o dönemde amerika'da "gerici düşünceye yer yok, sike sike cumhuriyet benimsenecek" diyen ve "sike sike bağlarımıza sadık kalacağız, kölelik bizde adettendir, cebimiz dolsun da s.keriz cumhuriyeti" diye atar yapan, aynı ülkenin insanları birbirlerini öldürmüşlerdir. tarih sayfasından silinmesi gereken gerici ve hastalıklı düşünceler sonunda kanla silinmiştir. ülke vatandaşlarının 20-40 yaş arası erkeklerinin %30'u bir düşünceyi savunmak uğruna ölmüştür. o zaman itibariyle amerika'da yaşanan gelişmeleri şu anki amerikayı düşünerek irdelemek saçmalıktır. insanlar kendilerinin değil, bir başkasının hakları için ölüme yürümüşlerdir. daha kendileri için yapılanları anlayamayanlardan bunu anlamalarını beklemek saçma olur. sorsan "hacı hoca asıldı, nerde demokrasi, bu diktatörlük" derler.
amerika'daki sivil savaş amerika tarihi için o kadar önemlidir ki kısa zaman sonra gerçekleşen birinci dünya savaşını bile kendi tarihi açısından gölgede bırakmıştır.
tarım-kölelik-avrupaya hizmet üçlemesini benimsemiş konfederasyon ile cumhuriyet'te köleliğe yer olmadığını, insan haklarını savunan kuzey birlikleri birbirine girmiştir. ileriye, özgürlüğe ve insan haklarına yönelik bir düşünce ölümüne savunulmuş ve zorla, can pahasına yerleştirilmiştir. eyaletlerin amerika kıtası içinde genişleyerek şu anki halini alması da aynı dönem içinde gerçekleşmiştir.
amerika sivil savaş zamanında dünyanın en büyük düşünce savaşlarının birisini vermiştir. atatürk'ün de sadece düşmana karşı değil, türk milletinin içinde bulunduğu feodal, gerici ve baskıcı düşünceye de karşı büyük bir savaş verdiği düşünülürse çok normal olan sözlerdir. iki olay da temel de benzerlik taşımaktadır.
amerika zencilerin birer köpek gibi köle olarak yaşadığı yasalardan sivil savaş sayesinde kurtulmuştur. bir benzerini de atatürk türk milleti için yapmıştır ki bir padişahın malı olmaktan kurtulalım, her birey kendisinin efendisi olabilsin, herkes eşit haklara sahip olabilsin.
bu sözler şok değil, sadece tarih bilgisi olmayan mallar için anlaşılmayacak nitelik taşımaktadır.
şimdi şöyle düşünürsek atatürk ulusalcı, total olarak abd'yi iç işlerine karıştırmayacak biri, nitekim hiç karıştırmadı da.
rte, menderes ve muadilleri muhafazakar. sağda solda şeytan amerika, ahlaksızlık yuvası vs gibi suçlamalarda bulunuyorlar ama varlıkları abd'ye bağlı hepsininde.
akıllı insan bu demagojiyi yemez. bu ayrımı yapar.
birlikte çalışarak her iki tarafa da yarar sağlamaktan bahsediyor atamız. ticarette ortaklık kurup büyüyen bir çok işletmeler var. aysel ve arianın birleşiminden avea çıkıyor mesela. şimdi ülke tek taraflı abdnin kuklası ve abdnin kucagında zıplayan bir hükümetimiz söz konusu. atayı karalamaya çalışıyorsun bari yalan yanlış bir iddia koy da biraz inandırıcı olsun bari...
akepeliler için sorun olmaması gerekiyor. zira recep tayyip'in amerika için ettiği dualar malumumuz. hatta taktir ve tebrik etmeleri gerekir.
neden kötü bir şeymiş gibi lanse ediyorlar anlamıyorum, sizi dönekler sizi. siz de biliyorsunuz tayyip'in yaptığının kötü olduğunu ama sümsük gururunuza yediremiyorsunuz değil mi?
dönemin şartlarına göre tekrar düşünün değerli sözlük yazarı kardeşlerim. tarih bugüne göre düşünümez. abd o aralar monroe doktrinine sadıktı, dünyada gözü yoktu hanımlar beyler yapmayın etmeyin istirham ediyorum..
"o zamanki amerika farklıydı" sığ bir argüman olsa da amerika'nın; tarih ve ekonomik kalkınma hamleleri bakımından, sıfırdan bir millet yaratma sevdalısı bir öndere feyz kaynağı olması, bir son derece tabidir.
onlarca km öteden, görmesi imkansız olan bir yerden düşman gemilerini gören, onlarca yıl sonrası için tespitler yapabilen adam, yakın arkadaşı amerika'nın 90 yıl sonrasında neler yapabileceğini anlayamaz mı? güldürmeyin.
olay şöyle olsaydı peki; atatürk'ün amerika'ya karşı inanılmaz sözleri başlığı altında amerika'nın ileride emperyalizmin kalesi olacağı, hiç bir şekilde güvenilemeyeceği yazsaydı. ay ne güzel ileri görüşlü atam benim demeyecek miydiniz?
hadi bir şey düşünelim.
şu anda desteklediğiniz kişi devletin başında olsun. ve dünyanın diğer ucunda bulunan bir ülke hakkında ekonomik olarak bu cümleleri kullansin. hadi bu ülke de tayvan olsun. buraya kadar bir sorun sınktı var mı? neyse bu tayvan 90 sene sonra dünyanın kapitalist süper gücü olduğunu farzedelim.
o zamanın kuşagı "bak 90 sene öncesinde oturmuşuz tayvan'ın kucağına.." "lanet olsun o adama..!" demeli mi, dememeli mi?
o dönem amerikasıyla şimdiki amerika'yı aynı zanneden malları belli etmiştir. bağımsızlığını o tarihlerde hemen hemen yeni kazanan amerika, şimdiki gibi süper güç değil, dünya ekonomisini elinde tutan ülke değil, dünyanın en güçlü ülkesi değil, emperyalizmin kalesi değil. ne var bu açıklamada? illa atatürk'e bok atacam diye ne yapacağını şaşıran kençük ağızlılar var.
edit: bu sözünü ettiğim malları altlarda görebilirsiniz.
amerikanın küresel planları ortaya çıkmadan önce olan söylemlerdir. henüz 2. dünya savaşı yapılmamış amerika dünyanın 2 süper gücünden biri olmamış melek numarası yaparken söylenmiştir.
sosyalizm adı altında kemalizm savunuculuğu yapan bazı örgüt ve bireylerin bilmesi gereken bir bilgi.
anti-emperyalist kurtuluş savaşı için minnettarız fakat fikirsel bazda asla barışamayacağız.
mustafa suphi'yi de unutmadık.
ha bunu gösterip de amerika'nın kucağından inmeyen parti liderlerini aklayabileceğini sananlar o iş yaş ya.
bir çok kişiyi birden amerika sevdalısı yapmaya yetecek sözlerdir. hiç bir siyasi görüşüm olmadığı halde atatürk felsefesini benimseyip kahrolsun amerika diye bağıran arkadaşlar bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?