temiz iş. atı sırtına alıp çalmıyorsun ki. o seni sırtına alıyor sen de bi keyif sigarası yakıp dıgıdık dıgıdık çalıyorsun salak atı, diycem ama sanki atın da çok umrunda yani...
19. yüzyıl'da abd'de vahşi batıya açılan göç dalgası sırasında türemiş bir hakaret. o dönemde kendisine yaşama alanı bulabilmek için batıya göç eden ve buldukları en uygun yeri çiftleyerek orada bir yuva kurmaya çabalayan yoksun kitlenin her şeyi atlarıydı. atı olmayan bir aile için hayat imkansıza yakın derecede zordu. bu dönemde bu ailelerin atlarını çalan haydutlar yapılabilecek en adice şeyi yapmış olduklarından at hırsızı terimi o dönemde edilebilecek hakaretlerin en büyüğü sayılırdı. hukuken de at hırsızlığının cezası ölümdü. ilgiçtir, bu dönemin üzerinden çok uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen teksas'ta at hırsızlığının cezası hala idamdır.
onlarca kaliteli girdi yazmasına rağmen hala yazarlığı onaylanmayan çaylak. hayır anlamıyorum "ak", "aq" yazanlar yazar oluyor bu arkadaşı(mı)n neyi eksik?
saçı sakalına karışmış olarak dolaşan felsefe öğrencisine takılan lakap. boş zamanlarında çay bardağından şarap içer, sahilde ateş yaktığı için de nezarete uğrar. kahvaltı için poğaça almaya gittiği köy fırınındaki suratsız fırıncı yüzünden güne ezik başlar. her şeye rağmen dilinden türkü eksik olmaz.