Ortamin ve teknolojinin hat safaya gelmesiyle eskiye olan değer azaldı. Meğer ne verecek bize o eski günlerin zevkini.yazık yazık sokağa çıkıp üstünü kirletme diye bir şey bile kalmadı. herkes tatsin isterdim halbuki eski dostlukları şimdi en ufak şeyden bile eser kalmadı.
Hem de oynama adaptör isinirdi. O sogusun diye dakikaları sayardık. Mario ile ne oyunlar oynadık. Kuş vurduk. O köpek kimi zaman küçümser şekilde güldü.
playstation'ım var,ev arkadaşım xbox aldı laptopu olmayanı dövüyolar zaten,ama birlikteyken en çok oynadığımız şey ataridir halen..oyunların veritabanı,pixel kalitesi falan umrumda değil,atari nostaljidir,içindeki çocuktur..ilkokuldayken kafanda yarına birikmiş dağ gibi ödev varken gözün kanayana kadar o tvnin başından ayrılmamaktır,annenden defalarca azar yemektir..atari;doğalgazlı evde kışın boxerla oturup dondurma yiyoken o burnunda tüten,üstünde kestane pişirdiğin eski sobalı evindir..
Benimdir. Tertemiz bir çocukluk geçirmiştir bu döneme rastgelen. Bir de bunların klavyelisi galan çıkmıştı o biraz daha zengin işiydi. Annemle az tank oyunu oynamazdım.
uçan mario ' da flütü alıp kısa yollarla çağ atladım. Ninja kaplumbağalar ' da önüme geleni dövdüm. Mario ' da prensesi ve bebeği defalarca kurtardım. Annemden defalarca atari yüzünden azar işittim o denli bağımlıydım. Annem atariyi vitrinin üstüne saklardı ben bacak kadar boyumla büyük yastıklari sandalyenin üzerine dizer o atariyi oradan alıp gizlice oynardım sabahları.
Süper mario oynarken marioyu bayrağın üstünden atlatmaya çalışmış, bazen bunu başarmış olan nesildir. Bayrağa değmeden diğer tarafa geçildiğinde sonsuz bir duvarın önünde yürümekten başka birşey yapılamıyor. Gereksiz bir atraksiyondu ama yinede onu yapabilmek ayrı bir hazdı.