toplumsal ve doğal oalyların nasıl olageldiğini bir tümceyle veren bu sözler töre ve geleneğe, deneylere, akla, gerçeklere dayanır. insanlara ders ve öğüt verir.
uyanik atalarin her durum icin soyledigi hatta her bir durum icin bir yandan olumlu tarafinin diger yandan olumsuz tarafinin soylenmis oldugu ve insanlarin suursuzca 'vay be ne guzel demisler, nasil da bilmisler' demesini saglayan sozler.
Az kelime ile anlatılmış, halka mal olmuş ve atalardan kalma diye kabul edilen kalıplaşmış söz. Bunlar, halk arasında dilden dile dolaşarak nesilden nesle geçer. insanlara düşündüklerini, vermek istedikleri bir öğüdü anlatmak için söylenir.
Atasözlerinin oluşu, bütün halk edebiyatı çeşitlerinin oluşu gibidir. Bunları ilk söyleyenler, çoğu zaman belli değildir.
Atasözleri, ya bir öğüt bir davranış yolu gösteren çeşitli tecrübelerin sonuçlarını tespit ederler; ya basit temsili sözler; ya da küçük bir fıkraya benzeyen temsilî sözlerdir.
sosyal olayları anlatanlar: minareyi çalan kılıfını hazırlar.
tabiat olaylarını anlatanlar: mart yağar, nisan övünür; nisan yağar, insan övünür.
sosyal olayların oluşumunu dolaylı anlatanlar: ağlamayan çocuğa meme vermezler.
denemelere - mantığa dayananlar: çirkefe taş atma, üzerine sıçrar.
gerçeklere, felsefeye, bilgece düşünceye dayananlar: taşıma su ile değirmen dönmez.
adet ve gelenek bildirenler: bir fincan kahvenin kırk yıl hatrı var.
inanışları bildirir: akacak kan damarda durmaz.
atasözü olduğu iddiasıyla söylenen ve içerisinde küfür, müstehcenlik bulunan sözlerin yer almadığına inandığım geleneksel halk anlatımlarıdır. bazı sözlerde ise, bu iki grubun ayrımını yapmak çok zordur. çünkü iki grubun arasında çok ince bir çizgi bulunmaktadır. atasözü olmadığına inandığım atasözlerine(!)bazı örnekler:
*az kaşardan tost, çok kaşardan dost olmaz.
*yüklü kervan bulan, deveyi sikiyle götürür.
*azimle sıçan duvarı delermiş.
*adam sandık eşeği, alnımıza değdi daşağı.
*imam osurursa cemaat sıçar.
*yamuk yapma yetime, gelir koyar götüne.
*el sikini görmeyen, kendininkini balta sapı sanarmış.
*deveye diken, insana siken gerekir.
*kaderde varsa düzülmek neye yarar üzülmek.
*göte giren şemsiye açılmaz.
*sikilmiş götün davası olmaz.
*orospunun tövbesi yarrağı görene kadarmış.
*göt kıspetten çıkınca yarrak bağdat'tan gelirmiş.
*domuz dövüldüğü insan sikildiği yere gidermiş.