Bazı revirlerde sağlık astsubayı denilen küçük beyinlilerce küçümsenmeye çalışılan, misliyle cevap verip iti köpeği adam etmek zorunda kalan Türk Silahlı Kuvvetleri mensubudur.
uzman jandarma: asteğmenim sen bu saçları neden kesmiyon?
astsubay: aslında bunu gitmeden önce bağlıcaksın sandalyeye saçlarını kesiceksin.(gülüşmeler
göstermiş olduğu tüm iyi niyete rağmen bundan anlamayarak üstünden prim yapmaya çalışan kara cahillere dönerek.
asteğmen(ben): bir dakika orda duracaksınız. ne zamandan beri ast üste hesap sorar oldu..bölüğü toplayın,bölük komutanından önce içtima alcam cevabıyla ne yapacaklarını şaşırmışlardır.daha sonra gelip özür dilenmiştir..ayrıca halı sahada üstüme yürüyen bir ast subayın sayemde görevden uzaklaştırılmışlığı da vardır. adam olana saygımız sonsuz ama olmayana gerektiği gibi davranır bu güzide insanlar.
tsk'daki en zavallı rütbe. bir kere astsubaylardan sizi umursamasını beklemeyin. subaylar da zaten gelip geçici diye sallamazlar ve çoğu durumda astsubayını destekler senin yerine. kısa dönem askerler adam bizim gibi üniversite mezunu der ve sallamaz, hele de yaşın onlardan küçükse. uzun dönem asker ise zaten tertipçi olur. dün gelmiş, bugün benim komutanım mı olacak der ve sallamaz.
ondan sonra bölük komutanın senden emir komutayı sağlamanı bekler. oldu canım!
astegmen sadece ve sadece nobet tutsun, angaryaları yapsın, arada bir de fırça yesin görevlerini layıkıyla yerine getirmekle yükümlü en alt rütbeli subay demektir. ayrıca;
farkında olmadan kırdığı bir pot sonrası;
- astegmenim allah belanı versin.
- emredersiniz komutanım.(yüksek sesle)
veya göz göre göre;
- astegmenim al bölüğü götür!
- nereye götüreyim komutanım?
- astegmen bak türkçe konuşuyorum.
- nereye götüreyim komutanım?
- ...
- emredersiniz komutanım! (yüksek sesle)
" ağrı veya kars ulan ne kıbrıs'ı a.q. bi de dalga mı geçiyorsun "
1994 şubat sonu 235. dönem kura çekimini sonrası, nereyi çektiğimizi yüksek sesle okumamız söylendiği için torbadan aldığım rulo kağıtta yazan "patnos 34. mekanize piyade tugayı" dilimden dökülürken, kura komisyonu başkanı albayın " ooo asteğmenim hayırlı işler, kıbrısın en güzel yerine gidiyorsun " babında, densizlik veya bilgisizlik kokan lafı üzerine salladığım yukardaki küfrümle başladı asteğmenliğim. höö diye kalakaldı koskoca albay. adam 11 gün ceza vermiş bana, ama nedense uygulanmadı veya unuttular. sanırım bu unutulmada ilk çıktığımız çarşı izninde tuzla tren istasyonunda yediğimiz bombanın etkisi de vardı. zaten büssürü badireler atlatmışlar, bi de dağıtım iznini yemeyelim demiş olabilirler.
ağrı'ya vardık. bir kıdemli yüzbaşı var mehmet yoleri tabur komutanı o vakitler. 3 asteğmen, 9 bölükten müteşekkil 3.taburda üçer tane bölüğün komutanı olduk. olur mu lan öyle demeyin valla oldu. 7-8-9. bölüklerin komutanı yaptı beni yüzbaşı bir dakkada. bir taze teğmen var, bir fırıldak assubay üstçavuş var, başka da subay yok bizden başka.
iyi lan dedik böyleyse askerlik. ama öyle gider mi hiç. bu yüzbaşının neye canı sıkıldıysa bir hafta sonra azletti bizi. elimize piyade tüfeği verdirdi. tabur içtima alanınında tüm askerlerin önünde bize yanaşık düzen eğitimi vermeye başladı. akşama kadar kendi kendimize komut veriyorduk. sağa dön-sola dön, yat-çök-kalk vs. 2 gün dayanabildim. "komutanım böyle olmuyor ama askerler bize götüyle gülüyor. bir haftada yerleştirmeye çalıştığımız disiplin siktir olup gitti, askerin gözünde kepazeye döndük. bu rütbeyi devlet verdi siz değil." der demez disko emri verdi. 7 gün yattık bu sefer kaçış yok.
diskodan çıkışımın ilk haftasında bölük gazinosunda çay almaya indim. herkes ayağa kalktı. saygı gösterilmesi manyağı olmadığımdan, ben oturun çocuklar tamam falan dedim. biri vardı ki ayağa bile kalkmadığı gibi elindeki zinciri sallarken gözlerini gözlerime dikmiş, dudağını alaycı bir tavırla büzmüş sen kimsin lan türevinden bir eda içerisinde. asker o zinciri cebine koy, asker gibi ol dememle " sen bana karışaman " demez mi. ne demek lan karışamam derken ben, çaycı asker de demez mi komutanım o tabur komutanı yoleri'nin emireri diye. ulan zkmişim taburunu da emirerini de diyerek oğlanı aldım altıma sikmekten beter ettim dayaktan. ben yoruldum a.q. o ne hale geldi hatırlamıyorum. mehmet yoleri ile tekrar yolumuz keşismiş oldu mu şimdi. emirerinin revire gidişinin haberini almasıyla benim diskoya tekrar gidişim sanırım 3 dakika içerisinde vuku bulmuştur.
Ne subaydır nede astsubay, ikisinin arasında kalmış, subayların gelip geçici diye düşündüğü, astsubayların gazinolarda yemekler '' komutanım siz subay sayılırsınız subayların yanında oturmalısınız'' gazına gelen subay rütbesi.
acemi birliklerinde yarbay rütbesi ile eşdeğer en düşük subay rütbesi.
şöyle'ki, eğer beden eğitimi mezunu yani sporcu bir asteğmene denk gelirse acemi bölük askeri ve bu acemi birliği komando birliği ise o askerler kuvvetle muhtemel siki tutmuş demektir. sabahtan akşama kadar beygir gibi spor yaptırırlar, yorulmakta bilmezler...
--spoiler--
2006 yılında yeni foça jandarma komando er eğitim alayında 4.bölükte görevli bir asteğmen vardı. selam ederim ona adını hatırlamıyorum ancak çok sövmüştüm sana gomtanım *
--spoiler--
Silahlı kuvvetlerdeki en küçük subay rütbesi. Üstleri bütün angaryaları bu arkadaşlara yaptırırlar. Astsubaylar emir komuta zincirinden bu arkadaşlardan alt oldukları halde onları pek sallamaz, askerler bile genelde kafaya almaya çalışırlar.
Bu arkadaşlar, üstleri tarafından bir şey yaptırılacağı zaman "mademki devletin subayısın..." ancak üstlerinden bir şey istediği zaman ise "şimdi sen muvazzaf olmadığın için..." şeklinde başlayan cümleler arasında askerlik görevlerini bitirirler.
Ancak kalender üstlerin "yedek medek devletin subayı, ast mast ordunun teğmenisin" dedikleri de görülmüştür.
iç güvenlik bölgesinde görev yapanlar için (benim gibiler için) poşetler tugay da kışla da otururken siz bir takım askerle pusuya veya mayına çıkarsınız. sonra da aldığınız 2000 tl net + 470 tl civarında iç güvenlik tazminatınız hakkında ohh paranın dibine vurdun askerde yorumları dinlemek zorunda kalırsınız.
bugün askerlik şubesine gitmem ile ucundan bucağından azıcık askeriyedeki er ve erbaşların durumuna vakıf olmamla beraber yapmak için bir kez daha düşündüğüm askerlik türü.
1 senelik abdi palas tecrübemden sonra ki orada da herkes üniversite öğrencisiydi son zamanlara doğru acayip sıkılmıştım.
asker ocağı da ne benzer abdi palasa. kırk bin çeşit adam, %90 ı senden küçük, sinir hastası psikopat baş çavuşlar, über disiplinli bir ortam...
hayattaki en değerli şeylerden biri de ruh sağlığı. sisteme 6 ay daha erken hizmet edeceğim diye ruh sağlığımdan da olamam. zaten her halükarda kasa kazanacak. 6 daha sabit gelirim ve rütbem olur, mesaim belli olur, muhatap olduğum insanlar daha kalifiye olur düşüncesi ile yapmaya yavaş yavaş ikna olduğum askerliktir.
arada kalmış bir rütbedir. subay desen subay değil, er desen er değil. zaten orduda bi kural vardır. subay subayı, astsubay da astsubayı korur. o yüzden asteğmenler hep yalnızdır. bazı kompleksli muvazzaflar onların subay olmasını yediremez. iyi de arkadaşım biz demedikki bizi asteğmen yapın diye. sen asteğmensin dediler biz de taktık rütbeyi. sözün kısası laf da subay