Yıl 1999...
Bir yaz sabahı abimle atarinin başına kuruluyoruz...
Bir an önce pes'in atası olan soccerı oynama arzumuz, ev ahalisini uyandırma korkumuzu yeniyor...
"Belki çalışmaz" diyerek kasedin altına hunharca üflüyoruz...
Maça başladığımızda acıkmıyoruz, susamıyoruz ve atariden gelen sesten başka hiçbir sesi duymuyoruz...
Annemizin kahvaltıya çağırması bizi üzüyor ve sanki atariye son kez bakıyoruz...
Ben büyüdüm ve bir daha öyle kahvaltı yapamadım...
Bu entariyi neden bu başlığa yazdım bilmiyorum. Tek bildiğim şey zamanı geri saramayacağım.
Çayımı yudumluyorum.
(bkz: çok efkarlıyım sözlük.)