istanbul'da el'den satın almayı düşündüğüm;çocukluğumun güzel günlerini geçirdiğim alet.istanbul'da satış yerlerini bilen birileri varsa yardım etsin azizim.
Zamaninda klavyeli olanini 20 tl ye almistik. Klavyesizlerde 10 tl di, yuvarlakti ortasinada kaseti takardik. O degilde bi oyun vardi tabancayla televizyondaki ördekleri,kuşları vuruyordun mantığım bi türlü almazdi.
çocukluğun bilgisayarı sadece 10 yaşına kadar atari kullandım. sonrasında bi bilgisayara sahip oldum. aslında mutlu oldum sanarken gerçek mutluluğu kenara kaldırdığımın farkında değilim. bilgisayar gelince atarimi hiç kullanmadım sonra o atari hiç çalışmadı. nickime ilham oldu zaar.
kasetlerine inanılmaması gereken, şimdilerin modası olan oyun konsolu. Çünkü sorsan 1001 oyun var içinde, oysa ki hepsi 5 tane. Pazardan aldım bir tane, eve geldim bin tane'nin tam tersi.
yıllar evvel satışları çok iyi giderken yeni bir model çıkarmışlar ve bu yeni model hiç tutmamış. yöneticiler tarafından da büyük bir hata ve başarısızlık olarak görülmüş. ne yapsak yahu eski modelin satışları hala çok iyi aslında derken, bu yeni modelin içerdiği tüm cihazların tamamını toprağın altına gömmüşler. şirket tepe taklak olduktan yıllar sonra o atarileri toprağın altında buldular.
ebay'de uçuk fiyatlara satılıyor şuan. niye böyle bi saçmalık yapmışlar derseniz; birincisi prestij meselesi, ikincisi bu tür ürünleri elden çıkarmanın maliyeti çok fazla, üçüncüsü bedava kampanyalar düzenleyip dağıtacak olsalar bu kez de teknik servis; garanti gibi maliyeti doğmuş olacaktı. bu arkadaşlar da hiç satamayacağı ürünleri stoklamak yerine toprağın altına gömmeyi tercih etmişler. imha etmenin oldukça ilginç bir yolu olsa da zaten strateji bazında ele alındığında niye bu hale düştükleri bellidir.
Sadece oyunun açılması için yarım saat beklemek, koca konsolda bir oyun oynayabilmek ve prensesi kurtarmak için saatler harcamak... Bunlar kulağa 100 yıl önce gibi de gelse sadece 42 yıl önceden söz ediyoruz
PlaystatIon 3'ü iyice eskittikten sonra Playstation 4'ü hepimiz heyecanla bekledik. Bir oyun konsolunun uzun süre çıkmasını beklemek 90 kuşağı için sıkıcı bir durum. Çünkü biz beklemeyi pek sevmiyoruz. Açıkçası çocukluğunu 80'lerde geçiren büyüklerimizin bir oyunun açılmasını neredeyse yarım saat beklemelerini havsalamız almıyor. Bir düşünün o dönemin oyun alet edavatlarının içinde de bir tane oyun var. Ama büyüklerimiz için ne büyük bir keyif. Daha da eskilere gitmek için dijital bir sörf yapınca 42 yıl öncesi kadar ışınlanmak mümkün. ilk oyun konsolunu Magnavox Odyssey çıkarmış. Açıkçası bu konsolda oynanan oyunlar bizlerin ilk mobil telefonlarda oynadığımız yılan oyunundan daha ilkel. Canımız sıkıldığında cep telefonlarımızdan oynadığımız Pong ve Pinball, 70'lerin lider oyun konsolu Atari'nin çıkardığı oyunlardanmış. Düşünebiliyor musunuz, koca oyun konsoluyla sadece Pong oynuyorsunuz. Şimdi konsolların içindeki yüzlerce oyunun olduğunu düşününce teknolojik gelişmeye şapka çıkarmamak elde değil. Türkiye'de oyun sevdalılarının gözdesi malum Commodore 64'tür. Anlatılır durulur. ilginç bir detay bu anlatılanlardan. 'Alamancı' tanışı olanlar bu oyun konsoluna daha rahat ulaşıyormuş. Gurbetçi tanıdığı olmayanlarsa atari salonları yolunu tutup sahte jeton konusunda uzmanlaşmış. Masaya sabitlenen kocaman joystick ve neredeyse bir karış kalınlıktaki klavyeden oluşan Commodore 64'te oyun oynamak her yiğidin harcı olmamalı. Günümüzde klavyeyle oyun oynamak dursun artık joystick bile tarih oluyor. Ama Commodore 64 nesli klavye oyunlarında bizim nesli suya götürür susuz getirir.
PLAYSTATION GELDi PAC-MAN UNUTULDU
90'lar atari salonları ile evdeki PC'ler arasında tercih yaparak geçti. Hâlâ popüler olan Super Mario ve Street Fighter, Final Fight (Hagar'ın dönüşüne herkes hastaymış) hem salonlarda hem de evlerde oynanıyordu. PC'lerde ise Doom'un popüler olduğunu sonradan öğrendik. Oyun için 14 tuşa hakimiyet gerektiriyormuş. 1994 yılında Sony, Playstation'u çıkardı ve her şey değişti. içinde 999 oyun var diye satılan kartuş kasetlerden kurtulduk. Üstelik avuca göre joystickler geldi ve 90 dönemi çocukları olarak televizyon karşısına kurulduk. Konsol savaşlarının kazananı PS'den beyazperdeye de aktarılan Resident Evil, Tekken ve Tomb Raider'i bir solukta oynadık. Ortada bölüm sonu canavarı olmasa da inanılmaz grafikler vardı. CD'yi konsola takıyoruz iki dakika içinde oyuna kaldığımız yerden devam ediyoruz.
JOYSTICK DEVRi DE BiTTi
Tabii bu da yeterli olmadı, PS 2 çıktı. Şanslı çocukların karne hediyesi PS 2 iken olmayanlarsa okuldan fırsat buldukça soluğu atarisalonlarının yerini alan PS salonlarında aldı. Sokaklarda maç yapmak yerine joystickleri kapıp iki PES attık. 2006'da çıkan PS 3'ü en çok zorlayan Xbox 360 oldu. Bu yarışı kazanmak için iki marka da atak yaptı ve sonuç olarak artık oyun içine dahil olabiliyorduk. Joystickler gitti oyuncuyu oyuna dahil eden sensörler geldi. Oyun oynamayı seviyoruz ama çabuk da sıkılıyoruz. Oyunlar ve grafikler oyuncuları tatmin etmeyince HD oyun oynama imkanı veren PS 4, muazzam hızı ve kapasitesiyle karşımıza çıktı. 42 yıl önce çıkan oyun konsolundan itibaren tüm oyun konsollarını bir araya getirsek de bir festival yapsak hiç fena olmaz. Bir yanda klavyeciler bir yanda joystickçiler ve bir yanda da sensörcüler. Dilimize dolanan kuşak çatışmasını bir de oyunlar da görmüş oluruz.
Küçüklüğüm, mutluluğumdur kendisi. Babam ilk aldında acayip mutlu olup zaten yemek çok yemeyen beni iyice yemeden içmeden kesen alet. Kuzenimle kavga sebebimiz. Eve gelen misafire hava atma kaf ezme kaf arkadaşlık ilerletme girişimlerimin muhattabı. *