Bu ne açlık kardeşim ya?
Hiç birşey mi görmedi bu insanlar hayatında?
Devletin malı deniz, yemeyen domuz diye atasözü-deyimi (adı her neyse, böyle lanet bir söylem olan) toplumun rektörü de böyle davranır.
Her ay 13.606 lira makam otosuna verilecek tutar ile Bilecik gibi yerde 750 lira lira kira yardımı ile 18 tane ev ve bu evde kalacak (her evde 5 öğrenci olsa) 90 öğrencinin iskan sorunu 8 aylığına çözülür.
Odalara ranza yapılsa, her evde 8-10 öğrenci kalsa, evin durumuna göre gelir seviyesi düşük ailelerin çocuğu olan en az 200 öğrenci ve kiralık araç masrafları vb göz önüne alarak 1 yıl 200 öğrencinin barınma ihtiyacı karşılanır.
En Ufak bir makam mevki yetki sahibi olunca böyle davranan insanlar eğitim ve öğretimde sorumluluğu altında olan çocuklara gençlere ne verebilir?
Fedakârlık mı?
Sorumluluk mu?
Bilim mi?
Bilinç mi?
Liderlik mi?
Etik değerler mi?
Empati mi?
Bir arada yaşama, sosyal sorumluluk mu?
Görev yetki bilinci mi?
Önderlik mi?
Takım ruhu mu?
Marka değeri mi?
Rol model olmak mı?
Paylaşım mı?
işletme öğrencilerine kaynak kullanımı için örnek mi?
iktisat öğrencilerine bütçe fon kullanımı için tez konusu mu?
Ya da yılın eğitimcisi, örnek alınacak insanı diye aday gösterilecek olması mı?
Şu ekonomik tabloda, gençlerin en büyük KYK borçlanması nedeni yurt barınma giderleri olduğu gerçeğinde böyle sorumsuz insanlar sanki babasından kalan mirası veya tarlayı satıp şehire göç eden mamo ağa gibi ya da piyango vurmuş gariban gibi davranmamalı.
Biraz daha mütevazi, biraz daha sorumluluk içinde ve örnek alınacak durumlar sergilemesi gerek.
Sınıfı geçen, ilkokulu bitiren, babasının istediği liseyi kazanan ergenin aile geliri okul masrafını düşünmeden Apple tablet telefon istemesi, adidas sneakers istiyorum demesi gibi davranmamalı.
çok paramız yoktu ben küçükken. bir kere bodrum'da maddi durumu iyi olan teyzemler bir mekanda çocuklar ne istiyorsanız alın bakalım dediğinde magnum, coca cola ve cipsi aynı anda alp büyük bir görgüsüzlük yapmıştım. 30 yıl geçti ama bu görgüsüzlüğümü hiç unutmadım. birden o anım aklıma geldi.
ben devlet olsam rektöre at verirdim, atla gidip gelsin dıgıdık dıgıdık. bilecik'in bir ucundan diğer ucuna yürüyerek 5 dakikada gidilir zaten ama hadi rektördür yayan gitmesin.
sen olur olmaz yere saçma sapan üniversiteler, gereksiz kurumlar kurarak binlerce boş beleş "makam" sahibi insan türetirsen sonuçları böyle olur işte.
Mart ayında Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi rektörü olarak atanan Prof. Dr. Şükrü Beydemir altı ay için lüks segmentte dört çeker makam aracı kiraladı. Aracı Temmuz ayında Çaykur Yönetim Kurulu üyeliğine atanan Halil ibrahim Azal'ın annesinin şirketi temin etti. Araç için altı ayda 81 bin 640 TL kira ödenecek.