hayatımın 18 ayını birlikte geçirdiğim arkadaşlarımdan ve alaydan ayrıldığım gündür. insan kendi içerisinde korkunç git geller yaşıyor o kapıdan çıkarken. tüm ruhun ve vücudun tepki veriyor oradan çıkacağın için seviniyorsun bir yandan ailene kavuşacaksın mutlusun bir yandan da sanki ailenden ve evinden ayrılıyormuşsun hissi sarıyor tüm bünyeyi..
ne kadar ızdıraplı geçerse geçmiş olsun bittiği o gün hayatın boyunca bir daha asla yaşayamayacağın bir gün neticede.
Türk erkeğinin hayatında ki dönüm noktalarından ve en mutlu olduğu günlerden biridir. Şemdinli de bir üst bölgesinde askerdim ve çok zordu. Sürekli göreve gittik. Aktütünün yanında otlu isimli bir dağ var tam 3 ay sırtımda çanta ile oraya çıktım. Aktütün unsurları karatepe yi tutuyordu orda her gün sıcak temas, izli mermi yağmuru, çatışma vardı. 5 gün kalıyorduk bu dağda. Komandolardan tutta, meti timine kadar hepsiyle göreve gittik normal piyade olarak. Kışın 2 metre karda sırtımda erzak çantasıyla üs bölgesine erzak çıkardım kaç kere. Elektrik kışın hiç yok gibiydi. Yarrak gibi bir yerdi beyyurdu. Anlatmak istemiyorum daha fazla.
bir gece önce kral bir astsubayımız vardı harun komutan tüm askerlerle tek tek vedalaşmıştı hem sevinip hem üzülmek arasında geçen bir süre valizler bir gece önceden hazırlanır ve çıkılır.. iki gün yol izni olanlar bir gün evvel çıkar diğerlerinden seni uğurlatan nizamiye çavuşu ali bir gün sonra evine gider.. aradan uzun bir zaman geçer ve bir haberde görürsün beşiktaş patlamasında şehit düştüğünü, hayatımın en unutulmaz günlerini geçirdiğim kardeşim... unutulmuyor o zamanlar asker arkadaşlığı başkadır .. hayatının en değişik duygularını yaşadığın yere veda etmektir bir daha hiç dönmemek üzere..