her sabah, her akşam, yemekten önce, yemekten sonra, tuvalete girmdeden önce, tuvalete girdikten sonra, alışverişe çıkmadan önce, alışverişten sonra, işe gitmeden önce, işte, işten çıkmadan önce, işten çıktıktan sonra, otobüste, uçakta, gemide, teknede, sandalda, bisiklette, arabada, yerde, gökte, uzayda okunması gereken hitabedir.
okurken, acaba atatürk ; karı kız peşinde koşan, babası yaşındaki adamlara sövemekten geri durmayan, kerkükten, musuldan babane diyen, milli konuların üstüne düşmeyen gençlikten mi bahsediyor sorusunu aklıma getiren nutuk.
taaa ki son cümlesine kadar.
''muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.''
bütünü antidemokratik, nihai cümlesi ise çok açık bir şekilde ırkçı bir söylemle biten hitabe.
neden antidemokratik?
demokrasilerde bir kitleye "memleket işinize geldiği gibi idare edilmiyorsa, yönetimi siz ele alın" denmez.
halkın kendi kendini yönetmesi, seçim-sandık gibi enstrümanlarla gerçekleşir, ki bir önceki cümlede vurgulanan yaklaşım, cumhuriyet olma iddiasını bile abuklaştıracak kadar çürütmüştür.
kaldı ki;
o gençlik hangi gençlik?
alperenler mi, ülkücüler mi yoksa ulusalcılar mı?
onlara sorsan koro gibi "ata'mız bu ülkeyi bize emanet etti" şeklinde ahenkle konuşurlar.
işin aslı bu mu peki?
o gençler kim?
hadi diyelim birilerine bu pâye biçildi, o zaman da şu soru ön plana çıkıyor;
nasıl olacak?
yani bu kişiler memleketi "içinde bulunduğu ahval ve şerait"ten nasıl çıkaracak.
kanlı mı olacak kansız mı?
pembe darbe mi kızıl mı?
yoksa bildiğin "asil kan" kırmızısı mı?
neden ırkçı?
"asil kan" ifadesi yeterli bunu anlamak için.
--spoiler--
bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
--spoiler--
20 ekim 1927'de bunları görebilmek gerçekten marifettir.
günümüz şartlarını düşününce inşallah gaflet içindedirler diye iç geçirmekten kendimi alamadığım tekrar tekrar okuduğum yazıdır.
Bu hitabeyi ilk kez duyduğumda şaşırmıştım. Zira çok uzun gelmişti. Daha sonra ezberlememiz için ödev verdiklerinde de sızlanmıştım böyle ödev mi olurmuş diye. Şimdi bakıyorum da o ödevi veren hocamın elini öpmem gerekli sanırım. Her kelimesi bugünkü halimize ışık yuyan bu harika hitabeyi bizlere bıraktığı için ulu öndere bir kez daha saygı duymak lazım.
öngörü yeteneğinin liderliğin esas vasıflarından biri olduğunun kanıtıdır. atatürk ne kahindir ne de insanüstü bir varlıktır.
ancak şurası gerçektir ki; istiklal mücadelesi esnasında, öncesinde, sonrasında gördüklerinin süzgecinden geçmiş damıtılmış bir hitabedir.
o zaman da anlamamakta direnenler vardı şimdi de var.
fark yok.
anlarlar.
sıradan insanlar tarafından sıradan bir hitabe olarak nitelendirilen, o sıradan insanların ne haltlar yiyebileceğini, sıra dışı bir gelecek görme yetisiyle sadece bir lidere has harika bir uslupla anlatan çok değerli bir hitabe örneğidir; ulu önder mustafa kemal atatürk e ait olan.
yazılmış ve yazılacak en etkileyici metinlerden biri.
istikbale ilişkin kaygı ve endişeler fi tarihine yönelik değildir. gelecekte karşı karşıya gelinebilecek iç ve dış tehditler zamana meydan okurcasına belirgin bir şekilde ifade edilmiş, o halde dahi yapılması gerekenler açık ve net olarak ifade edilmiştir. dolayısı ile gulliver'in serüvenleri gibi okuyup geçmektense anlamak, araştırmak, bilmek, öğrenmek ve sorgulamak gerekmektedir. bugün değil sadece, her zaman.
ezbere okunduğunu (okutturulduğunu) ve değerinin tam anlaşılamadığını düşündüğüm yazıdır. aslında içeriğine dikkatle ve içten bakılıp denilenler anlaşıldığında dillere destan bir yazı olduğunu daha açık bir şekilde görürsünüz. bu yazı'da bu milletin bilmemkaç bin yıldır nasıl da her düştüğünde ayağa kalkabildiği ve kalkabileceği anlatılmaktadır. kime? yeni nesillere. anlayanlarına tabi. anlamak istemeyen ya ada sadece ezbere okutturulanlar istediği kadar okusun. ne fayda!
--spoiler--
mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
ey türk istikbalinin evladı!
işte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
--spoiler--
ezberlenilen, ezbere okunan ama anlamaya çalışılmayan hitabettir ki gençliği cumhuriyetimize kastedecek iç ve dış düşmanlara karşı ikaz ederek, cumhuriyete ve değerlerine sahip çıkılmasını salık verir.
--spoiler--
bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
--spoiler-- -----
yukardaki bölümüyle atatürk'ün ileri görüşlülüğünü tekrar kanıtlayan ayrıca içinde olduğumuz durumu mükemmel bir şekilde özetleyen hitabedir. merak etme atam, verdik oyumuzu, vazifemizi kısmen de olsa yerine getirdik.
orhun kitabelerindeki nutkun bir benzeridir.
--spoiler--
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
--spoiler--
--spoiler--
"Ey Türk Oğuz Beğleri! Bu sözümü iyi işitin! Üstten gök çökmedikçe, alttan yağız yer delinmedikçe, Türk budununun, Türk ilinin töresini kim bozabilir?."
--spoiler--
atatürk'ün sanki bu zamanlar için yazdığı herkesin içinde birşey bulabileceği hitabesidir.
ne de güzel görmüş bu günleri..
--spoiler--
cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
--spoiler--
türk olmayan dolayısı ile asil kan taşımayan bir takım yığının kopyasını çıkarttığı nutuk. zaten türklük türküm deme ile olunan, ulaşılan birşey değildir. ama unutma ki taklitler aslını yaşatır.
bunun dışında hitabe orta asya orhun abidelerindeki nutkun bir benzeridir. ikisi de türk diye başlar,içeriği de hafiften benzer, ikisi de uluğ birer türk başbuğ'un ağzından çıkmışır. ikisi de türk ırkına söylenmiş hitabelerdir.
--spoiler--
Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
--spoiler--
--spoiler--
"Ey Türk Oğuz Beğleri! Bu sözümü iyi işitin! Üstten gök çökmedikçe, alttan yağız yer delinmedikçe, Türk budununun, Türk ilinin töresini kim bozabilir?."
--spoiler--
mustafa kemal atatürk'ün nostradamus gibi bir kahin olduğunu kanıtlayan sözler bütünüdür. öyle ki, türkiye'nin şu an içinde bulunduğu durumu yıllar öncesinden özetlemiştir ulu önder.