Ulan buralarda gördük diyodu bizim çaybaşılı romanlar harbiden doğruymuş .
Suriyeliler le beraber denizden kaçacakmış gümüldür özdere tarafından plan o belli ki.
Minibuste yakalanan seri katil mi olur dedirtmistir. Bu adamin seri katil oldugunu dusunmuyorum. Seri katil dediginiz bir nedenden saplantidan dolayi surekli bunlarla alakali kisileri oldurur. Ya da hic sevep yokken zevk icin oldurur. Bu adamin cinayetlerinin boyle oldugunu dusunmuyorum. Belki akil sagligi vozuk olabilir veya bir kez oldurunce oldurmenin zor olmadigini yakalanmayinca sorun da olmadigini gorlmus ve sorunarini boyle cozmeye alismis olabilir.
Şu an tv de açıklama yapan polise gıcık oldum. resmen çocuğun sırtını sıvazlamadığı kaldı. ''seri katil diyemeyiz..'' ''çok zeki bir delikanlı..'' bu ne ya? öp başına koy bir de istersen.
yakalandığı anda polisin "Sen Atalay Filiz misin" sorusuna "Hayır" yanıtı verdiği, polisin "Sen Atalay Filiz'sin" demesi üzerine yeniden "Yok değilim" diyerek Ömer Baba adına düzenlenmiş sahte kimlik verdiği ortaya çıktı. Polis bunun üzerine "Parmak izine götüreceğiz seni" deyince Atalay Filiz olduğunu kabul etti. 3 kişinin katıl zanlısı, ilk ifadesinde, çevredeki bitkileri ve kurbağa yiyerek yaşadığını söyledi.
Bu arada Atalay Filiz'in üzerinden 4 sahte kimlik, 3 sahte ehliyet ve kendi kimliği ile pasaportu çıktı.
"Atalay Filiz, bugün 7.30 sıralarında izmir Gümüldür'de yakalanmıştır. Ulusal medyada seri katil olarak yer bulan ve Mayıs ayının son günlerinde ilimize geldiğine ilişkin bir takım bilgilerin paylaşıldığı Atalay Filiz'in ayın 27'isinde üçüncü cinayetten sonra ilimize geldiği, Buca'da bir internet kafede 3,5-4 saat bir takım temaslar kurduğu, konaklama yeri konusunda arayışlar içinde olduğu tespit edildi. 27'siyle 30'u arasındaki süreçte izmir'de olduğunu öğreniyoruz. Bununla ilgili kamera kayıtlarımız teyit ediliyor. Sonra bir bekar evinde kalıyor. 31 Mayıs sabahı eşyalarıyla il merkezinden ayrılıyor. Bu süre içerisinde Atalay Filiz'in izmir'de, daha önce izmir'de yaşamasından dolayı, Gümüldür-Özdere bölgesinde kaldığı, Çeşme taraflarına hiç gitmediği, ilimizi hiç terk etmediği anlaşılıyor.
Birkaç gün pansiyonlarda, arazilerde, sahillerde, ormanda kalmış. Geçmişte doğada yaşama konusundaki becerileri nedeniyle yeme içmesini doğadan temin ettiği anlaşılıyor.
Bugün Gümüldür-izmir seferi yapan bir minibüste bir vatandaşımızın, Menderes ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne ihbar yapması üzerine, arkadaşarımız şehir istikametinde kapama oluşturuyorlar. Şahıs şüphelendiği için minibüsten inip, başka minibüse biniyor. Duyarlı vatandaşımız ikinci minibüse bindiği bilgisini veriyor. Şahıs minibüs içerisinden alınıyor.
Üzerinde kendi adına düzenlenmiş pasaport var. En son 2012 yılında Endonezya'ya çıkış yapmış. Geçerlilik süreci de bitmiş. Gerçek kimliği var, 4 adet kendi fotoğrafı olan sahte kimlik var. Kendi fotoğrafı olan, değişik vatandaş fotoğrafları olan 3 adet sahte ehliyet var. 14 adet de açık, aktif kredi ve banka kartları var. 2 adet avcı-komando bıçağı var, biber gazı var, 10 bin TL var, 3 bin 500 Euro var, bir Fransız vatandaşının vatandaşlık belgesi var, yaşam malzemeleri var. Şahsın medyaya yansıyan valizler, bavullarda bir takım günlük eşyaları, kitapları varmış. Bunların yük olduğunu düşünerek çöplere atmış.
Şahsın 3 yıldır ailesiyle teması olmadığını biliyoruz. Babasını izmir'de hava subayı olması nedeniyle izmir'i çok iyi bildiğini anlıyoruz. Şahıs bugün ilimizde yakalandı. Endişe vatandaşlarımız rahat olsunlar.
+
yakalatan dolmuş şoförünün ifadesi;
“Üç gün önce de dolmuşa yanlışlıkla bindi. Dolmuşu Gümüldür’e gidiyor sandı. Develi Köyü’ne dönünce ‘Ben burada ineceğim’ dedi ve indi. Kendisini o zaman da tanıdım, ancak dolmuşta yanımda oturduğu için haber veremedim. O iner inmez jandarmaya ihbar ettim, yakalanamadı. Bugün de Menderes Barbaros Mahallesi’nde dolmuşu durdurdu. Araca bindiğinde perişan haldeydi. Terliydi, günlerdir yıkanmadığı belliydi. Elindeki poşette birkaç tane pet su şişesi vardı. Sakalları uzamıştı. ‘Bu araç nereye gidiyor’ diye sordu. ‘Bulgurca’dan izmir’e gidiyor’ dedim. ‘Kaç lira’ dedi. ‘iki lira’ dedim, ‘Param yok’ dedi, ‘Olsun geç’ dedim. Dolmuşta iki kadın yolcu da vardı. Biner binmez pencere kenarına oturdu ve perdeyi kapattı. Dereköy yolunda polis ekip aracını gördüm. Onlara selektör yaktım. Polis, peşimize düştü sonra dolmuşu durdurdu. Polisin geldiğini görünce ayağa kalktı, inmek istedi ancak kapı kapalı olduğu için inemedi. Polis, ondan kimlik istedi, adının ‘Ömer’ olarak yazılı olduğu kimliği verdi. Polis hemen koluna kelepçeyi taktı ve götürdü. Ben hiç paniklemedim, korkmadım. Onu televizyon haberlerinden tanıyorum, her gün düzenli haber bültenlerini izlerim.”
bu adam bir kaç gün daha yakalanmadan dolansaydı tüm türkiye adamı batman ilan edecekti. bunun sebebi ülkenin komple vizyondan uzak olmasıdır. ülkeden bugüne tanımına uygun bir seri katil çıkmadığı için 3+ insana kıyıp ortalardan kaybolan her kişi seri katil bu türk basınına göre.
neyse şükür yakalandı. seri katil hikayesi de bitti bu sayede. vizyonunuza sıçsınlar sizin.
Şu haline bak yaşlanmış, çökmüş resmen. O kadar zengin bir aileden gel, git Galatasaray lisesi'nde oku, biyoloji ve genetik üzerine doktora yap, kaç tane dil öğren sonra git garson ol dağda bayırda kurbağa ye.
Şuan çok farklı çok güzel bir hayatı olabilirdi. Zeki adam ama işte hasta.
zengin çocuğu bir yupi olduğundan sadece tanıdığı tatil yörelerinde dolaşarak, adeta kendini yakalatmıştır. biraz daha halk çocuğu olsa, orta veya doğu anadolu'ya veya karadeniz'e gidip gündemden ve ülkeden haberi olmayan akp seçmenlerinin yanında yıllarca kendini ifşa etmeden yaşayabilirdi. bu arada yakalanması polisin değil, uyanık egelilerin ihbarları sayesinde olmuştur.
Emniyet müdürü bile çok zeki bir arkadaş demiş. Ulan alın koynunuzda besleyin bari. Katil arkadaş bu ne sempati kazandırdınız adama ya. Ulan bu ülkede herkesin takdir etmesi için katil mi olmak lazım vay anasını