kendilerine karşı çok acımasız olan insanlardır. kendini suçlayan, yapılan her şeyden kendini sorumlu tutan, her hatada kendini cezalandırmaya çalışan kısacası kendine bir insan gibi değil sanki hükmeden bir acımasız kral gibi davranan insanlardır. sürekli geçmişlerini baştan yaşayıp her seferinde bir hatalarını görerek kendini yiyip bitirir. her şeye ders çıkarmak gözüyle bakarlar. çok katı ve sert görünür bunlar dışardan. konuşulmaktan korkulduğu için yalnızlardır aynı zamanda. büyük bir kısırdöngü içinde olduklarının da farkında olmazlar.
küçük sevinçleri hiçe sayan, küstah, densiz, çok bilmiş ve herkesi küçümseyen tipler asla mutlu olamayacak insanlardır. onları sevdiğinden gelen bir demet papatya mutlu etmez ama sırf parası için birlikte olduğu kişiden gelen son model bir araba yüzünü güldürür. kısaca maneviyatçı değil de maddiyatçı tipler mutlu olmaz, istese de olamaz.
mutluluk anlıktır sürekli mutluluk bile mutsuzluğa yol açar. insanın fıtratında sıkılmak olduğu için her şey zamanla sıkıcı olup insanı mutsuzluğa sevk edecektir.
Takık insanlar.öyle ki ufacık bir söze, davranışa yada gerçekleşmeyen isteklerine
Öyle takilirlar ki taka taka huzursuz mutsuz neşesiz sessiz bir dünya kurarlar..
Çoğu zaman sallaaaa demeyi bilmeli insan...
Mutlu olmak için başkalarına muhtaç olmak, yaşantısını üstelik onlara onaylatmak zorunluluğu hissettiğinde. yani kendisi için değil de başkaları için nefes aldığında.