Mahalenin, yurtdışında akrabası olan tek çocuğu olmamdan kaynaklı evimize girdiği andan itibaren 7li 10lu mahalle gençliği guruplarını çeşitli saatlerde ağırlamamızı gerektiren ecnebi teknolojisi. Annem nefret etsede mahallede arkadaşlarımın kahramanı olmasına sebep olan cihaz. ***
ne zaman muhabbeti geçse beni duygulandıran asrın buluşu. ne zaman bilgisayar ve playstation çıktı o zaman mertlik bozuldu. eskiden sürekli kol bozarak ve atari kasetleri alıp değiştirerek bir kültürümüz vardı. şimdi ise artık internetten indirerek herşeyi yapıyoruz. artık cd nin bile bir kıymeti kalmadı. yıllar sonra bile muhabbetini yapabiliyorsak hala demekki güzeldi.
o değilde 9999 oyunlu bir atarim vardı. onda bir oyun vardı. böyle şapkalı bir adam hüdaverdi gibi bıyıklıydı galiba böyle bölüm geçiyordu. amacı karşıya kadar geçip diğer bölüme geçmekti. hatta bir bölümde böyle görünmez yerler vardı atlıyorduk. bir türlü o oyunu bulamadım bilen varsa paylaşırsa sevinirim. belli artık eski tadı vermiyor ama o zaman güzeldi.
mairo, bomberman, star force, street fighter, mortal combat, alaaddin gibi oyunlarla beni benden almış kasetlerin üzerine yerleştirilmesiyle bizlere yeni bir dünya açan müthiş alet. ayrıca şu sıralar facebook'taki bir sayfa sayesinde oyunları pc üzerinden oynayabiliyoruz şükürler olsun. gerçi o eski tadı yok ama olsun.
bir an ablama aduket çekmeye çalışınca atari kolunu kafama yediğim gün geldi aklıma sözlük. ayrıca star force'da yedinci bölüme geçen ablam ben o gece anneannemlerdeyim diye cep telefonuyla televizyonun resmini çekip o merak ettiğim bölümü iki gün sonra bana göstermişti. her cumartesi özlem kırtasiye'ye oyun kasedi almaya giderdik. eğer oraya ait bir abonman kartı olsaydı inan ilk bizim olurdu. ahh ah...
sevgilime sevgililer gününde hediye alarak hem nostalji yapmamızı sağlayan hem de ' oh lan bu sevgililer gününü de az zararla kurtardım' dedirten efsane, yeri dolmayacak oyun konsolu.
bana ıspanağı sevdiren eğlence. ah ah annem kasetlerimi atmış birkaç sene önce artık satılmıyordur atari diye.. içim acıdı. hala didik didik arıyorum en sevdiğim oyunları.
yeni nesil için pek bir şey ifade etmeyen bir oyun konsoludur. halk arasında ateri diye bilinir. hey gidi günler hey efkarlandım şimdi babamın getirdiği ilk atariyi hatırlıyorum ne sevinmiştim oturup sabahtan akşama kadar mario oynardım. yeni nesil çok şey kaybetti efenim pes yerine goal 3 oynardık, bilgisayarım olmadığından dolayı counter yoktu contra vardı benim için onu oynardım hep. marioda prensesi kurtarmanın zevkini almamış snow bross oynamamış soccer oynamamış atari için kardeşleri ile kavga etmemiş namıdiğer tank oyununu oynamamış, bozulan kasetleri kolonya ile silip atleti ile temizlememiş bir nesil yetişiyor çok şey kaçırdılar sevgili sözlük çok.
plestation falan bok yemiştir yanında, 1990-2000 yılları arasında çocuk olmuş bizlerin en vazgeçilmeziydi kendileri. (bkz: double dragon), (bkz: gol3), (bkz: f1 raceing)... daha neler neler. hayatıma damga vurmuştur o konsol benim. en iyisi de nes. emülatör ile hala oynanıyor olmasıdır. hala büyük bir keyifle oynuyorum boş kaldıkça...
Hayattır, bir çoğumuzun çocukluğundan bu yana hayatının bir parçası olmaya devam etmiş ilkel ama samimi oyun kutusudur. adaptörünün çok çalışmaktan dolayı ısındığında çıkardığı koku hala burnumun dibindedir, unutulmaz.