atatürkçü olmak; onun portresine, onun büstüne, onun hikayesine bakıp bir yol görmektir. her kim bakarsa farklıdır atatürk. kimisi zehr-i hayat, kimisi keyf-i alem, kimisi iyilik, kimisi karanlık, kimisi bir deha, kimisi üçkağıtçı, kimisi vatan kahramanı, kimisi bir kafir görür. sadece, onda ki iyiliği gören değildir atatürkçü, ondan rahatsız olup onun hikayesine bulaşan, hikayesine söz söyleyip o hikayeden nemalanan yahut onu gerçekten kendi felsefesine ters düştüğü için suçlayan da atatürkçüdür. sadece, onu anlayan yahut anlamaya çalışan değil, onu bütün önyargılarıyla yok etmek isteyen ya da onu fazla dindar olmadığı için dışlayan din kardeşim de atatürkçüdür. sadece, onu seviyorum diyen ve onun yolundan giden değil, ondan nefret edip te onun yolundan gidene eziyet eden, takipçisini kendine düşman edinen de atatürkçüdür.
kısacası atatürk artık bir semboldür.
o sembole bakıp iyi ya da kötüyü gören, seven yahut nefret eden herkes atatürkçüdür.
şimdi diyeceksiniz ki; "denyona bak herkesi atatürkçü yaptı.". eğer atatürke bulaşıyorsan atatürkçüsündür. ben başkasının izindeyim diyorsan atatürkle işin yok git kendi yolun için uğraş-ver, kendi felsefeni sevdirmeye çalış. onun bunun takip ettiği kişiyle işin yok senin arkadaş, senin yolun önündedir, işinse önüne bakmaktır. senin yolun okadar düzgün ise sağındaki solundaki bataklıklara neden bakarsın? oralarda işin ne?
ilke ve devrimlerinden haberdar olmak demektir.
büstten medet umumup ağlamak demek değildir.
zaten buna da gerek yoktur.
daima yaşayan insanlar düşünceleriyle yaşarlar.
atatürk de böyledir.
atatürkçü olmak onu anlamak demektir.
düşüncelerini anladığın kişi put değildir.
işi dinle karıştırırp atatürkçü olmayı dine peygambere bağlamak sığ düşünceden başka birşey değildir.
bu insanları din elden gidiyor nidalarıyla korkutmaya çalışmaktır.
beyhude uğraştır.
(bkz: atatürk ilkeleri)
taklitler aslını yaşatır diyeceğimde, yanından bile geçmeyen taklitler olduğu için malesef atatürkçü olmanın ne demek olduğunu anlamayanlardan anlamasını beklememektir.