akıl mantık sahibi insanların inandığını görülünce kahreden fal.
hadi okumayan etmeyen cahil kesim inansın. ama sen. sen aslan burcu kadınıyım diyerek her gün twitter'da retweet yapan üniversiteli genç. sen doktora yapan, balık burcu erkeğiyim diyerek duygusal olduğunu söyleyen davar.
ya arkadaş şaka mısınız? siz bilimle uğraşacaksınız. bilim lan. bilimin götüyle güldüğü bu fala nasıl inanırsınız? nasıl bir ilişkiye başlarken uyumunu sorgularsınız anasını satayım? kafanız mı çalışmıyor lan?
şaka değil bu başlıklar var sözlüklerde ve insanlar ciddi ciddi yorumlar yapıp fikirlerini söylüyor.
"asla birlikte olamayacaklardır. çünkü birisi ateş diğeri su, biri çok sosyal diğeri asosyal. başlamamalı böyle bir ilişki. ama mesela toprak ile su olsa o zaman iyi bir birliktelik olabilirdi."
he lan çok biliyorsun.
alın bu da benden size, bir bilim adamının olaya nasıl yaklaştığını görün:
Burçların yaymış olduğu ışın türleri esas olarak 4e ayrılır.
Bu türler eskiden yapılan tasnifte, şu isimlerle belirtilmiştir:
Ateş; Koç - Aslan - Yay
Hava; ikizler - Terazi - Kova
Su; Yengeç - Akrep - Balık
Toprak; Boğa - Başak - Oğlak
Şimdi önce bu dört gruptan söz edelim.
«Ateş» gurubunun en bariz özelliği, bu guruptan olan kişilerin kendini beğenmiş, gururlu, dediğim dedik,
bir yapıda olmalarıdır. Daima çevrelerine hükmetmek isterler. Hep zirveye taliptirler.
«Hava» gurubunun özelliği ise havaî bir tip olmalarıdır. Sebâtkâr olmazlar. Her konuya dönüktürler. Fakat
bir süre sonra o konudan bıkıp başka bir konuya merak sararlar. Fedakâr ve çevreyi düşünen tiplerdir.
«Su» gurubunun ortak özelliği ise son derece duygusal bir kafa yapısına sahip olmalarıdır.
«Toprak» gurubu insanların ortak özelliği ise sabit fikirli ve genelde maddeye dönük, paraya bağlı olmalarıdır.
astrolojiye inanıp kadere inanmayan insanları hep garipsemişimdir. Kendilerini entellektüel göstermek adına, hergün burç yorumları paylaşan ve hayatlarini bu yorumlar dahilinde şekillendiren insanlar mantıklı düşünüyorlar mıdır acaba? Ya hû ileriye dönük olacakları tamin edebildiğini iddia ediyorsan, ileride olacaklar önceden zaten
var edilmiş demektir.
Açıkçası astroloji, karakterini oturtma çabasında olanların rehberidir. Arayıştaki kişi, kategorize edilmiş burç özelliklerini, iyisiyle kötüsüyle benimser, bazen bir ömür bu benimsemeler doğrultusunda devam eder.
Dünya'nın dönüş hızı sabit olmadığı için, burçlar için verilen tarih aralıklarının bile yanlıştır. Bu bir yana, yıldızların ışıklarının binlerce ışık yılı öteden Dünya'mıza gelmesi, bu sebeple, görülen takım yıldızların aslında binlerce yıl öncesine ait görüntüler sergilemesi, gelecekten sözde haberler veren astrolojinin aslında binlerce yıl öncesinden bahsettiği ihtimalini de düşündürmelidir.
Tüm bunlar diğer yana, astrolojinin kitabını okuyup martavallara boğulanlar, Venüs'e güçlü bir meteor çarptığında, Dünya üzerindeki insanların %9'unun karaktersiz kalacağını ima ederler**.
her gün işe gidince ilk iş habertürk ün sitesini açar haberleri okurum. ve mutlaka hande kazanovanın burç yorumlarını okurum. bakıyorum bu gün doğduysanız zeki, karizmatik... ertesi gün gene bu gün doğduysanız çok yönlü, çabuk karar veren allah allah sonraki gün bu gün doğduysanız sexi... vay amk. noluyo lan? herkes karizmatik, herkes zeki, herkes on numara. e bu etraftaki mallar, kaşarlar, emolar, kırolar, apaçiler... hepsi 30 şubatta doğdu heralde!
abaküsün bulunmasından beri hiçbir gelişim göstermeyen saçmalıktır.
--spoiler--
göklerde düzenli olarak yinelenen bu olaylar doğayı etkileyerek mevsimleri meydana getirdiğine göre, aynı şekilde insan yazgısını da etkilemesi gerekir diye düşünüldü.
--spoiler--
abaküs geldi günümüzde bilgisayar oldu, ama hala astrolojiye inanan insanlar var.
hakkında birkaç açıklama gerekendir. hemen başlıyorum.
1) pek çok kültürün kökünde astrolojik öğelerin bulunması ve harran ovası'nda gözlemevi kuran sümerler'in gökyüzünü incelemeleri, astrolojinin bir tutarlılık arz ettiği anlamına gelmez. dünya'ya en yakın yıldızın insanlar üzerindeki kütleçekimsel kuvvetinin, 3-4 metre uzakta uçmakta olan bir sineğin etkisinden daha az olduğu düşünüldüğünde, milyonlarca inananı bulunan metafizik devi, astroloji, hak ettiği gerçekliğe kavuşur. istatistiksel araştırmalarda her zaman çuvallamaya mecbur olan bu alan, venüs'e güçlü bir meteor çarptığında, dünya üzerindeki insan nüfusunun %8'i ila %9'unun "karaktersiz" kalacağını ima eder.
2) ortaçağ'ın bitimiyle beraber madde ve ruh birbirinden ayrılmamış, "ruh"un, sınanabilirlik ve test edilebilirlik içermeyen bir kavram olmasının anlaşılmasında, dev bir adım atılmıştır. johannes kepler, çağdaş astronominin kurucusudur. matematik profesörlüğü de yapmıştır. gezegenlerin hareketleriyle ilgili ünlü kepler yasalarını ortaya koymuştur. bunun yanında astrolojiye ilişkin sonuçsuz çalışmalarının olması ve astroloji inancının olması, hâlâ astrolojiyi "aklamaz". yıldızların insanlar üzerindeki etkilerine dair somut kanıtlar gerekir. başka bir örnek, yakınlardan. ali kuşçu'nun bir astrolog olması ve fatih'e "iyi gelecek" saatleri tahmin etmesi, astrolojiyi bir pozitif bilim haline getirmez. günümüzde bu gibi, elinde teleskop olan bir astroloğa rastlayan var mı? ben çok aradım, bulamadım. hepsi de kendi "burçlar köşesi"ne çekilmiş, kamuoyu araştırmalarını ve psikolojik anketleri araklayıp değerlendirmeler yazan, gereksiz kişiler.
zaman içinde ünlü astronomların bile bu inanca kendini kaptırdığı ve çıkarları uğruna "saray falcısı" unvanını kabul ettikleri bile görülür. bu amcalarımızın yaptıkları, astronomik gözlemleri astrolojik kehanetlerle birleştirip, savaş stratejileri, sağlık sorunları, gelecek gibi konularda tahmin yürütmektir. bir gelenek olarak, eline yıldız atlası alan her astrolog, kendini astronom sanmaktadır. rezzan kiraz familyasına dahil olan her birey, bu türün en korkunç örneklerini oluşturur.
3) geçmişte astrolojinin bir ders olarak okutulmuş olması argüman olamaz. acaba sonra bu astroloji dersleri neden devam etmedi? bir şeyler ortaya çıktığı için olabilir mi? kaldı ki, avrupa'daki okullarda 16. yüzyıl'a kadar astroloji eğitiminin verilmiş olması astrolojiyi bir bilim dalı yapar mı?
4) "aslında 12 grup insan yoktur." evet, müsade edin, bunu sokaktaki vatandaş çıkarsasın. takımyıldızların, insanları etkilediği soylenirken, o takımyıldızı oluşturan her yıldızın, aslında birbirinden binlerce ışık yılı uzakta olduğunu ve o takımyıldızın, bizim bakış açımızla ilgili bir form olduğunu hesaba katmazlar bu insanların 12 gruptan oluşmadığını söyleyenler. astrologların kullandığı 12 takımyıldızın dışında bir de "yılancı" dedigimiz, 13. takımyıldız söz konusudur. bu sebeple, bu gerçekten kaçış söz konusudur ve "insanlar 12 gruptan oluşmazlar." (!)
keza, astrologlara göre bizi en çok etkileyen ay'ın ve onun gelgit etkisinin, vücudumuzun büyük oranda sudan meydana gelmesiyle açıklanması, ayrıca ironiktir. gelgit, yüzölçümüyle ilgilidir ve bu yüzden göllerde bile kusursuz bir biçimde gözlenemez. deniz, okyanus gibi büyük yüzölçümüne sahip su birikintilerinde gözlenir.
5) "aptalca bir şeye milyonlarca kişi de inansa, o yine aptal bir şeydir." hele ki bu inananlar, tahtlarını, paralarını veya itibarlarını kaybetme korkusu taşıyan, aşmış, doğu mistisizmine merak salmış ferrari'sini satan bilgelerse, durum daha da tatlı bir hal alır.
6) hipokrat'ın "astroloji bilmeyen doktor olamaz." sözünü duymuş muydunuz? evet, tıbbın yeni yeni yeşermeye başladığı topraklarda, tıbbı yeşerten adamın böyle bir söz söylemesi anormal bir durum teşkil etmiyor. gözlem aletleri yok, bilimsel yöntemler geliştirilmemiş, anestezi yöntemleri bile ortada yok. kişilerden alınmaya çalışılan referanslar, hep rönesans öncesinden, ancak günümüzdeki hiçbir bilim insanından bu konuda pozitif bir açıklama yok.
7) dünya'nın dönüş hızı sabit olmadığı için, burçlar için verilen tarih aralıklarının bile yanlış olduğunu biliyor muydunuz? bu bir yana, yıldızların ışıklarının binlerce ışık yılı öteden dünya'mıza gelmesi, bu sebeple, görülen takım yıldızların aslında binlerce yıl öncesine ait görüntüler sergilemesi, gelecekten sözde haberler veren astrolojinin aslında binlerce yıl öncesinden bahsettiği ihtimalini de düşündürmelidir.
açıkçası astroloji ve burçlar, karakterini oturtma çabasında olanların rehberidir. arayıştaki kişi, kategorize edilmiş burç özelliklerini, iyisiyle kötüsüyle benimser, bazen bir ömür bu benimsemeler doğrultusunda devam eder.
boş beleş adamları iş sahibi yaparak topluma kazandırması sebebiyle desteklediğim efsanevi bilim. astrolojinin bilim olmadığını iddia etmek için muhtemelen kör kütük cahil olmak gerek.
astroloji bir bilim değildir, astroloji ucubelerin prim yaptığı ender sahalardan biridir, kahve içersin falına bakarlar, tokalaşmak için uzattığın elini kavrayıp sana seninle ilgili salak hikayeler okur ve arkasından para dilenirler, gözlerine sürme çekerler, saçlarını ya uzatırlar ya kazıtırlar, ya bol ve yamalı giyinirler, ya da neredeyse hiç giyinmezler, manyakların dünyasıdır, şarlatanların at pazarıdır, her kafadan bir ses çıkar, biri kıyameti kopartır diğeri ölüyü diriltir, atar tutarlar, sıçar sıvarlar, ne kadar ucube yaratık gibi görünürlerse etkileri o kadar yüksek olur, ya on yaşındadırlar -ki böyle çocuk olanlarını tanrının ruhu olarak alıp tapan milyonlarca gerizekalı da vardır o ayrı konu- ya da doksanı yüz yaşını devirmiş yaşayan iskelettirler, ne kadar büyük sallayıp saçmalarsalar o kadar değerleri artar, gökyüzünden bihaberdirler, yıldızların konumlarının değiştiğinden, yörüngelerin değiştiğinden, ve her türlü uzay bilgilerinden yoksundurlar, sadece bakarlar, parlak birşey görürler ve onun üstüne konuşurlar, tüm bunlardan çıkarılacak sonuç onların ne kadar sahtekar ve geri zekalı olduğu değil, aksine böyle malların peşinden giden milyarlarca süzme salakların ne kadar da çok olduğudur, bu manyakların arasında kafayı yememek için harbi sıkı giyinmek lazım her türlü, yoksa üşütürüz, kim vurduya gider aklımız..
peygamberlerin getirdiği söylenen kitaplara inanan insanlar gibidir buna inanan insanlarda.
işlerine geldiği konulara evet ben buyum derler, yapamayacakları konuya da hayır değil derler.
tüm şartları yerine getiremeyeceklerini bildikleri halde inanırlar. öyle görünmek isterler.
yıl olmuş 2014 hala astrolojiye inanlar var. astrolojinin simya kadar değeri yoktur. simyanın antik çağlarda (dolaylı yollardan) fen bilimlerine faydası olmuştur fakat astrolojinin, astronomiye (bilimsel manada) neredeyse hiç katkısı olmamıştır. dolayısıyla astroloji ciddiye alınmaması gereken, zırva bir inanç sistemidir.
Bilim olan astronomidir okullarda eğitimleri vardır. Astroloji eski çağlarda astronomiye öncelik etmiştir ama daha sonra gerçek bilimin doğuşuyla bir adım dahi ilerleyememiştir. Hepimizi oluşturan atomların (hidrojen atomu hariç) ölmüş yıldızlardan geldiği doğrudur. Evet hepimiz yıldız tozlarıyız ama ölen yıldızlardan. Gezegenlere gelirsek örneğin Satürn ün beni etkileyen tek kuvveti yerçekimi kuvvetidir o da şu an bu yazıyı yazdığım bilgisayarın bana etkiyen kuvvetinden daha azdır. Bu arada fala inanmayın falsız kalın
dünyanın en gerzekçe bilimimsisi. astronomi varken hala kova boğa diye düşünenlere de acıyorum.
he en zekisi aslan, en yakışıklısı da yengeç. çünkü o gün doğdular. angut seni.