--spoiler--
yazın ortasında dağın ortasında eğitimdeyiz denetlemeler öncesi.
bir hafta boyunca dağda kaldık. tulumlarda uyuduk.
hiç bot çıkarmadık, emir öyleydi.
bir hafta sonra kışlaya geldiğimizde, hepimizin ayağı bembeyaz olmuştu.
bir kaç arkadaşın ayak parmakları birleşmiş, ördek ayağı gibi olmuştu.
basit cerrahi yollarla operasyon yapıldı.
yemin ediyorum, toplu iğnenin yarısını topuğuma sokmuştum ve ağrı bile yoktu.
--spoiler--
en iğrenç olanı ise bir gece tuvalete giderken bir başksını da tuvalette görmek. ne yaptığı belli o yüzden suratım değişik bir hal alırdı ve yatağıma geri dönerdim.
yukarıda anlatılan tüm iğrençlikleri acemi birliğinde yaşadım ancak usta birliğinde 50 askerdik tuvaletlerimiz daima temiz, tuvalet kağıdı, kağıt havlu ve sabun hiç eksik olmazdı, yastık kılıfı ve nevresimlerimiz kadın yarbayımız emri ile her cuma yıkattırılırdı, koğuşlar her pazar yangın söndürme hortumu ve deterjan ile çiçek gibi yıkanırdı, 24 saat bulunan sicak su sebebiyle akşam 17.00 den sonra isteyen duş alabilirdi, takımın digi türk ü vardı ve hafta sonları 84 ekran tv mizde 30 asker ve bir çok türbeli yanyana maçları seyrederdik.
özellikle karakollarda henüz götünü yıkamayı dahi beceremeyecek yaşta, eğitimsiz, şımarık ve yaramaz çocuklara mutfakta aşçılık görevi verilmesi durumudur. bu durumdaki bir bebenin hazırladığı yemeği yemek zorunda kalmak ise büyük bir işkencedir. bu işkenceden kurtulma çabası ise karakolun bulunduğu bölgeye göre sonuç vermeyebilir. 4 ayda 15 kilo kaybıyla sonuçlanabilir.
acemi birliğinde tuvaletlerin hali nedeni ile 15 gün sıçamamak, 15 gün sonra sivilden göz aşinalığı nedeni ile samimi olabildiğin bir kadrolu sayesinde girdiğin nispeten daha temiz usta asker tuvaletinden 1,5 saatte çıkamamak sayılabilir.
yeminle 10 kg sıçtım lan. (aha bu da iğrençlik)
en alt devreydim, bölüğe devamlı yemekler geliyordu ancak yemek yüzü perk gördüğüm yoktu, nihayetinde en son gelen sen olduğun için ilk gelen 4 tabak sen 1 kaşık alıyordun her neyse, bir gün etli nohut geldi, terhisine az kalan birisini gördüm kepçe ile kazanda ki etleri ayıkladı 1 tabak kadar et aldı sonra gitti yedi, nohutu bize kaldı.
Sabahları da aynı şekilde ufak çokokrem filan gelirdi, yine eskiler 4 er tane alırdı en son olan ben ve arkadaşlarıma 4 kişiye 1 çokokrem kalırdı, dediğim çokokrem de 20 gramlıklardan yanı 1 dılım ekmeğe zor surersın.
Buna değinmişken tatlı konusunu es geçmeyeceğim, olurda şekerpare filan gelirse bu tatlıdan en son gelenın yemesı mumkun değildir, bu sebeple tepside ki şerbet kaseye boşaltılır, içine kuru ekmek atılır, kendince tatlı yapılırdı, can lan bu adamın canı istiyor işte böyle boktan bir askerlik yaptım işte...
Komutan seni s.keceğim dediğinde emredersiniz demektir . Yok ben yapmam ,yapmadım,demem, asarım ve keserim diyen arkdaşların her birini bizzat gözlemlemişimdir ki en önce onlar sıçrar..