asım adlı seksen sayfalık manzumesinden bir parçadır, mehmet akif in babası 2. abdülhamid e şakadan muhalefet edince köse imam ın ona verdiği nasihattir, 'muhalefet olsun da ne olursa olsun' şeklinde düşünenlere özellikle ithaf olunur. arapça-farsça kelimelerin anlamı yandaki yıldız bkz. larda mevcuttur.
oğlum, bu temenni neye benzer, bana bak: *
eşeklerin canı yükten yanar, aman derler,
nedir bu çektiğimiz dert, çifte çifte semer!
biriyle uğraşırken gelip çatar öbürü;
gelir ki taş gibi hain, hem eskisinden iri.
semerci usta geberseydi... değmeyin keyfe!
evet, gebermelidir inkisar edin herife. *
zavallı usta göçer bir gün akıbet, ancak, *
makamı öyle uzun boylu nerede boş kalacak?
çırak mı, kalfa mı, kim varsa yaslanır köşeye;
takım biçer durur artık gelen giden eşeğe.
adam meğer acemiymiş, semerse haylı hüner;
sırayla baytarı boylar zavallı merkepler.
bütün o beller, omuzlar çürür çürür oyulur;
sonunda her birinin sırtı yemyeşil et olur.
giden semerciyi, derler, bulur muyuz şimdi?
ya böyle kalfa değil, basbayağı muallimdi.
nasıl da kadrini vaktiyle bilemedik, tuhaf iş:
semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş!
nasihatim sana:herzeyle iştigali bırak! *
adamlığın yolu neredeyse, bul da girmeye bak!
adam mısın: ebediyyen cihanda hürsün gez;
yular takıp seni bir kimsecik sürükleyemez.
adam değil misin, oğlum, gönüllüsün semere
küfür savurma boyun kestiğin semercilere.
Asımın nesli... Diyordum ya nesilmiş gerçek,
işte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek,
Şüheda gövdesi bir baksana dağlar taşlar...
O Rûku olmasa dünyada eğilmez başlar.
M. Akif Ersoy