kendini fazla kaptırırsan ocağına incir ağacı dikmesi muhtemel müşterek bahistir. atları seviyorsundur yarışların yapıldığı hipodromlardan bir tanesi yakınındadır yarışları izleme ve atları görme amaçlı gidersin arada tadımlık bahsini de * yapar yarışları izlersin. olması gereken bu.
olmaması gereken ; günde 2 program olarak 2 farklı şehirde yapılan tüm bahislere iştirak edersin ve çalışarak kazandığın parayı atlara ballı ot, jokeylere lüks arabalar olarak hibe edersin. kaybedersin kaybedersin arada bir kazanırsın ve o kazandığın daha fazla hırsa sebep olur sağa sola borçlanır kendini perişan edersin. etrafımızda çok gördük bunları aşırı hırs yapılmamasında yarar var.
bakırköy ve zeytinburnu semtleri sanıyorum veliefendi hipodromuna yakınlığından olsa gerek belki de türkiye de en çok yarış takip edilen, oynanan semtler olabilir. Girdiğiniz her kahvede, birahanede o gün nerede koşu varsa açıktır, insanların önünde, cebinde mutlaka bir bülten vardır ve yarım saatte bir iki dakikalığına herkes önündeki gazeteyi bırakır, muhabbeti keser ve 1.5-2 dakika süren koşuyu izler, yorumunu yapar. Belki bakırköy de büyümekten kaynaklı, oynamasam bile izleyerek takip ederek edinilmiş bir hobiye dönüştü zamanla benim için de.
hoşuma giden şey bu işleri takip eden insanlarda var olan at sevgisi öncelikle. gerçekten at sevmeyen bu oyunu uzun süre takip edemiyor. sadece para için oynayan adamı bir süre sonra dışarı atıyor at yarışı. çünkü aynı adam sokakta köpek görse zevkine tekme atarken akşam internetten ingilterenin bilmemne köyünde koşulan köpek yarışlarına bahis yapıyor. üç kişi toplanıp koşsak bizden birine de bahis yapar bu tipler, müptezeldir artık bunlar, koşmadan önce aslanım koçum olur bahis oynadığı canlı, kazanamazsa küfür kıyamet; ulan ata küfür edilir mi.
tersi ve beni çeken şeyse tuttuğu at gelmese dahi kazanan ata hayranlıkla bakan abiler. bi çok kez şahit olduğum bir görüntü var ki , tuttuğu at yakın arayla kaybetmiş, televizyon kazanan atı gösteriyor, altılısı yatmış adam kazanan ata hayran hayran bakıyor;
ne güzel be, pırıl pırıl. at güzeli, maşallah.
--spoiler--
biraz da beşte kalmak için oynanana bi oyun gibi gelir bana oldum olası, sürekli beşte kalıp iyi ikramiyeleri az farkla kaçırmış kuponları hararetli hararetli etraftaki insanlara gösteren tipler; öyle ki sanki altılıyı bulsa bu kadar adrenalin yaşamayacak. sanıyorum "az kalsın olacaktı, baya yaklaşmıştım bak işte, nasıl da güzel olacaktı." hissiyle yapılan bi'şey. bana nedense biraz buruk gelir. sanıyorum sebebi bu işe profesyonelce, büyük oynayarak sadece para kazanmak gözüyle değil de, eski kafa ve romantik bakan bu oyunu oynayanların büyük çoğınluğunu teşkil eden kısımın hayatlarında da genelde beşte kalması durumu ile ilgili.
az kalsın tutacaktı bak nerden yatıyorum, kısmet işte olmadı beşte kaldı.
olsun yarın izmir koşuları da güzel.
17 yaşında bir ergenin oynaması komik olan oyundur. babam bile dalga geçmişti o dönem idddia oynadığımı öğrendi işin gücün yok mu falan dedi ama at yarışını duyunca herif güldü. ganyana gittiğimi öğrenen herkes güldü tamam ganyanda ki amcalar komik tipler ama bizde bu oyundan zevk alıyorduk yani heyecanlı oluyordu şahsen çok eğleniyordum sonra kumarın her türlüsü kötüdür dedim 2 yıldır oynamıyorum.