--spoiler--
asteğmen aydın özdalgadan genelkurmay başkanı orgeneral necdet özele açık mektup şeklinde talimat!
sevgili paşam,
lafı fazla uzatmayacağım.
türkiyenin güneydoğu bölgesi bugün itibari ile, düşmanların saldırısı altındadır. bu iş ankaranın göbeğinde karargah binasında oturarak olmaz.
unutmayın, atatürk kurtuluş savaşını ankarada oturarak değil, kocatepede ordusunun başında durarak kazandı:
sarışın bir kurda benziyordu.
ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
yürüdü uçurumun başına kadar,eğildi, durdu.
bıraksalar ince,uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
kocatepeden afyon ovasına düşmanın üzerine atlayacaktı
hemen üstünüzdeki karargah kıyafetini çıkartın ve manevra kıyafetinizi giyin. daha sonra da karargahın önündeki genelkurmay forsunu indirin ve çantanıza koyun.
genelkurmay karagahındaki tüm kurmay kadronuzu da, manevra kıyafetini giydirerek, hep birlikte uçağa binerek, diyarbakıra uçun.
diyarbakıra varınca da genelkurmay forsunu 7. kolordu karargahındaki direğe çekin ve sadece tek bir cümlelik açıklama yapın:
misak-ı milli sınırları içinde tek bir düşman kalmayana kadar, buradayım
tsknın varolan tüm asker ve ateş gücünü güneydoğuya yığın.yetmezse yedekleri, hatta benim gibi, artık askerlik çağı dışına çıkmış kişileri de silah altına alın. ben koşa koşa gelirim.
bu mücadele için hangi olanaklara ihtiyaçınız varsa isteyin. hükümet istediklerinizi vermezse, bu millet % 50 oy verdiği hükümetten hesap sormasını da bilir.
düşmanla mücadele, karargahlarda ya da karakollarda oturup, ara sıra bölgede devriye gezerek olmaz. olursa da, işte böyle olur ve mehmetcik sürekli pusuya düşer.
nasıl ki düşman küçük gruplar halinde dağlarda gezerek yaşıyorsa, mehmetcik de öyle yapmalı, dağlarda yaşamalı. bir temas anında en yakın birlikten ki mesafe 1.000 metreyi geçmez ve hava unsurları desteği gelir.
toplasan 2.000 düşmana karşı, onlar gibi dağlarda yaşayan 20.000 asker yeter de artar bile. sivrisinekle, tank ve topla mücadele edilmez. bugün gördük, düşman mayın döşeyip zırhlı araçları havaya uçurabiliyor.
askerlik hakkında bildiklerim tuzla piyade okulunda aldığım 4 aylık eğitim, okuduğum kitaplar ve izlediğim belgesellerle sınırlı. bir de 30 yıldır kahrolarak izlediğim başarısız terör mücadelesi ile gözlemlerim var.
bu nedenle, 40 yıllık bir piyade subayı olarak, yazdıklarıma belki de güleceksiniz. ama unutmayın ki, 30 yıldır bitiremediğimiz düşman ne harp okulu mezunu, ne de harp akademisi mezunu. düşman çok basit bir taktikle; dağda yaşa, küçük gruplar halinde gez, büyük eylem öncesi birleş ve vur kaç taktiği ile bize kan kusturuyor.
tabi terör ile mücadelede daha iyi bir stratejiniz varsa, onu uygulayın.. ama bugünkü stratejide daha fazla ısrar etmeyin. varolan strateji iflas etmiştir.
ve bir tavsiye f-16lar gece kandili vurmuş ! eğer amaç pilotlara atış eğitimi vermek ise, bir diyeceğim yok. yok amaç düşmanı yok etmekse, heyhayt daha jetler gelmeden düşman mağaralara girer, belki bir kaç düşman ölür, hepsi bu.
düşman çölde çadırda yaşasa jetle vurmak doğru olurdu ama, düşman dağda ve mağarada yaşıyor. harcanan paraya yazık.kandilin çözümü ancak havadan indirilen ve karadan kuzey iraka giren birliklerin kıskac harekatı ile olur. tıpkı 1974deki kıbrıs barış harekatında olduğu gibi
bir de lütfen bu yıl 30 ağustos zafer bayramı resepsiyonu falan vermeyin. gün, resepsiyon günü değil, mücadele günü.
hayırlısıyla düşmanı güneydoğudan silip, ankaraya döndüğünüzde, zafer bayramını hep birlikte coşkıuyla kutlarız.
saygılarımla.
aydın özdalga
179. dönem piyade asteğmen
--spoiler--
olası ihtimalleri değerlendirirsek bunu o yazmamıştır yazdıysa paşa okumamıştır paşa okuduysa asteğmen kayıptır asteğmen kayıpsa yazdığının bi önemi yoktur..... bu böyle bir sikime benzemeden gidecek olan döngünün içinde devam eder. ama bu yazı kimin elinden çıktıysa eline sağlık doğru yerlere değinmiş güzel tetikleyici yerleri var