sadece hakkari'de vatani görevini yaparken şehit olmuş bir askerdir dışardan bakıldığında.televizyonda haberlerde gördüğümüzde içimizi burkan,ama her yıl binlercesini izlediğimiz için içimizi ilk gördüğümüz anki kadar yakmayan haberlerdeki yüzlerden biri.
ama her zaman bu kadar basit olmuyor gördüklerini anlatmak.2 senedir annesini tanıdığım,annesine taptığım adam öldü dün.bir hiç uğruna...
şehit olmak diye nedensiz yere ölmeyi öğretmediler bize hatırladığım kadarıyla.şehit olmak bağımsızlık için, vatanın için savaşırken ölmekti.takım elbiseleriyle ankara'da dolaşan canavarların saçma sapan kararlarının bedelini ödemek değildi şehit olmak.
bugüne kadar bir kere bile suratı asık görmediğim,kahkahaları etrafta yankılanan o kadın bugün haberlerde çığlık çığlığaydı.düşe kalka isyan ediyordu olanlara.çünkü oğlu şehit olmamıştı aslında.sebepsiz gereksiz bi ölümdü,katliammışçasına...
söylenecek en anlamlı sözleri o yorgun,öfkeli haliyle asteğmenin babası söyledi:"benim oğlum ne çanakkale'de ne anafartalar'da öldü.benim oğlum bir hiç uğruna gitti.vatan sağ olsun demeyeceğim!".
asteğmen zeki burak okay'ın cenazesi bugün bursa ulucami'den kalktı.biz birilerinin gözleri açılsın da artık daha insanca bir ülkede yaşayalım diye beklerken, gencecik bir adam gözlerini sonsuza dek kapadı.başımız sağ olsun!
capcanlı hayat dolu bi kadının oğluydu. hiç tanımadığım halde, hiç tanışmadığım halde ölümü yüreğimi en çok parçalayan insandı o. bugune kadar televizyonlarda birer ikişer duyduğumuz şehit haberlerinin yakınımızda birinin başına gelmedikçe bize ne kadar "uzak" olduğunu kafamıza dank ettirdi.
25 yaşında, kimbilir ne umutları, ne hayalleri vardı.ülkemizde gencecik yaşamların ne kadar kolayca harcandığını bir kez daha gözler önüne serdi. başımız sağolsun