Aslında sanıldığı kadar saçma değil. Zaten genellikle sahip olamayacağımız kişileri sevmez miyiz. Birine sahip olduktan sonra onu sevme ihtimaliniz düşüktür.
'sahip' olmanın gerçek sevgiye artı ya da eksi bir etkisi olmaz, sevginin aidiyet ya da mülkiyetle ilgisi yoktur. ki zaten sahip olduklarımızı sevmek öğretilmiş bir duygudur.
kisinin her turlu sifati hak ettiginin kanitidir. yuzsuzluk adina ask dersin ama neyin aski ? Aptallik bildigin, her gece onu dusunursun, hayal edersin. Sabah kalkar her zaman ki yaptigin seyleri yaparsin. O kisi seni dusunmez bile. aptal hissedersin kendini. Aci cekersin hepsi bosuna. kisacasi aptal olan kisidir.
Not: benim o aptal.
"...
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil
bütün iş, bütün iş tahir ile zühre olabilmekte
yani yürekte, yürekte
seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin ondan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın seni sevmesi şart mı,
değil..."
''sahip olduğun her şey, bir gün kaybedeceğin şeylerden sadece bir tanesidir'' chuck palahniuk abimizin dediği cümle ile kafa kafaya giden başlıktır. ikisi de hüsran ikisi de kaybetmek, ikisi de geçici.