Başka biri olacaksın istemesen de
Tenine başka bir ten dokunduğunda
Gövden buluştuğunda başka bir gövdeyle
Başka bir nefesle karıştığında nefesin
Başka biri olacaksın istemesen de
Gece uykunda ya da gün ortasında
irkileceksin apansız bir duyguyla
Bir uçurum kıyısında sendelemiş gibi
Başka biri olacaksın istemesen de
Bakışlarımın izini taşıyan giysilerin
Tüketecek ömürlerini birer birer
Değişecek yeri bir dolabın, pencerede bir çiçeğin
Başka biri olacaksın istemesen de
Dudaklarında benden sonraki bir çizgi
Tanımadığım bir ton gülüşünde
Ve artık beni unutmaya başlayan gözlerin
türkiye'de kesinlikle 'aydın' bulunmadığı bir dönemde daha çok sesini çıkarması gereken şahıs.ne pahasına olursa olsun militan dergisini çıkaran bir adam bunu da yapabilecek kapasitede.
Kardeşim Ataol,
Sana ne kadar uzun süre yazmadım. Mektuplar eskimedi de, biz mi kocadık dersin. Kuşağımızın birbirini övmekten, yüceltmekten kaçınan alçak gönüllü tavrının da payı var kuşkusuz bunda. Senin dizelerini o kadar iyi biliyorum ki, onlarda yer alan yaşam izlerinden söz etmek, kendimi övmek gibi geldi bir an. Çevirdiğin şiirlerden yola çıkacağım, bu yüzden. Bu çeviri şiirlere verdiğin emek kendi şiirlerine verdiğinden az değil ki.
Kardeş Türküler' e yazdığın önsözde "söz işçiliğine, sözün şiir dediğimiz o büyüleyici etkileme gücüne emek vermiş, o büyüyü yüreğinde duymuş her söz emekçisi, bir ötekiyle, bütün ötekilerle kardeştir" diyorsun. Bizim kardeşliğimiz de önce buradan sonra "Daha güzel bir dünyaya inanmaktan". Bilmem neden seni hep "Sabiha" şiiriyle hatırlıyorum. Acılarımızı dişlerimizi sıkarak söylememeye çalıştığımız gençlik dizelerinden. Duygusal olmayı kendimize yasaklamıştık. "Bir gün mutlaka" başaracaktık daha güzel günlere giden yolu açmayı, nice acıya mal olursa olsun. Acılar önemli değildi. Gözlerimizden sızan yaşların dizelerimizdeki izlerini bile reddeder gibiydik.
..Ama nice acı yüklendi yüreğimize.. (Yurdumuza demek daha doğru belki) bunca yıl sonra sana yazarken, mektuplarımızda şiirden sere serpe söz edebildiğimiz o daracık ferah dönemi anımsıyorum. Kardeş Türküler'deki şiirleri yaşamının yansımalarına göre seçmişsin sanki
"Şiirler yazıyorum ve dinliyorum sesini/Cıvıldayan kızımın, avluda" senden kırk yıl önce Macaristan' da doğmuş Gyula illyes' in şiiri olduğu kadar senin de gerçeğin. Barış koşuyor, şarkı söylüyor sanki, yabancı gökler altında bir avluda.
Yabancı gökler altında size yaşatılan yılların bedelini kimse ödeyemez ki. Bir de bizim burada boğazımıza dizilen lokmalar var, bedeli ödetilemeyecek, dilimizi duymanın lokmaları bazen, bazen en umulmaz ayrıntıyı özleyeceğinizi bilmenin lokmaları.
Sevgili Ataol, yaşadıklarımızdan öğrendiklerimizi ne kadar güzel anlattın. Sevdayı da. Seni hep delikanlı sayacak okurların. Sesin ne kadar bilge olursa olsun. Bu her şeyden coşkulanan yüreğinin şiirine vuran yansısından olmalı. Ne kadar sevinç varsa yaşamak özleminden. Hayatın insana sunulmuş bir armağan olduğunu bilsen de onurun adına o armağandan caymaya hazır oluşundan.
Senin bütün gençlere seslendiğine inandığım bir şiirin var, bu şiirin "kızım" vurgusuyla bitmesi bence çok önemli. Hep oğullara öğüt verildi edebiyatta sanki. Senin şiirindeki sesleniş ise yalnız kendi kızın yüzünden değil, tüm insanlığın kızlarına insanlık adına seslenir gibi.
"Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım/Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil
Zulmün önünde dimdik tut onurunu/Sevginin önünde eğil kızım".
Kardeş şairlerin arasındaki mesafe ne olursa olsun birbirlerinden asla uzak değildirler, sevgili kardeşim. Birbirlerine bu kadar uzak ve bu kadar yakın nice şairi yan yana getirdin, bunu yapan tek şair değilsin elbet Ama kardeşliği ilk kez sen dile getirmiş gibisin. Kardeş Türküler' e verdiğin emek kendi şiirine verdiğin emek kadar önemlidir bilesin.Bence kutsaldır da, barış adına.
Seni kucaklıyorum kardeşim, sevgiyle.
insana, yaşama ve hayata dair çok şeyler anlatan şiirlerin şairi.
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten..
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
insan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın!
ırmaklara!
göğe!
bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey,
hayata sunulmuş bir armağandır..
Ve hayat!
sunulmuş bir armağandır insana... *
Y a ş a d ı k l a r ı m d a n
ö ğ r e n d i ğ i m
ç o k
ş e y
v a r...
"tayyip erdoğan geçmişindeki düşüncelerinden vazgeçmiş falan değil. demokrasiyi bir araç olarak ve çıkarlarına uyduğu sürece kullanır. ben akp seçimi zorla alır derken şunu diyorum. hile karıştırır, satın alır, kendi lehine çevirmek için elindeki her şeyi kullanır." cümlelerini sarfeden şair.
rte ve akp tarafından şimdi kendisine hakaret davası açıldı.
Türkiye'nin yakın tarihinin çok önemli bir sürecinin yaşadığını, Bu tarihin içinde kendisinin de yer almak istediğini ifade ederek tekel işçilerinin yanında açlık grevine başlayan aydın insan.
şiirlerini okumaya her yeltenişimde, gözlerimin önünde bertolt brecht'in silueti beliriverir. yanlış anlaşılmasın! bu o'nu kopyacılıkla suçladığımdan değil iki şair arasında inanılmaz bir anlatım benzerliği olmasındandır.
öylesine bir benzerliktir ki bu;
brecht'in şiirlerinin arasına behramoğlu'nun şiirlerini serpiştirseniz, eminim; hangi şiirin hangi şaire ait olduğunu bulmakta ciddi güçlük çekersiniz..
Başka biri olacaksın istemesen de
Tenine başka bir ten dokunduğunda
Gövden buluştuğunda başka bir gövdeyle
Başka bir nefesle karıştığında nefesin
Başka biri olacaksın istemesen de
Gece uykunda ya da gün ortasında
irkileceksin apansız bir duyguyla
Bir uçurum kıyısında sendelemiş gibi
Başka biri olacaksın istemesen de
Bakışlarımın izini taşıyan giysilerin
Tüketecek ömürlerini birer birer
Değişecek yeri bir dolabın, pencerede bir çiçeğin
Başka biri olacaksın istemesen de
Dudaklarında benden sonraki bir çizgi
Tanımadığım bir ton gülüşünde
Ve artık beni unutmaya başlayan gözlerin
Büyüleyici ve canlı dinlenesi bi yorum aynı zamanda her yönüyle usta bir şair..
Yitik bir ezgisin sadece
Tüketilmiş ve düşmüş gözden;
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını,
Severken hiç bir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk, iki kişiliktir.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
Düşmanlarımız dışında
Düşmanlarımız çünkü
Sevgiyi yok ettikleri için
Düşmanımız oldular.
Beyaz ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif yüreğiyle
Geçip gitti güvercinleri anımsatarak.
Uzaktaki şehir
Uykuya dalmıştır şimdi.
Düşündüm bir bir
Kardeşlerimin ne yaptıklarını
Nihat
Uyumuyor olmalı.
-Nefis bir şarkı
Söylüyor yandaki odadaki kız
Bir Rus
Halk şarkısı.
Ve şimdi koroyla
Başladılar-
Nihat düşünüyordur
Karanlıkta.
-Sanırım
Bir saatten sonra
Hapishanede
Dışardan söndürüyorlar ışıkları-
Beyaz ipek gibi yağdı kar
Bir kız kelebek adımlarıyla
Geçip gitti karın üzerinden.
insanlar kendi şarkılarını
Kendi hayallerini taşıyorlar.
Çağdaş şarkılar
Gerekli onlara
Hem hayatlarının
Derinliklerinden söz eden
Gerçekleştirilmiş
Gerçekleştirilmemiş duygularından,
Hem
Kavgayı ateşleyen
Somut
Anlaşılır
Akıllı şarkılar.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Acılarla dolu bu dünyaya.
insafsızlık
Vahşet
Hala güçlü
Ve hala iktidarda.
insanlar
Ölüyorlar.
Gepgenç
Sımsıcak
Ölüyorlar
Sanki
Ölmüyorlarmış gibi.
Bir yandan sürüp gidiyor
Hayat;
Bir yanda tel örgüler
Parmaklıklar.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Yağdı kirpiklerine bir kızın
Yağdı mavi bir nehre
Saçlarıma yağdı
Otobüslere
Ağaçlara
Evlere.
içimden okşadım onu.
Kelebek adımlarını
Yanımdan geçen kızın.
Herhangi bir kız
Hayalleri olan.
istedim ki
Daha güzel
Olsun şu dünya.
istedim ki
Beyaz
ipek gibi yağan karın altında
Bitsin artık
Bu sürüp giden alçaklıklar.
Bir bebek
Ölüm tehdidi altında yaşamasın
Beşiğinde.
Ve paramparça olmasın
Sımsıcak
Capcanlı
Yaşayıp giderken insanlar.
Bırakın, beyaz
ipek gibi yağan karın altında
Hayallerimiz olsun.
Yaşayalım
Özgür
Güzel
Düşünceli.
Anlatalım
Düşündüklerimizi birbirimize.
Sevinç egemen olsun her yerde
insanca
Bir kaygı.
Beyaz, ipek gibi yağdı kar.
Yağsın.
Dünya daha güzel olacak
inanıyorum buna.
Bir insan kalbinin güzelliğine
Çocukluğuna
Sonsuz cesaretine, olanaklılığına
inandığım kadar.
Soruyorum sevgilime
- Darağacından Notlar'ı okudun mu ?
Bu bizim hayatımız.
Gece doluyor içeri
Yıldızlarıyla.
Üç ilde
Sıkıyönetim var.
"Askeri savcı"
Sözü
Yer alıyor
Günlük bir sözcük olarak
Hayatımızın sözlüğünde.
Aşklar kelepçeli
Güney Amerika'da.
Kederden
Geberiyorum.
Herkes hayatını anlatıyor.
Deli anneler
Yıkık binalar
Paramparça
Bir gençlik
Yaşadığımız.
Hayatımızın kanadığını görmüyor musun?
- Darağacından notlar'ı okudun mu?
işkence
Ve umut
Şiiri fışkırtır.
Ruhumun yaralarını saracak
Şafağın sözcüklerini
Arıyorum.
"Kalın devrimci romanların
Sonundaki keder"
Kalın
Devrimci
Bir roman olarak hayatımız.
- Darağacından Notlar'ı okudun mu?
Sevgilim
Seni
Öpüyorum.
Her gün
Geçtiğim denize
Yabancılaşmasam
Bütün hayatları
Anlatabilsem.
Ölüme karşı
Dururken bir adam
Tek bir mısra halinde
Hayatını
Okuyor.
Çıldırasıya
Boğuntuluyum.
Çıldırasıya
Bir özlem
Günler ve Prag
Ve trenler
Ve alıp beni
Götüren keder.
Günleri zincire
Vuruyorlar.
Aşklar kelepçelidir.
Güney Amerika
Çe Gevara.
Her şeyi bir bir
Anımsıyorum.
Kalın
Devrimci romanları.
Hayat
Dolduruyor beni
Nasıl
Yıkık bir binayı
Gökyüzü doldurursa.
- Darağacından Notlar'ı okudun mu?
Prag'da
Bir sevgilim var.
Ve ikinci dünya savaşı
Ve tanklar
Ve ellerim
Sana son kez dokunduğunda
Artık
Senin
Olmayacağını bilmek;
Artık
Olmayacağımız.
Çünkü
Çıkış yok buradan.
Silah sesleri
Bir bahar.
Ey uçuşan
Güvercinleri kalbimin.
Ey bir imkanı
Yaşamak duygusu.
Ey içime
Sindirdiğim sevgin.
Prag'daki
Sevgilim.
Karlı gecelerde
Anımsarım seni
Yağmurlar altında
Dolaştığımız Litvanya'yı.
"Kanal"ı
Seyrederken
Bütün Slav
Ve Slavak güzellikleri.
Kalın sesli
Kadınlar.
Ortodoks
Hüznü.
Ve "Tütün"ü
Okurken
Ve Fuçiği.
Kanımızla
Yazılmıştır
Hayatın destanı
Toprakta
Dudaklarımızın
izi var.
Ve donup kaldığımız
Cephelerde
Buruşuk
Mektuplar
Ve yerlerine
Ulaşmamış.
Savaş
Ve keder
Ve şiirler
Korkunç bir
Aşk özlemi.
insanlara
Duyduğum sevgiden
Boğulurcasına
Kalbimi
Çatlatırcasına
imgeler
Ve trenler boyunca
Taşıdığım.
Şehirlerden
Geçerek
Ve her bir insanın
Bakışlarında
Köyler ve uzak
Duygular.
Sonsuzca seninle
Sevişme özlemi
Ve erkek olduğumun
Bilincinde olarak
Ve idama
Giden bir adamın
Karısına
Bıraktığı
Mektup kadar
Çağdaş ve anlaşılır.
Ekmek kadar
Kederli.
Vaptzarov'un
Şiirleri kadar.
Sevgilim, binlerce kilometreye
Yayılan kalbim
Ve gözyaşlarım
Ve her şeye
Yetişme duygusu.
Bütün romanları
Yutarak
Bütün aşkları
Yaşayarak
Ve çağdaş ve sarsak
Kalbimi
Avutamaz
Ne yağmur...
Ne şiirler..