kendi içinde çelişen önermedir. atası maymun olanlar da var ama dinleri islam değil gibi bir şey çıkıyor cümleden. derhal düzeltilmeli. ayrıca:
(bkz: tiz-i reftar olanın payine damen dolaşır)
Canlılar kendi evrimsel ağaçlarında tırmanır. Ancak kendi gelişim sürecinde uzak ya da yakın atalarına ait özellikleri göstermek yerine , o özelliğin değişime uğramış hallerini gösterirler. ( Halen işe yarayabiliyorsa. ) (bkz: Doğal Seçilim)
insan gelişiminin erken evrelerinde ortaya çıkan solungaç yarıkları(balık) ve ya da yuvarlak şekildeki kafatası(şempanze) atalarının evresel şekil özelliklerine benzese de gelişim sürecinde orjinal şekillerinden çok farklı olarak görülecektir. Gelişim sürecinin hızı ve süresindeki heterokronik değişimler atalardan yeni nesile şekilsel farklılıklara yol açabilir. Bu bakımdan olası atalarımızdan birisi de şempanzelerdir.Evrim sürecinde daha eskilere giderseniz de balıkları görürsünüz. Son olarak insan ile maymun DNA'sı arasındaki fark , fare ile olandan çok daha azmış. (bkz: splinter usta). Evrimsel akrabalık ne fena birşeymiş kardeşim.
Atası maymun olanın dini çikita muz , tanrısı da king kong hazretleridir.*
- dünyaya zorunlu iniş yapan, abazan bir uzaylı; dünyada, dişi bir maymunu bafilemiş ve adem böyle doğmuştur. aynı uzaylı, adem'in kaburga kemiğinden aldığı kök hücreyi kullanarak havva'yı da yaratmıştır lakin, sorun şudur ki, adem; katırlar gibi kısırdır.
müteaddit defalar gerçekleşen cinsel ilişkiye rağmen bir türlü neslin devamını sağlayacak yeni üye olamamaktadır. abazan uzaylı, son çareyi havva'yı bafilemekte bulur ve evet! böylece sonuç alınır. sonra, bu işlem defalarca tekrar edilerek, erkekli-kızlı bir çok çocuk elde edilir ve fakat havva'nın namusu kirlenmiştir bir kez... adem, bu kara lekeyi, önce havva'yı ardından sırasıyla; abazan uzaylı ve kendisini hançerleyerek temizler.
aradan yıllar, yıllar geçer. kız ve erkek kardeşlerin birbirlerini keşfetmeleri ve bafilemeleri sonucu yeni-yeni çocuklar doğar. ancak, bu arada; şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ile çolaklık, cücelik gibi yakın akraba ilişkilerine dayalı musibetler de insanlığın başına peyda olmaktadır.
öyle bir ortam vardır ki, 'kimin pipisi kimin kukusunda belli değil' dir. tam anlamıyla; 'kör tuttuğunu şey ediyor' durumu söz konusundur. bu duruma müdahil olmak için dinler, bir bir ortaya çıkmaya ve ahlaki değerler yerleşmeye başlar. aile içi cinsel ilişkiler önce ahlâken daha sonra hukuken yasaklanır ve günümüze gelinir...
bu hikayeye bağlı olarak akla iki soru gelmektedir;
- hepimiz bir orospu çocuğu'ndan mı türedik?
- orospu çocuklarının dini ne olabilir?
Evrim Teorisi'yle islam'ı beraberce düşünmekten kendini alıkoyamayanların söylemidir bu söylem. Din olgusunun iç dinamiklerini doğru anlamak gerekir. Eğer Allah bilimsiz bir din düşüncesinde olsaydı "aklını kullanmayanlar üzerine pislik yağdırır" ayetini göndermezdi. Bilimde eski parlak günlerimize geri dönmek istiyorsak -ki dinde de aynı şekilde öyle- düşüncelere gem vurulamayacağını, insanları sustursak da düşüncelerin her halükarda açığa çıkacağını bu yüzden de hürriyete hiç önem vermediğimiz kadar önem vermemiz gerektiğini bilmeliyiz, uygulamalıyız. Allah düşünenleri sever.
bir de maymuna sorulmasi gereken onerme. cevap hakki dogmustur kendisine.
edit: bi dakka simdi, dini islam olmayanlarin hepsinin atasi, babasi, dedesi, halasi falan maymun mu oluyor ki? olur mu oyle sacma sey hic...rus kizlari, ukrayna kizlari, moldova kizlari...hangisi musluman? ve hangisinin kaninda maymunluk varmis gibi duruyor? hepsi kugu gibi lan... aha curuttum onermeyi sanirsam.
bu ayrımcılığın desteklenmesi amacıyla yaygın olarak ortaya atılan bir sav da ''yasa değil ama kardeşim'' söylemidir. hep birlikte vikipedi'de kuram/teori'nin ne olduğuna açıp bakıyoruz şimdi;
--alıntı--
Kuram veya teori, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünüdür.
Kuram kavramlaştırmaya yönelik olarak, değişkenler arasındaki ilişkiyi basit ve anlaşılır bir biçimde ifade etmek amacıyla birleştirilmiş tanımlar, örgütlendirilmiş gözlemler, koşullar ve ilkeler bütünüdür.
Bilimde kullanıldığı anlamıyla kuram, çok sayıda doğal gözlemi birbirine bağlayan bir gerçekler ve açıklamalar bütünüdür. Bir tahmin veya hipotez değildir. Kuantum kuramı, Görelilik kuramı, Evrim kuramı gibi birçok kuram, günümüz bilim çevrelerinde yaygın olarak kabul gören, az sayıda prensiple çok sayıda gözlemi birleştiren ve açıklayan kavramlar ve açıklamalar bütünüdür. Şu an deneme aşamasında olan, ve bir gün yeteri kadar denendiklerinde kanun konumuna yükselecek olan tahminler değildir.
--alıntı--
son cümleyi bir kez daha yazalım ki okuduğumuzu anlayabilelim:
''Şu an deneme aşamasında olan, ve bir gün yeteri kadar denendiklerinde kanun konumuna yükselecek olan tahminler değildir.''
sonra evrim başlığına yönelip ''evrim teorisi'nin bilimsel statüsü'' kısmındaki faideli yazıyı kopyalıyoruz;
--alıntı--
Tartışmalarda sıkça ortaya konulan konulardan bir tanesi evrim kuramının bilimsel statüsüdür. Bu konu, eğitim, din, felsefe, bilim ve politika bağlamında sıkça gündeme getirilmektedir. Bu konu daha çok Amerika Birleşik Devletleri'nde Hıristiyan cemaat ve lobilerin öncülüğünde gündeme gelmektedir. Fakat diğer ülkelerde, eğitim ve politikaya uzanmaya çalışan yaratılışçı görüşlerin savunucuları tarafından da gündeme getirilmektedir. Evrim kuramını destekleyen reddedilemez kanıtlar ve neredeyse mutlak denebilecek derecede bir bilimsel konsensüs olmasına rağmen, yaratılışçı şeklinde adlandırılan çevrelerce bilim dünyasında iki kutup varmış gibi gösterilmeye çalışılır. Yaratılışçı çevreler Amerika Birleşik Devletleri'nde, toplumdan büyük oranda destek görmediği iddiası ile Evrim Kuramı'nın okullarda bilim derslerinde okutulmasına karşı çıkmaktadır. Bu konuda Amerika'da yüzbinlerce bilim insanını temsil eden bilimsel meslek kurumları ve onun yanında 72 Nobel ödülü sahibi bilim insanı Evrim Kuramı'nı destekleyen bildiriler yayınlamıştır. Buna ek olarak açılan davalarda evrim kuramının bilimsel olduğu kabul görmüş bir teori olarak kabul edilmiş ve okullarda okutulmasının devamına karar verilmiştir.
Bilimsel camianın büyük bölümü, biyoloji, paleontoloji, antropoloji ve diger disiplinlerdeki görüngüleri açıklayan yagane kuramın Evrim Kuramı oldugunda hemfikirdir. 1987 de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına gore Amerika'daki doğa bilimleri alanında 500,000 bilim insanından yaklaşık %99.85'lik bir bolümünün evrim teorsini desteklediği ortaya konulmuştur. Evrim-yaratılış tartışmalarında uzman konumunda olan Brian Alters, doğa bilimleri alanlarında çalışan tüm bilim insanlarının %99.9'unun Evrim Kuramı'nı desteklediğini belirtmiştir. Benzer şekilde, dünyanın değişik ülkelerindeki bilimsel çevreler defalarca Evrim Kuramı'nın bilimsel olduğuna ilişkin bildiriler yayınlamıştır[3]. 1987 yılında Amerika'daki biliminsanları arasında yapılan bir araştırma, 480.000 bilim insanından sadece 700 bilim insanının yaratılışçı ve benzeri açıklamalara itibar ettigini, ya da Evrim Kuramı'na karşı şüphe duyduğunu göstermiştir. Ve bu 700 (%0.158) bilim insanından sadece küçük bir bölümü doğa bilimleri alanında akademik çalışma yapmaktadır [4]. Son yıllarda yapılan benzeri karşılaştırmalar, Evrim Kuramı'nı bütünü ile reddeden ya da ona karşı şüphe duyan bilim insanlarının oranının yaklaşık olarak %0.054 civarında olduğunu göstermiştir. Karşı çıkanların %75.1'i biyoloji dışındaki bilim dallarında çalışmaktadır.
Yaratılışçıların bilimsel konsensüs konusundaki iddialarını çürütmek icin Amerika Ulusal Bilimler Akademisinin başlatmıs olduğu Steve Projesi [5] bu konuda verilebilecek iyi bir örnektir. Bu projenin amacı, isminde sadece Steve geçen bilim insanlarının kaç tanesinin Evrim Kuramı'nı desteklediğini ortaya koymak. Ortaya çıkan liste (Steve-o-meter) çoğunluğu biyoloji dallarında çalışan bilim insanlarını sıralamakta ve her türden yaratılışçıların, akıllı tasarımcıların (Yeni Yaratılışcı) yayınlamış oldukları listeden daha kalabalık olduğunu göstermektedir. Bilimsel konular, elbette kimin listesinin daha uzun olduğu temelinde tartışılmamalıdır, fakat dünyada bilim dünyasında bir çelişkinin olmadığını, tam tersine çok güçlü bir konsensüsün olduğunu göstermesi açısından güzel ve eğlendirici bir örnek olarak kabul edilmelidir.
--alıntı--
sözkonusu yazıda ''Yaratılışçı çevreler Amerika Birleşik Devletleri'nde, toplumdan büyük oranda destek görmediği iddiası ile Evrim Kuramı'nın okullarda bilim derslerinde okutulmasına karşı çıkmaktadır.'' kısmına dikkat çekmek istiyorum. yazının tamamında bilim insanları derken evrim teorisine karşı çıkanların bilimle içli dışlı olmayan insanlar olduğuna, toplum olduğuna dikkat çekiyor çünkü. bilim adamlarının, özellikle biyoloji ve alt dalları ile ilgili bilim adamlarının ise *tamamının bu kuramı kabul ettiği ise kaynaklarla ortaya seriliyor.
neden vikipedi'den örneklendiriyorsun, senin ağzın, dilin yok mu şeklinde sorularla karşılaşmamak adına açıklayayım, zaten bi sayfa öncesinde olayın bokunu çıkartacak biçimde 2 girdi toplamında bi makaleye imza atmış bulunuyorum. vikipedi'ye başvurma nedenim ise bu kadar yazılanlara rağmen hala gelen itirazlara karşın üçüncü bir gözün söylediklerini de eklemek. bu konuda şu an en güvenilir kaynak vikipedidir çünkü ansiklopedik bilgi içerir, ansiklopedik bilgi ise kaynak ister, vikipedi sitesinde de eğer yazıda şüpheye düşülen, yanlı olması muhtemel, kesinliğinden emin olunmayan kısım veya kısımlar varsa [kaynak belirtilmeli] ibaresi not düşülür. sözlükler yazılanlar bakımından nasıl kendine özgü oluşumlarsa vikipedi'de bu konuda özgünlük içerir. bilimin argümanlar, gözlemler ve deneylerden oluştuğunu dinin ise tabular ve dogmalardan oluştuğunu nihayet kabul etmemiz son derece sevindirici bu arada.
şimdi demek istiyorum ki, teorinin ne anlama geldiğini de açıkladığımıza göre ben bu teorinin gerçekliğini de kaynakçalarla ortaya koymuşken alınganlığım tutar da bu sayfanın bi çıktısını alır ve savcılığa şikayetde bulunup hakaret davası açarsam ne olur biliyor musunuz? tazminatın meblasına ve sizin maddi durumunuza göre donunuza kadar almam muhtemel hakaretsever uuser kardeşler. küçük bir uyarı babında bunu da belirtivereyim efendim.
ek/düz dipnot: bu arada dikkat edilirse hiçbir girdimde insanın atası maymundur söylemine atıfta bulunmadım ki teoriyi savunan uuserların da çoğu bulunmamış, buna rağmen karşı cenah hala bu cümle üzerinden demogojiye gitmekte. varın hangisi komik? takdir sizin.
bu dünya üzerinde hiç bir bilim adamı insanın atası maymundur demediği için tartışmanın tamamen gereksiz olduğu, ne doğru ne yanlış, sadece gereksiz bir cümle.
"kimseyi de yargılamıyorum. bu benim inancım, ister katıl ister katılma. belki de sana göre benim inancım islam değildir." lafını edip bilimsel altyapı ve bilgiden fersahlarca uzakta takılan, ne bi karşı teori ne de bir kanıt gösterebilen, "bilgi" denilen kavramı bohçalara kaldırmış, atıp tutan niteliksiz yazıların sahiplerinin inatla sürdürdüğü saçma sapan bir düşüncedir.
eğer hz ademin Hominidae oluşu ispatlanırsa bünyenin bir yerlerinde patlayacak önermedir. yaratıcı pek tabi yerçekimi yasası gibi evrim yasasınıda kullanmış olabilir. bizi rahatsız eden hz ademin insanımsı maymun oluşumudur nedir anlamak pek mümkün değil.** dinin hassas bir konu olduğu hatırlandığında, müslüman bünyeden atıp tutarken daha dikkatli olması beklenmelidir. teoridir ve ispatlanabilir.* ihtiyatlı olmada fayda vardır. zihniyetler maymunlaşmasın efendim gerisi boştur.
Çok doğru bir tespit. Allah razı olsun. *
Ben de öyle düşünüyordum isabet olmuş bir farkla tabi ki atasını Fethullah Gülen kabul edenin uzaktan bakınca fethullah gülen efendinin hizmetindeki bir orangutanı andırdığı izlemine kapılarak. Kitabı da olsa olsa Orman Kanunu kitabı olur.
(bkz: Fethullahçı King Kong)
evrim teorisini (alakası olmadığı halde) "insan-maymun" sığlığında yaşayan, üstüne üstlük bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğu yetmezmiş gibi konu hakkında gayet niteliksiz ve boş konuşan kişinin ağzından dökülen kelamdır.
Bakınız ne yazılmış zamanında, en azından bir fikir sahibi oluruz;