ordunun orta dereceli komutanlaridir. hem yapan hem yaptirandir. tim/kısım komutanı, zorunlu hallerde takım komutanı olurlar, Komando birliklerinde unsur komutanı ve kol komutanı olurlar.
2004 yılından itibaren astsubay meslek yüksek okullarindan astsubay çavuş rütbesiyle ve önlisans diplomalı olarak mezun olurlar.
hakkari den edirne ye kadar vatan toprağı savunmasında en aktif görev alan meslek grubudur. 20 yıllık meslek hayatında 15 sene dağlarda dolaşmış astsubaylar bulunmakta. bu sıralar başkanları tüm tv lerde birden çok mevzu için görünmekte. ne dertlilermiş meğer. silahlı kuvvetlerin en büyük sorunu zeka ve fikirden yoksun olsalar dahi insanların yükselebilmesi. tabi zekadan yoksun olan insan albay olunca altında ki subay olsun astsubay olsun her kişiye atın bu adamı içeri ya da karı ayarlayın lan bana gibi emirlerde bulunuyordur.
her şekilde hakları yenen askerlerimizdir. bu adamlar olmasa silahlı kuvvetlerin yapabileceği gram bir şey yoktur. doğuya gidip yıllarca dağlarda operasyonlara katılanlar da bu adamlardır, çocuğunun yıllarca sadece birkaç ay gibi kısa sürelerde babasını görebildiği adamlar da bunlardır. onlar canlarını vermeye her zaman hazırdır, kendilerinden yaşça küçüklerden emir almaya hazır oldukları gibi. bu adamların şu anda tek istedikleri de artık birilerinin onların sesini duymasıdır. verilen birkaç ayrıcalık zaten herkesin ağzındadır malum. bu adamlar ölmeye hazırlar, bırakın da sizlerden üç beş kuruş az ödesinler. aldıkları maaşları da ona göredir zaten siz merak etmeyin. bu adamlar bunca yıl sustularsa sabırla bir şeylerin düzeleceğini bekledikleri içindir, vatan toprağını ve miletini canından çok sevip koruduğu içindir. ben artık hak yerini bulsun istiyorum ve son olarak neyi seçtiklerini biliyorlardı diyen arkadaşlara tek bir soru: on dört yaşında hayatınızla ilgili hangi kararı bilinçli bir şekilde verdiniz?
iç anadolu ve batı da görev yaptığında subayın altında sıradan bir askeri personelken, doğuda ve özellikle tehlike arz eden, subay kesminin görev yapmadığı yerlerde görev yaptığında "sen komutansın, git şu dağın başına karakol komutanı ol" diye gazlanıp ordunun yükünü çeken orta sınıf insanı.
askerlik yapanlarla konumlarından dolayı daha çok muhattap olduklarından dolayı iyi polis, kötü polis modelinde hep kötü olarak görülen sevgili mesleğim.
Türk silahlı kuvvetlerine mensupsanız işiniz zordur bu memlekette. Rütbeniz ne olursa olsun hep bir sıkıntı vardır. içinde olmayan bilemez, aslında şöyle açıklanabilir bu durum. Her iş yerinde birbirinin arkasından iş çevirenler olur, her meslek grubunda şerefsizler, ahlaksızlar, çıkarcılar, şakşakçılar olur. Astsubaylıkta da böyledir işte. Ama hep " iki arada bir derede " kalma söz konusudur ancak bu sırf astsubay rütbesi için geçerli değil, teğmen, üstteğmen, yüzbaşı, binbaşı ... bunlar içinde böyledir.
Alay komutanının siyasi bir görüşü vardır, hizaya sokar hepsini, herkes ondan olmak zorundadır, tugayda bir alay komutanı bir tugay komutanı vardır... ne bok yiyeceğinizi şaşırırsınız. Sözde albay, üstün işine burnunu sokmaz, ancak içeride hep başkadır. Yalan rüzgarı gibi, herkes yer birbirini içeride. He ancak "kol kırılır yen içinde kalır" olayını güzel uygularlar.
Öyle astsubaylar vardır'ki gözünüzün önünde askeri gazinonun paralarını iç ederler, öyle astsubaylar vardır'ki tek başına bir mağaraya girer ve teröristleri imha eder canı pahasına ve bunun için zamanın karakuvvetleri komutanı taaaaaa koltuğundan kalkıp ayağına kadar gelir plaket vermek için. Bir iki alkış, kıyamet. Sonra her şey eskisi gibi.
Öyle astsubaylar vardır'ki; sırf yastığının altından hatıra defteri çıktı diye acemi bir askeri öldüresiye dövebilir, öyle astsubaylar vardır'ki cep telefonuyla konuşan eratı yakalar, nasihat verir, bir iki güzel söz söyler çeker gider.
Kötüsü'de iyisi'de bizim astsubayımız, bizim askerimiz. Sahip çıkacağız elbet her daim *. Uzman çavuşluk, Astsubaylık, Subaylık, Generallik... Bunlar sadece birbirimize verdiğimiz unvanlar etiket.... iyi asker, vatansever asker, askerdir. Gerisi teferruat.
subaylar üniversite mezunu olarak sayarsak astsubaylarda önlisans mezunu gibidir. subayın ve astsubayın birbirleri içindeki muhabbetleri farklıdır. hayat görüşleri, konuşmaları, davranışları... rütbeleri gereği hem en alt kısım ile hem de en üst kısım ile muhattap halindedir. hem eğitici hem de emir verici rol üstlenmişlerdir. türk silahlı kuvvetlerinin gövdesidir. baş kısmı sybaylar, kollar ise uzman çavuş ve eratlardır. çok sert olanları da vardır çok babacan, kalender olanları da. duygusuz olmak zorundalar ki bir askerinde bişey olduğu zaman kendi evladı gibi üzülmemesi için. izlemenizi şiddet ile tavsiye ederim astsubaylar hakkında olumsuz yazı yazmadan önce...
askeri olarak bilgili, kültürel olarak aptal olan insandır. tek işi askerliktir, o işi de iyi yapar, Türk ordusunda da çok kıymetli, işini severek yapan astsubaylar vardır. Fakat her şeyin bir olumsuz yönü olduğu için bu değerli askerler de başka bir şeyden anlamazlar. Kültürel ve sosyal yönden ilkokul 1. sınıf seviyesinde oldukları gerçektir. Ayrıca subay gazinolarına da giremeyerek alt sınıf asker gözüyle bakıldıkları durum olabilir ama bu yanlıştır. astsubaylar er-subay arasındaki iletişimi sağlayan, emir komuta zincirinde önemli bir yere sahip olan görevlilerdir.
(bkz: babam) Sistem adamıdır. Sürekli ezilmiş insandır. Bunun sonucunda çocuklarını çok fazla kollama çabası içerisindedir. istisnaları olsa da emekli olduğunda hiçbir işte dikiş tutturamaz. Askeri lojmana herhangi bir subay gibi hemen giremez. Çalışma hayatı ise yan gelip yatmak diye tabir edilince zoruma gidiyor sözlük. Her meslekte böyle adamlar yok mu? Okuma yazma bilmeyen insana, geliri olmayan askere laf anlatmaya çalışır. Subaylardan ayrı kalay, uzmanlardan ayrı ayarı yer. Vergi veriyor,tayin tayin dolaşıyor, kiralarda ona göre olur, lojmanda en kötü ev astsubaylara verilir anlata anlata bitirilmeyen astsubay maaşıyla orası adam edilir. Rahat meslekse eğer git astsubay ol genç. Eline geçecek şey sistemin kölesi olmak, bir ev, bir araba
yüksek lisans yapmaya çalışanlarının subayların kıskançlığı sebebiyle, eğitimlerini zorlaştırmak maksadıyla ülkenin en ücra birliklerine atanan meslek gurubudur.
bunlardan biri lâfa gelince "mevzuat benim" demeye kadar vardırır. ilçede kaymakam başkanlığında haftada iki kez yapılan güvenlik toplantısından önce bölükte şoförü olan tek araçla adliyeye gitmiş ve bölük komutanı olan kıdemli başçavuşu toplantıya özel aracıyla gitmek zorunda bırakmıştır. bendeniz, santral operatörüksd olarak astsubay çavuşu uyarmış ancak dinletememiştim. bölük komutanı çıkarken durumu izah ettim. sonra n'oldu? güvenlik toplantısından sonra bölük komutanı bunu ve beni odasına çağırttı.
b.k. - sen enes astsubay'a güvenlik toplantısı olacağını söyledin mi sadaeke? sadaeke - evet komutanım! enes astsubay - komutanım ehem mehem, şey, ben siz çıkmadan, kem küm...
b.k. - tamam, sen çıkabilirsin. sadaeke - emredersiniz komutanım!**
santral bölük komutanının odasının tam yanında olduğundan ve bölük komutanı gürlediğinden...
yarım saât fırça kaydı bölük komutanı bu yeni yetme enes astsubay'a... tabiî enes astsubay efendi bu fırçalara benim neden olduğumu düşünüp her fırsatta ezmeye kalktı. tabiî, askerde son ayına girmiş sadaeke yedi mi bunları? wallaaa birini yedim. ağzımı açtırmadı ki laf söyleyeyim.
kadın astsubaylar meslek yüksek okulu mezunu değildir ve 6 aylık kısa süreli kurs sonunda mesleğe girerler. çatışma riski yüksek bölgelerde görevlendirilmezler. ancak kendileriyle aynı dönemde mezun olmuş erkek astsubaylardan aşağıdadırlar kıdem açısından.
en kıdemli astsubay 20 25 senelik emeğinin karşılığında askere yeni gelmiş kıçı kırık bir asteğmene komutanım çekebilir. askerlik işte böyle saçma sapan birşeydir.
Olgunlaşana kadar kendini bir halt zanneden, ama olgunlaştiktan sonra da gayet mantikli ve de beyefendi olabilen adamlardir bunlar. Olgunlaşmak onemli.