her türlü duyguyu barındıran aşkın genelde bize gösterdiği o hüzünlü yüzüdür.. bizi zaman zaman nedensiz hıçkırıkların savaşçısı yapıveren, bazı şeylerin değerini mikroskopla gösteren o gerçeksi duygudur..
murathan mungan'ın da bir yazısında konu edindiği gibi;
"karşımıza erken çıkmış insanları yolun dışına sürerken bir gün dönüp, onu deliler gibi arayacağımızı hesaba kattık mı hiç.. aşk her zaman cömert davranmaz bize..
tersine çoğu kez zalimdir.. her zaman aynı fırsatları sunmaz..
toyluk zamanlarını ödetir, hoyratça kullandığımız, eskitmeden yıprattığımız,
savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün..
bir akşam üstü yanımızda kimsecikler olmaz; ya da olması gerekenler yanımızdakiler değildir.. "
aşkın acısını nedense terkedilen taraf çeker.. giden ardında bıraktığını umursamaz yeni aşklar peşinde koşar. ama terkedilen kişi için durum öyle değildir.. bir anda söküp atamazsın.. hayatın gerçeğidir aslında ama sadece acısı gerçektir.. aşk yaşanırken rüya gibidir ama acısı hayatın tam kendisidir.. hayat acımasız..