ikizler burcu olarak diğer 11 burçtan da öğreniyorum. Hepsinin bana fark ettirdiği şeyler var. Zaten astrolojide ikizler hem öğretmen hem öğrenci olarak tanımlanıyor. Çok doğru.
ilk defa burçlarla karşılaştığımda uçuk bir fikir gelmişti, lise çağındaki bana. Ama araştırayım dedim ve de ikizler burcu olduğumu öğrendim. sonra okudukça ''aha bu ben'' falan dedim, ''%80 uyuyor çift kişilikliyim'' dedim *.
zamanla bu nasıl olabilir dedim, mantıklı düşünüp araştırmaya çalıştım. duyularımız aracılığı ile gelen bilgiler arasındaki boşlukların beynimiz tarafından doldurulması, insan beynin bir özelliğiymiş. bu ciddi bir şeydi ve bi senaryoları tahmin edebilen, özdeşleştirebilen yüksek hayal güçlü canlılardık sonuçta. - https://www.sinancanan.net/bosluklari-dolduralim/
Ve de bu iş için başka akla yatan bir açıklama yoktu çünkü neticede her astrologun-falcının- kendisinin yöntemleri hatta bazan sadece içine doğma ile sürekli değişerek ortaya koydukları laflardı bunlar. bir başka kişi tamamen aynı işlemleri yapıp aynı sonuçları bulamazdı, bilim değildi, öyle bir iddiaları da olamazdı zaten şu gün.
sonra tamamen uydurma ve bizim devam ettirdiğimiz uydurma zincirleri mi diye düşündüm.
başka unsurlar da vardı elbette, yoksa akıllı dediğimiz bu insan cinsi kendilerinin uydurdukları aşikar, tamamen yalan olan bir kavramın peşinden gitmezdi. *
birinci fark ettiğim kelimeler yuvarlaktı. aslında bu da ilk açıklamadaki insan beyninin boşlukları doldurması üzerine çalışan bir niteliği astrolojinin.
mesela benimkisi olan ikizlere çift karakterli deniyor düşünceleri hızlı değiştiği için ama şunu düşünmek lazım hangi insan ne burç deniyorsa densin zamanla fikirleri değişmez mi, hatta herkeste olmuştur bir saat önce canı çılgınca dondurma isterken şimdi eser kalmamıştır. tüm insanlara denir çift karakterli öyleyse, dayanak fikirlerin değişmesiyse tanıdığım tüm insanların fikirleri değişiyor.
ikincisine fark etmek değil de tahmin denilebilir. basit yalanlar değillerdi. zamanla insan kültüründen, mitlerden, istatistikten beslenmiş bir kandırmaca idi zannımca. dolapların ortak özelliği de inandırıcı olması/olmaları için çalışmaları değil midir zaten? bundaki bir etken de işte: sonuçta aynı aylarda doğan insanların sırayla aynı mevsimleri görmesi bile hayatlarının ilk baharlarında insan psikolojisinin filizlendiği bu zamanlarda aynı koşulların benzer karakteristik bazı özellikler koyabileceği idi. lakin böyle bir gerçeklik olsa da bu yeterli değildir bu yargılar için hayalperest olmayan modern bir insana. çünkü aynı mevsimsel şartlar dedik ama burcu sokakta büyümek olanla lüks bir villada doğup büymek olan aynı gün doğmuş olan çocuğun karakteristik özellikleri kendi yaşamlarından daha çok etkilenmiştir, ortak koşullardan ziyade.
son olarak burçlar ile ilgili inandığım tek bir inanış var. insanın burcu kendi seçimleri ile belirlediği kaderinden başka bir şey değildir.
bu neden gündemime geldi peki lisede aşağı yukarı böylece bir algı oluşturduğum konuysa. şöyle ki geçenlerde arkadaşım, nuray sayarı'nın haftalık yorumlarından birisini attı. baktım eğlencesine arkadaşım için aynısı çıktı o hafta. sonraki hafta çıkmaz dedim ve olası bir şeyler çıktı, bende de onda da. ben tekrar düşüncelere daldım, hani uydurmaca demiştik, diye.
bunu da aştım tekrardan. bir kere olabilir diye yorumlar yaptıklarından hiç olmayanlarda sorun olmuyor ama tutturdukları şaşırtıcı geliyor.
bir de yorumları burç fark etmeksizin başkalarına eşleştirdiğimde de sonuçlar doğru çıkıyordu büyük oranda. yani üzerine çalışılmış sıkı uydurmalar herkese uysun diye. denemek bedava ama zamanınıza yazık diyebilirim.
"...doğumum sırasında yükselen mars nasıl oluyor da geleceğimi etkileyebiliyor? mars'ın ışıklarının ulaşamayacağı kapalı bir odada doğdum. doğum doktorunun çekim kuvveti, mars'ın çekim kuvvetinden daha büyük olmayacak mıydı? mars oldukça büyük, ama doktor çok daha yakındaydı..." - carl sagan
karşınızda 30-40 kişilik bir grup olsun... sınıf misali.
5 tane özellik sayın... şu, bu bu bu diye.
kendisine bu özellikler uyanlar el kaldırsın deyin.
sonra burçlarını sorun.
Bihter ablam çok kafaya takma yok şu yengeç yok bu istiridye diye. bir de burçlara girip hiç yanlışından yanlışından yorumlayıp kendini daha da fitilleme, oldu mu. anlaşamıyor musun sal gitsin. Bir tavsiye.
Tanım; vedik versiyonunu öğrenmek istediğim alan. Dur bakalım var bir planımız.
Hepimiz belli bir zamanda, belli bir yerde doğarız ve yıllanmış şaraplar gibi, doğduğumuz yıl ve mevsimin niteliklerini taşırız. Astroloji, bundan ötesine karışmaz veya etki alanının daha geniş olduğunu iddia etmez.
-C G Jung
insanın kendini tüm kozmosun merkezinde görmesinin bir sonucu.
arkadaş kozmolojik ölçekte en yüksek çözünürlükteki monitörü bile, tek bir pikselinin katrilyon defa katrilyon kere katrilyon kesitinden daha önemsiziz ama o kaya parçalarının rastgele konumları benim karakterimi çevremdeki maruz kaldığım bu cehaletten daha fazla etkiliyor öyle mi?
Valla arkadaşlar ben sürekli deprem yok mahvolduk bittik beklenmeyeni bekleyin işte orası çökecek burası zortlayacak tarzı astrologlardan sıkıldım. Instada Astrodelga dilara hanımı keşfettim hem profili astroloji öğretir gibi hem yazılarında bazen ilginç popüler kültür teorilerinden de örnek veriyor. Hem de danışmanlık aldım tarzı aşırılıklar abartılıklar içermiyor, haritamda ne varsa onu söyledi. Daha normal şekilde astrolojiyi tanıtanlar var ama deprem olacak ekonomi çökecek herkes zortlayacak diye korku salmadıkları için öne çıkmıyorlar.
götten uydurma değildir. birçok insan başta böyle düşünür ama içine dalınca şaşırtıcı şeyler öğreniyorsun ve hiç de öyle uydurma olmadığını anlıyorsun. ya da boşver, sen öyle düşünmeye devam et.
Doğu'da ilm-i nücum (necm yıldız nücum ise yıldızın çoğuludur) olarak da bilinen, genellikle eğitimli beyaz yaka kadınların ilgilendiği sözde bilim dalı olup ibn haldun mukaddime adlı eserinde astroloji ile ilgilenen ve yıldızlar aracılığıyla geleceği gördüğünü düşünen tipitiplere giydirmiştir hiç şüphesiz..