insanların takıntıları ya da alışkanlıkları asla değişmez.
ben mesela bazı konularda takıntılı bir insanım. şöyle bir geriye dönüp bakıyorum da mesela 7 yıl önceye göre inanılmaz değişimler ve gelişimler oldu bende, hayatımda. ama ben hala kulaklığı takarken sağ sol ayrımına özen göstererek takıyorum. 7 yıl önce de böyleydi ve şüphesiz 7 yıl sonra da böyle olacak.
geçen hafta, ricayı kıramamamdan kaynaklı, evi bana baya uzak olan eski öğrencilerimden birisine uzmanlık alanım dışında özel ders vermeye başladım.
2 korkum vardı. ilki, hangi öğrencim olduğunu başta çıkaramamış olmam. diğeri, daha da vahimi, düşündüğüm öğrencinin doğru çıkıp da yeniden o y*rak gibi ortama gidecek olmam.
derse gideceğim evle ilgili "50 metre ötedeki apartmanda, yaklaşık 3 sene önce, işsizim diye benden ayrılmak isteyen ayrılırken de evinin anahtarını gözünün önünde çöp kutusuna attığım eski sevgilimin oturuyor olması" gibi beni çok endişelendiren bir nane vardı.
yaklaşık 2.5 sene önce aynı öğrenciden dönerken bunla karşılaştık ve beni onun evini dikizliyorum, onu özledim filan sandı vatandaş.
öğrenciden haberi yoktu. çünkü tam öğrenciyle anlaştığım dönemde ayrılmıştık. tabi allah bilir twitterdan ne laflar gömmüştür o dönem. stalk merakım olmadığı için kendime engel olabilmiştim.
geçen hafta tekrardan ders vermeye başladığımda "inşallah görmem amk" diye düşündüm. görmedim de.
tabi allahın göüznden şansımın yaver gittiği kaçmamış olacak ki;
bu hafta karşılaştık!!!
yine evini gözetlediğimi düşünmüş olacak ki(halbuki zerre kadar öyle bir insan değilim ama bunların hayal dünyası garip.)
"nasılsın" diye kibarca yanıma geldi.
"iyi nabayım. öğrenciden dönüyorum" deyince hafiften bozulup "ek iş demek. paraya doyamıyorsun" diye laf çaktı.
önümde 2 seçenek vardı.
1- "işsizim diye terk eden or*spu mu bu lafı söylüyor" deyip tekme tokat girişmek.
2- "fesatlanma kızım sana da bir öğrenci buluruz" deyip gülüşmeler eşliğinde geçmişe süngeri sonsuza kadar çekip kaybolmak
ilk maddeyi yaparsam kuyruk acım çok belli olur, kendimi de acındırmış olurum diye 2. maddeyi yaptım. ama gülüşmeler eşliğinde bitmedi. "olur ne zaman bulacaksın" diye uzadı mevzu.
bu sayede konuşma arasına geçen seferki karşılaştığımızda da öğrenciden dönüyor olduğumu da sokuşturma fırsatı buldum, içim rahatladı lan.
'Nasıl başlarsa öyle gider' sözünü daima kanıtlar nitelikte olan şeylerdir, yaşanmadan da anlaşılması pek mümkün değildir, çünkü insanoğlu hep umut eder.