cevabını bulmayı çok istediğim bir soruydu bu. herkes gibi ben de budalayım. ben de kendimde hata aramam, suçsuz, masum olduğuma inanırım. insanoğlu zaten zamanın başlangıcından beri böyle değil mi, hep bir suçlu arama, suçu ona yükleme, çünkü herkes kendine göre kusursuzdur. biten bir ilişkinin ardından düşünülür, suçlu kimdi de böyle oldu, hiç yürümeyeceği belli olan bir ilişkiyi başlatan suçlu kimdi diye? ama herkes kendi içinde suçlu, suçlu olmasına da eros diye bir pezevenk varmış bence suçlu o. milletin götüne sokuyor aşk oklarını, sonra sittirip gidiyor.
yunan bir kıza sürekli küfredip sonra da suçlu kim diye afra tafra yapan arı edebi torbada saklayan insan hareketi. yok be şaka şaka.
kim mi suçlu? ben suçluyum, karşımdaki suçlu... ASlolan bu suçu beraber taşımaya razı olmak. çünkü bu mutsuz dünyada mutluluk suç, parıldayan gözlerle bakmak suç, bangır bangır çarpan kalbine güvenip delilikler yapmak suç...
yunan kızların da babasının adı eros olmasın kardeşim menşeili insan hareketi. olmasın kardeşim, ben küfrederken hatunun kimliğine mi bakacam. koymasınlar eros, zeus diye isimler. hehehe.
tankut paşanın da dediği gibi, çocuk olmak suç. insan hayatı bir tek çocukken yaşar, gerisi ise sadece bir vakit, zaman geçirme, şuursuzca ölümü bekleme. çocukların gözü de işte o yüzden parlar, hayatı yaşadıkları için. ben belki çocukken de çocuk olmadım ama büyüyünce çocuk olmak daha bir suç, ayıplanırsın, istediğini yapamazsın, çünkü artık kocaman adam olmuşsundur. bir daha da eskisi gibi istesen de olamazsın zaten, o masumiyeti kaybettikten sonra... o saflığı yitirdikten sonra... kirlendin artık çünkü kirlenmek güzeldir.
aşk içinde aşk olması mı suçtur yoksa serkan'ın hawai gömlek giymesi mi? serkan burada bir örnek sadece.
aşk içinde aşk her zaman 3. kişi anlamına gelmez. Görünüşte bir aşkı yaşadığınızı sanarken, biri ilişkide donuklaşır ya da alevlenir ve platonik aşkın baltasına eğer başını. aşk içinde aşkımız doğmuştur işte.bundan sonra ne yapsa batabilir, ne dese umursanmayabilir platonik aşık olunan tarafından. Gariptir eğer birisini eflatunvari severseniz karşıdaki bunu anlayıp da söylemez sadece kalp kırar her şeyden habersizce...
zayıflar kasları o ilk günler tay gibi dağda bayırda dört nala giden ilişki. sonra susmaya başlar çılgınca şakıyan kuşlar. ormandaki serin havayı sürekli hisseder olursun. Orada durup bir eros'u suçlamak gafletine düşmemek lazımdır işte Michelangelo Buonarroti.