetleri...
Hatasızlığın sadece Allah'a mahsus olduğunu anlayamamış kendini kusursuz müslüman sananların, zeka oyunları yaparken, Kur'an da Allah'ın
-O'nu biz indirdik,kıyamete kadar biz koruyacağız vaadine bile inanamadıklarını gösteren entryler üreterek tevbeye muhtaç hale gelmesi durumu.
Evladım önce Kur'anın Allah tarafından indirildiğine inan, sonrada kıyamete kadar korunacağına.
O zaman ne Mustafa Kemal hakkında ne de bir başkası hakkında böyle komplo teorileri üretemezsin.Tevbe et ya kendini Atatürk'ün içini açıp inançsız olup olmadığını öğrendiğini sanan zavallı.Tabii müslüman kalmak istiyorsan.
osmanlıca ile arapça kuranı anlayabileceğini sanan saçma kişi önermesidir. sadece bu saçmalığını belirtmek bile diğer öngörülerininde en az bunun kadar saçma olduğunu gösterecektir.
yoktur öyle bir şey arkadaşım. lan ne nankör insanlarsınız. burada milletçe sikiliyoruz devlet büyüklerimiz tarafından. herif gelmiş Atatürk' ün hataları diyor. evet sonrasında başına böyle insanların geleceğini tahmin edemeden her türlü fedakarlığı yaptı bu ülkeye. haklısın aslında tek hatası da bu oldu.
en büyük hatası yobazların kökünü kökten kurutmamasıdır. niye böyle yaptın atam toptan temizlik yapacaktın sadece dedelerini değil torunlarınıda asacaktın ki tam olsaymış.
Lozan Muahedesinden(antlaşmasından) sonra, ingiltere Avam Kamarasında, "Türklerin istiklâlini(bağımsızlığını) niçin tanıdınız?" diye yükselen itirazlara, Lord Gürzonun verdiği cevap:
"işte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, mâneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz.
Yani Mustafa Kemal ve ismetin verdikleri karar, Türk milletini islâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır."
bir de şu haim naum meselesi var. şöyle ki;
Nahum 1919'da, Amerika Birleşik Devletleri'nin eski istanbul büyükelçisi Henry Morgenthau'yla görüşmek üzere Avrupa'ya gitti. Konu Türkiye'nin geleceğiydi. Seyahatinde yeni devletin sınırları , Kemalistlerin fikirleri ve Mustafa Kemal'in kişiliği hakkında sayısız temaslarda bulundu, basın toplantıları düzenledi. Fransız basınında röportajları yayımlandı. Nahum ayrıca Fransa ile Türk milliyetçi hareketi arasında yapılabilecek bir antlaşmayı muhtelif defalar dile getirdi.
Görevinden istifa ettiği 1919'dan Kahire başhahamı seçildiği 1926'ya kadar Paris'te oturan Nahum, bu dönemde de siyasetle ilgilendi. Özellikle Fransız basınında kurulmakta olan Türkiye Cumhuriyeti ve Kemalist akımla ilgili demeç ve röportajları yayımlandı. 1922'de Cumhuriyet'in ilanından önce yeni bir kampanyayla büyük güçlerin Ankara hükümetiyle barış anlaşmaları imzalamaları için çaba gösterdi. Kemalistlerin propagandasını yaptı. 1923'te Türk heyetinde yer alarak Lozan Barış Konferansı'na katıldı. Bu hizmetinden ötürü Türk hükümeti tarafından Efendi unvanı verilerek ödüllendirildi.
Nahum 1926'da başhaham seçilmesi üzerine Kahire'ye yerleşti. Kısa bir süre sonra senatör tayin edildi. Mısırdaki Yahudi Etütleri kuruluşunun kurucularından olan Nahum'un 1934'te iki eseri yayımlandı;
1- Administration des biens privés et des palais royaux (Kraliyet Saraylarının ve Özel Mülkiyetinin Yönetimi)
2- Recueil des firmans impériaux ottomans (Osmanlı imparatorluğu Fermanları).
sistem hem çok güçlü bir zemine oturmuştur, hem de burdakilerin büyük çoğunluğu gibi savunucularını da yetiştirmiştir ki açık yan kalmasın.ama inanıyorum bütün bunlar konuşulacağı bir gün gelecek ama burda ama (iman eden için) öteki tarafta.
