tümen'deki kurmay albay'ın "ne asteğmenler gördüm, muvazzaf subaydan daha çok subaydılar" şeklinde tanımladığı en küçük subay rütbesi. 1 yıl sonra teğmenliğe terfi edilirler.
ömürde 1 kez askerlik yapılır. ve ben de hep gurur duyarım o askerliği subay rütbesinde yapmış olmakla. insan kesinlikle, ordu'nun okumuş olmandan dolayı sana bahşettiği bu özel rütbeyi tatmalı, askerliğini de imkanı varsa bu şekilde yapmalıdır.
zaten yakında da kalkacak.
en yalnız olan askerdir. ne erlerle yakın olabilir, ne subaylar onlara subay gibi davranır. astsubaylar ise zaten gıcıktır. tek umut aynı yerde askerlik yapan diğer asteğmenlerdir ki birçok birlikte bunlardan bulunmamaktadır.
bir dalavareye gelip zimmet kaktırıldı ve astsubay * üstüme üstüme oynuyor ne ytapacağımı bilmiyorum para kazanmak için seçtiğim bu yolu para vererek tamamlamak istemiyorum ne yapcağımı da bilmiyorum bıktım artık... her gün aklımda bin bir kötü düşünceyle uyuyup sabaha aynı düşüncelerle kalkıyorum...
kısa ve uzun dönem askerlerin can simididir asteğmenler,nöbetçi olduklarında kafaya alınır dışardan dürüm yada pizza sipariş edilir ve hep beraber muhabbetle yenir.
yeni gelmelerini takiben kişiliklerine bağlı olarak 1-2 hafta süzük süzük gezen daha sonra da neydim ne oldum havasına giren, kendilerini gerçekten subay zanneden sik kafalardır. Bir de son bi ay teğmen oldular mı deme gitsin...
az rütbelidir , az asker.
sorumluluğu çoktur ama yetkisi azdır.
askerlere karşı tavrında vicdanıyla , üstten gelen baskının arasında kalabilir kimi zaman.
hele bir de kıbrıs'taysa , spor da yapmak zorundadır hergün , haftasonları mesaisi üzerine de dışarıda ev tutmanın yasak olduğu bir ortamda fareli ve kesik su-elektrikli misafirhanede kalmak durumunda olması akıllara ziyandır.
uzman çavuşların bile gördükleri zaman arkalarını dönüp selam vermedikleri en düşük subay sınıfı. aynı uzman, mangasındaki acemi askerlere; usta askerlere* selam ve tekmil vermeleri gerektiğini öğütler.**
yedek subay sınavının sonra sonuçların internetten açıklanmasına müteakiben* kısa dönem askerlik yapacağını umarken, yedek subay olduğunu farkeden her gencin verdiği tepki.
şahsımın abisinin 2004 yılında gidip ısparta'da tamı tamına 18 gün yatıp geldikten sonra yaklaşık bir yıl taşıdığı rütbe. tabi farkı öğretmen asteğmen olmasıydı. bir diğer ayrıcalığı ise bu görevi de normalde görevli olduğu antep'teki okulunda ifa etmesiydi.
ilk 3 ayı kısa dönem askerle aynı geçer (hatta daha zorlu). daha sonra birlikte başladığı kd. askerin komutanı olarak 2 ayda daha geçirir ki bu birlikte geçirdikleri son iki aydır.Zira kd. askeri askerliği bitmiştir.fakat asteğmen arkadaşımızın 7 ayı daha vardır. bu 7 ayı acaba neresine sokmalıdır.
efendim bazı arkadaşlar 7 ay ama adam komutan oluyo lafı geçiyo diyebilirler.valla kd. askerden tek farkı maaş alıo olmasıdır başka hiçbir forsu yoktur.
yeri geldiğinde subaysın kardeşim sen, yeri geldiğinde şafak saymıyo musun askersin işte muhabbetlerine maruz kalmaktır, ne olduğunu tam anlayamamaktır. zordur asteğmenlik, hele hudutta, hepten beterdir.
asteğmen subaydır, gelip geçici olduğunu bildiğinden dolayıdır ki biraz sinik ve etkisiz davranır ama yeri gelir ortamın tozunu attırır. başçavuşu öttürür, yüzbaşıyı ağlatır, yarbayı delirtir, tuğgenerala gider "üzmeyin beni" der.
kendisini yukardaki kimi entrylerde anılan hakarethamiz sözlerle nitelendirmeyip; yedek subaylığın kendisine kanunla verilmiş bir hak, yetki en önemliside askeri bir rütbe olduğunu bilir, gerek bilgisi ve becerisi; gerekse hareket ve tavırları ile saygının durduk yere gösterilmeyeceğinin hele hele askerde bunun hakedilecek bir meziyet olduğunun farkında olursa kurmay subaylar tarafından dahi saygı duyulacak en düşük rütbeli subaydır. terörle mücadelede en çok şehit verilen subay rütbesidir. bir sene boyunca omuzlarımda taşımaktan gurur duyduğum rütbedir.
modern ve güçlü bir orduda olmaması gereken rütbedir. silahlı kuvvetlere varsa meslekleri hariç hiç bir faydası olduğunu düşünmüyorum. bildiğin teskerecidir. gün sayarlar. gün saymayanlar ise sivil hayatta işsiz güçsüz adamlar olup aldıkları maaşı sayarlar.