bilimin sorgulama ve hatta acımasızca sorgulama özelliğinden bîhaberlerin içine düştüğü üzüntü verici yanılgı. sorgulama diyorum, çünkü sorgulamanın olmadığı yerde "bilmek" eylemi gerçekleştirilse de "bilim" yoktur!
astroloji, doğduğumuz anda gökcisimlerinin içinde bulundukları hâllerin yaşantımıza çeşitli etkilerde bulunduğunu iddia eder. bu bakımdan, astronominin mistisizmle bulamaç edilmiş şeklidir.
şu durumda iddia sahiplerinin pek yapmadığı şeyi yapıp, düşünelim. yeryüzündeki herhangi bir canlının vücudumuza uyguladığı çekim kuvveti, dünyaya en yakın gök cismi olan ay'ınkinden fazla iken, gökcisimlerinin birey ya da ulus yaşantısına etkisinden bahsedebilmek ne kadar mantıklıdır?
bilim çevrelerinin, astroloji hakkında "sözdebilim" dediğini de ekleyeyim.
"mars'ın venüs'ün gölgesinde kalması yüzünden bu hafta eski sevgiliniz aklınıza gelecek... mesaj atarsanız siktir yiyeceksiniz... yine de ümidinizi yitirmeyin, armut burcu erkeği elinde sonunda mutluluğu yakalar..."
bilim deneyseldir ve aynı deneyi tekrarladığında aynı sonucu vermesi lazım. oysa burçların deneysel bir yanı yok kafana göre yorumlayabilirsin.
buna bilim demek kahinliğe bilim demeye eştir. onlar da gökyüzüne bakıp belli kehanetlerde bulunuyorlardı.
astroloji ise bunu daha sinsi yapıyor çünkü bir sisteme bağlı. ayrıca bu sistemin astronominin alanına giren yanı da var ve genelde o alanın mantıklı yanını kapıp kendi sözleri arasına bir kaç bilimsellik sıkıştırıp kendini pazarlıyor.
bu taktiği bide dindarlar uyguluyor. onlar da bilimsel makalelerin arasına üç beş kafana göre yorumlayacağın şeyi yerleştirip bilimi kendi dinine uygun göstermeye çalışıyor.
eğer bir bilimsellik iddiası varsa ortada kanıtlanabilirlik şarttır. bugün okuduğunuz siteye göre bile günlük burç yorumları değişiklik gösterebilir ki astrolojinin temel iddiası olan gök cisimlerinin insana etkisi tamamen palavradır.
