asıl adı K'ung-fu-tzu olan herkesin Konfüçyus olarak bildiği filozofun sözüdür.
insanın, kendi bilgisini anlamasının, cehaletini ne kadar farkettiğiyle ilgili olduğunu vurgulamaktadır. hep öyle değil midir? özellikle üzerine uğraştığımız bir işin bir detayını bilmeden yaparken, onun hakkında kazandığımız bilgi ile aslında ne kadar da cahil olduğumuzun farkına varırız. bu olay tabii ki çok somut bir örnek. eğer sözün içinde barındırdıklarına yoğunlaşırsak farklı düşüncelere de dalabiliriz.
yaşlılar neden oturaklı, konuşmaktan çok düşünen kişilerdir? hayat zamanla, insana, en değerli bilginin, cahilliğini farketmek olduğunu göstermiştir. bu davranışı mütevazı gibi kendini beğenmiş insan hareketi olarak algılamamak gerekir. (bkz: mütevazı görünen kişilerin kendini beğenmişliği)
doğru sözdür. Ayrıca "cife-i dünya değil matlubumuz, bir bölük ankalarız kaf-ı kanaat bekleriz" ile bağlandırıldığında ortaya muazzam bir mantık birliği çıkar.