ülkemizin uzun süreli programlı politika izlememesinin sebebidir. ben üniversiteye başladığım yıl bölüm kontenjanı 30 kişiyle sınırlıydı evet ataması olmayan bölümlerden biri olan tarih bölümü okumaya başlamıştım bakıyoruz avaz avaz tarihçi ihtiyacı yok diye bizlere hangi branşlara ihtiyaç olduğunu gösteren listeleri sunuyorlar sayılar vs bakıyorum tamam ihiyaç yok da okuduğum bölümün bir sonraki yıl kontenjanı artmış ertesi yıl tekrar bir artış .... avrupa birliği kriterleri için yüksek öğrenim mezunu kişi saysısı arttı anladık kişi başı verilen harçları da anladık ne de olsa hoca yine aynı sınıfa giriyor ders sayısı aynı bir gider yok... sonra formasyon vermeyeceğiz ertesi yıl vermeye başlıyoruz sonra yine vermiyoruz şimdi iki ayda veriliyor.. kişi başı 2 milyar gelir var fena sayılmaz. sonra herkes devlet memuru olmaya çalışmasın açıklamaları, size ihtiyaç yoktu neden o bölümleri okudunuz açıklamaları... iki sene öncesindeki eğitim sisteminizle şimdiki aynı mı ? eskiden din kültürü öğretmeni kıtlığı mı vardı okullarda şimdi binlerce alıyoruz ? sistem yamalı bohça olunca öğretmenler umutla bekliyor yeni sistemde bizim bölümün ataması artar mı diye. özel sektördeki ihtiyaç devletle senkronize gidiyor en çok alım hangisinde oluyorsa özel sektör de o branşın elemanı için iş olanağı sunuyor haliyle. yani ülkemizde öğretmenliğin ne saygınlığı kaldı ne öğretmene ihtiyaç kaldı bir tek biz öğretmen olduğumuzla kaldık.
Daha geçen sene atanmış 60bin öğretmen atandığı yeri beğenmediği için gitmedi. Hem beğenmediği yerde öğretmen açığına sebeb oldu hem de yerine gelecek yeni öğretmenin yerini gaspetti.