taksici ağabeyimin etkiye tepki minvalindeki ayarı.
şöyle ki:
10 kasım'da herkes saygı duruşuna geçerken bizim bir taksici abinin arabasının camlarını silmeye devam etmesi süreci içerisinde bir takım bireyleri rahatsız etmiş olmalı ki "kardeşim biraz saygılı olun!" tarzı bir tepki ile karşılaştı. sonrasında da "atanızı sevmek zorunda mıyız birader?" babında bir şeyler söyledi. bir an durdum, düşündüm, hak verdim.
türkiye şartlarında objektif olarak yorumlanması imkansıza pek yakın olan düşüncedir. ben hak veriyorum. kimse kimseyi sevmek zorunda değil. kimse kimseye saygı göstermek zorunda da değil. fakat saygısızlık yapma hakkına sahip değil. aradaki ince çizgiyi, dozu kaçırmadığı sürece en ufak şekilde sorun olmayacak olandır. tutup da atatürk'e hakaret ederse işin rengi değişir, o zaman olay tamamen değişir. ancak yasalar gereğince sevmek, saymak gibi bir gerekliliği yoktur. atatürk'e hakaret edemezsin, bu türkiye cumhuriyeti anayasasının bir gereği. ancak yineliyorum, adamın en ufak bir yanlışı yoktur. herkes aynı düşünmek zorunda değildir.
not: siz hassas olabilirsiniz, fakat bir başkası aynı konuda sizin kadar hassas olmayabilir. mühim olan ölçüdür. kazımak lazım birilerine, bunu anlamak bu kadar zor olmamalı.
bir gün aile bireylerinden bayan olanları seçilip hunharca zikülür iken onları kurtarabilicek bir kişide "banane bilader" derse şaşırmaması gereken kişidir.
taksine binmek zorunda mıyız birader deseniz "sıram, sıram" diye levyeyle üzerinize yürüyecek hıyarın lafıdır. saygıyı sadece kendilerine isteyen kimileri de durup, düşünüp hak verirler.
zıvanadan çıkmak üzereyim birader, saygı maygı demiyorum bundan sonra, sizin gibi olacağım artık!
düşüncesizce söylenmiş bir ifade. muhakkak kimse kimseyi sevmek zorunda değildir ancak gören de taksiciyi o an kalp ameliyatında bulunan bir doktor sanacak. cam siliyorsun be. 1 dakika boyunca hiçbir şey yapmadan ayakta beklesen ne olur? arabanın camları mı eskir?