etrafımızda, içimizde, yanı başımızda olandır. asosyallik bir felsefedir, yaşam tarzıdır. herkes ondan sıyrılmak adına çeşitli sosyal ortamlarda bulunup bunu kabullenmemek, başından savmak ister; lakin o kapı bir gün mutlaka açılacak ve öğrenci gerçekliğin acı tokadıyla yüzleşecektir. hiç bir şeyden zevk almamaya başlamak ve eve tıkanmak alır bedeni. artık hiç bir şey yapmamak tek hobi oluverir. insan oturup saatlerini hiç bilmediği oyunları oynamakla, hiç tanımadığı insanlarla konuşmakla geçirir bilgisayar başında. okula verir kendini öğrenci, bari derslerim iyi olsun da bi işe yarasın asosyalliğim diye kendini kandırır. o da iyi gitmez ya neyse. sonra sevgilime vakit ayırayım bari der, onu da adam akıllı yapamaz ya garibim. sonra bari ailemle aram iyi olsun, onların gönlünü alıyım da öbür dünyayı garantileyeyim diye düşünür. sık sık ziyaret eder, arar görüşür; fakat bir süre sonra onu da tam başarmaz. arkadaşlarımla aram iyi olsun bari der, sonra onlardaki menfaat düşkünlüğü, yüzüne gülüp arkadan küfretmeler soğutur insanı onlardan da. e bari eski dostları bulayım der bir an önce. onlar da "gözden uzak olan gönülden de ırak olur" misali uzaklaşmıştırlar zaten. ortada kalıverir birden. arkadaşı duvarlar belki kitaplar olur. ve hayat devam eder her şeye rağmen.
8.00 kalk, duş al hazırlan
9.00 poliklinikte hocanın yancısı ol
12.00 açsan yemek ye
13.30 ders varsa(%90) derse git
17.30 ölü beyinle eve git, hayatı sorgula, yemek yap, ye
19.00 ders çalış
23.00 aile/arkadaş telefon trafikleri
01.00 ileride hayatının değişeceğini zannedip uyumaya çalış