Ben de bu gruba dahilimdir biraz. Zeki olduğumu iddia etmiyorum fakat tek tabanca olmak çoğunlukla tercihim. Saçma sapan insanlar ile fazla muhattap olmamak yaşam kalitemi yükseltiyor sanki.
Yeteneksiz biridir. insan içine çıktın mı herkes kendi reklamını kendisini yapamayan çocuğunun reklamını yapıyor. Bu da yeteneksiz kişileri rahatsız eder. Kendi dünyamda mutlu olayım bari der.
inci sözlükte asosyalliğin tam içinden bir tanım girilmiş. türk gencinin bir çoğu bu durumda.
--spoiler--
Aynaya bakıp duruyorsunuz. Caddelerde yüyürken camdaki yansımanıza bakıp kontrol ediyorsunuz duruşunuzu.
Hatta geceleri gölgenizin kötü göründüğünü bile düşündüğünüz zamanlar oluyor. bazen arkadaşlarınızdan sendeki zeka,tip,boy vs bende
olsa... diye başlayan cümleler duyuyor, sesinizi çıkartmıyorsunuz. içten içe gülüp geçiyorsunuz bunlara. sonra pek de
kaliteli olmayan bi kız görüyorsunuz, en azından sizin seviyenizin altında olan. aşık oluyorsunuz ona çünkü onun üstündekilerle zaten aynı ligde olmadığınızı düşünüyorsunuz. ama ona bile açılamıyorsunuz..
Eve gelince ailenizle iyi geçinmeye çalışıyorsunuz. Espriler yapıp güldürüyorsunuz onları. hayat dolu olduğunuzu göstermeye, onları üzmemeye çalışıyorsunuz. kapıyı kapatıp dışarı çıktığınızda başınızı eğiyorsunuz. suratınız asılıyor. sonra dik durmalıyım diyip düzeliyorsunuz. amaçsızca yürüyorsunuz. genelde bi markete gidip abuk subuk şeylerle eve dönüyorsunuz çünkü gidecek yeriniz yok.
Bazen 3-4 yıl aynı ortamda bulunduktan sonra samimiyet kurduğun insanlar oluyor. Özellikle aralarında kızlar varsa keşke seni daha önceden tanısaydım diyorlar. onların sıkıntılarıyla ilgileniyor, yardım ediyorsunuz. sonra birisi çıkıp gün sonunda iyi ki varsın diyor. sen tav oluyorsun bu söze. aslında çaktırmasan da diğer kızlara da potansiyel sevgili olarak bakıyorsun. iyi ki varsın diyen kızı seçiyorsun. ayrı bi özen gösteriyorsun ona. bazen yarım yamalak açılıyorsun salağa yatıyorlar. sonra birgün tam olarak açılınca arkadaşım olarak görüyorum, öyle kal diyorlar. çünkü kendine hayrı olmayan sen, onu mutlu edemezsin. sadece bir eşya gibisin onun için, değerli, ama bir eşya.
Çocukluğunuzu özlüyorsunuz deli gibi. o hiçbirşeyin farkında olmadığınız zamanları. 90lar çocuğuysanız taso resmi görünce çıldırıyorsunuz. ağlıyorsunuz bazen. her gününüz önceki günlerde yaptığınız saçmalıkları düşünmekle geçiyor. keşke şunu yapsaydım, bunu yapsaydım diyorsunuz. uygulama dersinde elleriniz titrerken arkadan gizli gizli gülen kızları hatırlayınca acı çekiyorsunuz.
Ezilmeye, umursanmamaya o kadar alışmışsınız ki internette biyerlere yazı yazarken bile umursanmayacağım diye düşünüp çekinerek yazıyorsunuz. birileri nickinizi bile umursayınca mutlu oluyorsunuz. yeter ki fark etsinler diyorsunuz, iyi ya da kötü hakkımda bişey hissetsinler. nefret edebilirler, kötü söz söyleyebilirler ama görmezden gelmesinler diyorsunuz
Uyandığınızda yataktan çıkmak istemiyorsunuz. çünkü yapacak bir işiniz yok. ya da var ama yapmak istemiyorsunuz. gitmek yerine günü evde geçirmeye karar veriyorsunuz. saçma sapan bi kahvaltıdan sonra evde mal mal dolaşmaya başlıyorsunuz. sonra her zamanki gibi pc başına geçip inciyi açıyorsunuz. kendinizi geliştirmek adına bişeylere rastlayıp okuyorsunuz bazen. kendinizi nasıl geliştirebilir, nasıl sosyal olunur, insanlarla nasıl iletişim kurulur okuyorsunuz günlerce. sonra dışarı çıktığınızda hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu görüyorsunuz. tek yapabildiğiniz yanlarında geçip gitmek. yüzlerine bakamıyorsunuz çoğu kez
Yalnızken düşünüyorsunuz, diyorsunuz ben bunlardan daha iyiyim her türlü. yarın gidip ortamın en kralını yapacam. yatmadan önce dinlediğiniz müzikler de etkili bunda. gaza getiriyorlar sizi. sabah olunca az da olsa kalmış oluyor dünkü enerjiden, dışarı çıkıp insanlara gülümsüyorsunuz. yarım saat sonra herşey bitiyor. aynı tas aynı hamam. gittiğiniz ortamda bunalıyorsunuz. erkenden çıkıp eve dönüyorsunuz. çünkü sen geceki sen değilsin, ya da geceki seni tanımıyorsun. aslında geceki sen hiçbir şey değildi, sadece senin biraz gaza gelmiş halin
izlediğiniz filmler var sonra. bilinciniz o kadar boş, karakteriniz o kadar zayıf ki oradaki karakterlerden birisi gelip kuruluyor hemen o boşluğa. bi bakıyorsunuz tyler durden olmuşsunuz bi bakıyorsunuz forrest gump. onları taklit edince onlar gibi olacağınızı sanıyorsunuz. sisteme karşı durunca tyler durden değil de aptal bi liseli olduğunuzun düşünüldüğünü farkedemiyorsunuz çünkü. farkedince de pişmanlıkların üstüne bir yenisi daha ekleniyor. gerçeğin farkına varınca koltuğa yığılıp kalıyorsunuz
biraz bakımlı bi kız görünce kaçmak istiyorsunuz. uzaklaşıyorsunuz hemen olabildiğince. çünkü siz kezban diye tabir edip aşağıladığınız kızlarla konuşurken bile saçmalıyorsunuz, heyecanlanıyorsunuz. bakımlı bi kız sizin neyinize öyle değil mi? ona bakmayı bile hak etmiyorsunuz, konuşmak ne haddinize. bi de sosyal olanlarla konuşurken de heyecanlanıyorsunuz, çünkü kabul etmeseniz bile onlar sizin idolleriniz, hep onlar gibi olmak istediniz.
--spoiler--
"Az insan çok huzur" deyiminden uyarlanmış bir kelimedir.
Ayrıca, zamanla insanlardan ve toplumdan soğumuş zamanının yarısından fazlasını genellikle evde geçiren kişilerdir tabiki bulunduğumuz bu toplumda asosyal olmak en iyisi yalnız ol kendin ol kardeşim :')