ne kadar da bu olay kısa vadede hoş gibi gözüksede, uzun vadede kişinin canını sıkmaktadır. kişiyi melankoliğe bağlamaktadır. kısaca yalnız olmak her zaman iyi olmayabilir.
bu asosyallik meselesi çok garip bir şey. genelde çoğu insan tanıdığı karşı cinsten insan sayısı ne kadar fazlaysa o derecede kendisini sosyal olarak tanımlamakta. ne kadar hatun tanırsan ne kadar kız kaldırırsan elinde en lüks telefon en pahalı sigara araba anahtarlığı o cafe senin bu cafe benim gezip kendini facebook'ta etiketlersen sosyalsindir.* mesela lisede bir kız arkadaşımla kankam arasında geçen muhabbette kız kankama selin'i tanıyo musun? sizin dersaneden ya demişti arkadaşta tanımıyordu o muhterem şahsiyeti kız ne dese beğenirsin? ne kadar asosyalsin hakan uff nasıl tanımazsın. ulan amk kaşarı senin götü boklu selinin arkadaş ortamında bulunmadı diye asosyal mi oldu bizim adam? asosyal birisi olsa içim yanmaz adam milli takımda sporcu ve geniş çevresi olan sıcakkanlı gayet sosyal birisi. neyse efendim ne demiştim asosyallik erkek için piç olmamak kız için kaşar olmamaksa ben de asosyalim arkadaş. sikecem sosyallik ölçütünüzü her allahın günü bir yere gidip kendimizi etiketleyecek halimiz yok amk biz de gezmesini tozmasını biliyoruz ama adabıyla.
içten içe sosyal olmak istese de, kendinde o öz güveni göremez. hep lanet olsun bu hayata der. insan ilişkilerinde zayıftır. kimse tarafından adam akıllı takılmadığını düşünür ve takılmaz da. bundan kendi içinde ne kadar şikayet ederse etsin, arkadaşlık ilişkilerinde iyi değildir. kendisi ile sırf kendi olduğu için arkadaş olabilecek bir kaç kişiyi de tavırları ile kaybeder.
sokağa gün aşırı çıksam ancak o şekilde biraz tat veriyor dışarıdaki hayat. onunda tek nedeni penceremden soluduğum temiz havanın asosyal akciğerlerime yetersiz gelmesi.
tek korkum ise evde kaldığım o bir günün altı güne dönüşmesi..
o altı gün dolmuşda insanların boş konuşmalarını duymamak, binenlerin oturanlara oturanların aynısını binenlere yaptığı anlamsız bakışlara şahit olmamak.
yolda yürürken karşıdan gelen insanın istem dışı bakışlarına neden aramamaktır..
içip yürümek bunları yazmak o zaman insanlara birşeylerle meşgul olduğunu onların anlamsız bakışlarında neden aramadığını onları umursamadığını göstermek ama çoğu zaman ayık kafaylada yaptığım bir mevzudur görmezden gelmek için telefondan medet ummak. onları görmektense tuşlarla oynamak..
kendilerini yazman için temiz oksijenle doldurduğun bu kafayı bir iki saat yaşaman yeter güne ihtiyacın yok.
ama içmeden imkansız..
herkese renkli günler
dışarı çıkmayalı bugün 8 gün oldu. sakalım batmaya başlayınca mecburen berbere gittim. dışarı çıkmamak için sigarayı kartonla alıyorum. dışarının havası öksürtüyor beni. alışık olmadığımdan ciğerlerimi yakıyor. evden çıkmayınca canını sıkacak birileriyle de karşılaşmıyorsun. oh mis.
bazen seçim bazen istemsizdir. istemsiz olanı berbattır. ancak seçim olanı insanı çok rahatlatır. yinede problem olmadığı anlamına gelmez. (bkz: Sheldon Cooper)
iyi bir şeydir.
asosyal olmak dışarı çıkmamak değildir dışarı çıkma korkusu agorafobi o başka bir şey. asosyalim asla sinemaya yanımda biriyle gitmem çünkü hangi filme gireceğim kararına birinin bulaşmasını istemem. ikinci bir kişiyle yan yana yürümek bile beni sıkar sanki o'nun tüm sorumluluğu bana yüklenmiştir. vaktiyle arkadaşın biriyle gülhane'de konserler hala varken bir gittik adi herif yüzünden murat çobanoğlu-mahzuni şerif konserinin tamamını seyredemedim. kimsenin hadi şurada oturalım yoruldum demesini çekemem.
ha gelelim şu yaşanmışlık lafına. o ne lan. aklımın başına gelmesi için birilerinden kazık yememe gerek yok hazır kazık yemişlerin durumuna bakıp ders çıkaracak üstün zekaya sahibim çok şükür.
çoğu kişi tarafından yanlış bilinen kavram. Asosyallik psikolojik bir rahatsızlıktır. Toplum içinde tedirgin olmaktır. Toplumdan kaçıştır. Zamanı olmadığı için sosyal olamayana asosyal denmez.