nereye gittiğinizi en net biçimde anladığınız gündür. bir nevi yemeği çiğneme mevzusu hani tadını alırsın ya. sonrası zaten sindirme dönemi gibi yavaş yavaş sindiriyorsun yediklerini..
Son güne 1 adım daha yakınsınızdır. Buraya girdiğinizde nereye geldim diye ağlayasınız gelir bittiğinde ise ne güzel arkadaşlarım vardı gidiyorum diye.
allahım kız olsaydımda gerdekde sikselerdi beni dedirtecek hadiseler silsilesidir. önce nizamiyede götü kalkık bir çavuş karşılar ve bavulundan, "senin işine yaramaz" deyip kendi işine yarayacak radyo, kolonya, parfüm vb şeylere el koyar ve ipnemsi bir gülüşle çıkışta alırsın demesi ile başlar herşey.
gelen giden memleket sorar ve artık götüne plaka takma isteği duyarsın. iyice mala bağlarsın ve kendini gerçekten koyun gibi hissetmeye başlarsın yavaş yavaş. üst devrelerin sevinir aha alt devreler geldi diye "sanki ipnelerin geri kalan askerliği bitti" hayvan toplama kampına girmiş gibi aşı yapılır, muayene edilir, tek tipler ve kamuflajlar verilir.
sürekli çök komutuna maruz kalırsın "çökerim turnam sineye" ve bir bakarsın gece olmuş ve yatmaya gidersin.
nereye mi ?
1 koğuş 100 yatak 100 ter kokusu 200 ayak 2000 ayak parmağı ve 1600 parmak arası kokusu olan ahırımsı bir yere.
lan yeter a q daha fazla anlatamayacam. eski günlerime döndüm.
kışladan içeri girdiğinde henüz neyle karşılaşacağını bilmezsin,hafif bir mallık hali hakimdir.alırlar genişçe bir alana oturturlar ardından koyun sürüsü şeklinde işlemler başlar.
öncelikle sigortan yapılır şehit olursan ailene bir miktar para (20 bin lira kadar) aktarılması için
arından evrakların incelenir muayene kısmına sevk olursun
soyunursun tartıya çıkarsın boyun ölçülür
ardından aşıları dayarlar
kısa bir ön bilgi verilir şöyle yapacaksınız böyle yapacaksınız
bölüklere taksimat yapılır
eşya alımına yollanırsın sırasıyla yazlık kışlık bot verirler,ardından kamuflaj ve koca bir spor çanta ,içinde eşofman iki atlet bir spor ayakkabı diş macunu falan filan
ardından bölüğün yolunu tutarsın bir koğuşa girersin bu saydığım şeyler yaklaşık 8 saat sürer geceye kalan biri olarak 1 de girdiğim koğuşta imza karşılığı sayılma sonucu 3 te yatıp sabah 5.30 da bir düdükle koğuş kalk şeklinde uyandırıldım (herneyse)
ilk sabah çok boktandır, üstünde kamuflaj olan yüzlerce adamla yemekhaneye girer kahvaltı sırasına girersin ,sırada sadece tencerede kaynatılmış çay alırsın masalarda dilim peynir siyah zeytin küçük tereyag vardır haftada 5 çeşit kahvaltı vardır kimi zaman saralle ,bal,krem peynir alırsın kahvaltıyı edip çıktığında yaktığın sigara ömrünün en tuhaf anlarından birisidir.
acemelik süresince çekeceğin içtima eziyetinin ilk etabını yemekhane önünde verirsin eğitim alanına giderken daha kimseyi tanımadığın için ilk okuldaki ilk gününü tekrar yaşarsın,öğle yemeğine aynı şekilde sırayla gidersin ,akşam yemeğine aynı, bu arada giriş kayıt işlemlerin yapılır formlar doldurulur ilk akşam yatağa başını koyduğunda yarrağı yediğinin artık farkındasındır devamını acemilik ile bir başlıkta paylaşırım ...
Bir erkeğin hayatında kendini en çaresiz ve güçsüz hissettiği iğrenç, berbat, zehir zembelek, lanet olası, insanın insan, adamın adam yerine konmadığı, ömrü hayatında kendini hiç bu kadar yalnız ve aşağılanmış hissetmediği ''anlatılmaz yaşanır'' cinsinden berbat gün...
Edit: dünyaya bir kere daha gelsem ve erkek olsam bu sefer askere gitmemek için elimden gelen her türlü şeyi yaparım. savaş çıksın umrumda olmazdı gene yapmazdım sonuna kadar kaçardım. Hayatımda ki en büyük tramvaydı askerlik, allah belasını versin o lanet yerin pühhh!